Ben bazen kendimi keşfe çıkarım, ne olmuşum diye dönüp bir kendime bakarım. Bazen de derim ki “usta sen bir bana baksan, ne olmuşum ben.”
Buna tıpkı arabalarda olduğu gibi 5.000 km bakımı diyorum. İlla bir arıza yapmama gerek yok, 5.000 km’de bir servise sokuyorum kendimi.
Konusunda duayen danışmanlarım, mentorlarım, koçlarım ve dostlarım var. Hepsinden yaşayarak, belki de okuyarak öğrenebileceğimden çok daha fazlasını, çok daha kısa sürede danışmanlık alarak öğreniyorum.
Bu satırları da kendi deneyimlerimi sizlere aktarmak için yazıyorum.
***
Hayatımın her döneminde danışmanlık almaya özen gösteren insan oldum. Bugünlere nasıl geldin diye sorsalar, aldığım o danışmanlıklar ve öğrenmeye olan merakım sayesinde derim.
Hemen hemen her konuda “bir bilene sormak” refleksim var benim. Şimdi ben de danışmanlık yapıyorum. Bazen benden bu istendiği için, bazen de bildiklerimi bana yaptıkları gibi aktarmanın önemini bildiğim için...
Bir danışman ile çalışanların büyük bir kısmı danışma almanın önemini çoktan kavramış durumdalar.
Onların bu noktaya getiren şeyin buradan ileri götürmeyeceğini biliyorlar. Ender de olsa aralarında sadece fikirlerinin teyit edilmesi için ya da bunu bir sınıf atlama aracı olarak kullanmak için danışman ile çalışmayı tercih edenler de çıkıyor.
John Steinbeck’in dediği gibi “Hiç kimse akıl almak istemez, istedikleri sadece teyit edilmektir” sözünden yararlanarak danışmanlık yapmanın yani insanları, sistemleri ya da kurumları dönüştürmenin ne kadar zor olduğunu gözünüzde canlandırmanızı istiyorum.
Aslında konuya yalnızca danışma, öğüt almak istemek olarak bakmamakta da yarar var, yardım istemesini bilmeyenler o kadar çok ki. Gereksiz acılar çekiyorlar. Sorunları onlara devasa gibi görünüyor oysa hemen yanlarında oturan cüce (danışman) onun çözümünü biliyor.
Sorunları hala küçük iken fark etme ve çözümü güç hale gelmeden icabına bakma becerisini geliştirmek için bir koç ile, mentor ile ya da danışman ile çalışma fırsatları varken bunu yok sayıyorlar.
Yardım isteme cesareti o kadar önemli ki... Hiçbirimiz sandığımız kadar özel ve güçlü değiliz aslında. Yardım isteme cesaretimi toplayıp güçlenerek yoluma devam ediyorum.
Bunu yapamadığım zamanlar ise zaman kaybı yaşıyorum ya da yaşananlar yanıma zarar olarak kalıyor. Danışma almak bir marifettir. Bunun için kendini aşmasını bilmek gerekiyor.
İzmirli iki kadına ödül
Genç Liderler ve Girişimciler Derneği (JSI) ile Adana Amerikan Konsolosluğu, bu yıl “Southeast Business Woman’s Summit” başlığı altında 4.kez “Güneydoğu Doğu Anadolu İş Kadınları Zirvesi”ni düzenliyor. Zirvede ödül alacak Türkiye’nin başarılı 8 kadınından ikisi ne mutlu bize ki İzmirli...
İzmir’de başarılı projeleri ile inovasyonda fark yaratan yüzlerce “inovatif” projeye imza atan sevgili arkadaşım Burcu Tuna ve markalaşma, franchise konusunda sektöre yeni soluk getiren Selen Almaç Van’da hem İzmir’i temsil edecekler hem de sunumlarıyla katılımcılara ışık olacaklar.
Burcu Tuna ismini duymamış olabilirsiniz ama 2 bin 400 gönüllünün katılımıyla ilk kez İzmir’de oluşturulan “Atatürk” portresinin oluşturulduğu, 150 bin kişiyi İzmir Körfezi’ne döken “Atatürk Işığında Yürüyoruz” su perdesini, “Kadın Anıt Duvarı” nı mutlaka duymuşsunuzdur diye tahmin ediyorum. Eminim, Burcu Van dönüşü yeni projeleriyle yoluna devam edecektir.