En son ‘Affetmenin Alacakaranlığı’ yazımdan sonra isyan mailleri, mesajları aldım.
“Affediyoruz da ne oluyor, bundan ders çıkarmak yerine aynı davranışlara devam ediyorlar” diyenler oldu.
O nedenle bu hafta ‘Affetmek ne değildir?’ üzerine yazmaya karar verdim.
İsterseniz bu yazıyı okurken arka fonda Beyaz Kelebekler’den “Affetmem” şarkısını dinleyebilirsiniz.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki affetmek ne unutmaktır, ne inkar etmek, ne mazur görmek, ne uzlaşmak, ne de bağışladığınızı söylemektir.
Unutmuş olsanız affetmeniz söz konusu olmazdı zaten. Affettikten sonrada unutmaya çalışmanız gerekmez.
Araya zamanın girerek kalbinizin soğuması da değildir.
Affetmek aktif olarak gerçekleşir. Zamanla çözümlenmez sizin zaman içindeki tutumlarınız sayesinde gerçekleşir.
İncindiğiniz gerçeğini kabul etmeyerek yaşadıklarınızı küçümsemeniz, yok saymanız yani inkar etmek affetmek değildir.
Size verilen zararın farkında olarak iyileşme ve çözüm için adım atmanızdır.
Affetmek size yapılan haksızlıkları mazur gördüğünüz anlamına gelmez. Yapılan haksızlıklara bir bahane bulduğunuz, mazeretleri kabul ettiğiniz anlamına da gelmez.
Bağışladığınızı söylediğinizde de affetmiş olmazsınız. Üstelik tek başınıza sessiz bir şekilde de affedebilirsiniz.
Affetmek uzlaşmak değildir. Oysa size ihlalde bulunan kişiyle bir araya gelmeniz bazı durumlarda sizi tehlikeye bile sokabilir.
Hayatınıza başka bir yön vermeye karar vermiş olabilirsiniz.
Farklı affetme aşamalarından affettiğiniz kişi olmadan da geçebilirsiniz.
Affetmek her şeyin düzeldiği anlamına gelmez. Affettiğiniz kişiye karşı tüm düşünce ve duygularınızın olumlu yönde değişmeyebilir.
Bağışladıktan sonra da olayla ilgili negatif duygularınız devam edebilir. Affettikten sonrada ilişkinizle ilgili çalışmanız gerekir.
Haklı olduğu ispatlanacağı günü beklemek affetmek değildir. Affettiğini söylemek fakat sürekli hatırlatarak başa kakmak da sahte bir affediciliktir.
İntikam, kin ve nefret duyguları affetmeyi zorlaştırır. İntikam alma ve kin duyguları bireye geçici bir mutluluk getirebilir.
Uzun vadede ise o problemle daha uzun süre meşgul olunmasına neden olur.Böylelikle kendi yaralarınızı iyileştirecek vakit bulamazsınız.
Bu nedenle intikam almaya çalışarak çok daha fazla zarar görürsünüz.
Hayata devam edemez, sürekli intikam düşüncesiyle kendinize yapılan ihlali daha da büyürsünüz. Unutulamaz bir hal alır. Artık ya geçmişte ya da gelecekte yaşıyor hale gelirsiniz.
Affetmek yapılması en zor erdemlerden biridir. Yaşadığınız yoğun negatif duygular bir süre sonra yerini karar vermenin zorluğuna bırakır.
Yolunuza nasıl devam etmelisiniz? Güveninizi kıran, size ihlalde bulunan kişiyi affederek mi? Uzlaşarak mı? Yolunuza başka yollardan mı devam etmeli? Yoksa intikam mı almalısınız?
Aldatılmış, çok büyük haksızlıklara ve hayal kırıklıklarına uğratılmış, güveninizi kaybetmiş olabilirsiniz.
Nihayetinde affedip affetmeme konusunda karar vermeniz gerekir. Biliyorum gerçekten affetmek zordur. Bir süreç gerektirir bir anda olmaz.
Affettikten sonra tutunmamız, üzerinde çalışmanız ve sürdürmemiz gerekir.
Peki neden affetmeyi seçmelisiniz? Çünkü affetmek sadece karşınızdakine değil kendinize de yaptığınız bir iyiliktir. Başkasına bir hediye olarak verebileceğiniz gibi, kendi iyiliğiniz içinde affedebilirsiniz.
Francis Bacon’un dediği gibi “İntikam almaya çalışan adam iyileşebilecek olan yaralarını da açık tutar” da ondan...