Genç Yetenek Tarık Kaan Alkan

4 Eylül 2019

‘Artık uluslararası piyano yarışmalarında Türklerin adını gören diğer çocuklar endişe duymaya başladılar’ cümlesini sarf eden Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Anasanat Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Burcu Aktaş Urgun’un öğrencisi 13 yaşındaki Tarık Kaan Alkan başarıdan başarıya koşuyor. Annesi piyano ve keman öğretmeni olan Kaan’ın birçok uluslararası yarışmada derecesi var. Hocasının beni konserine davet etmesi sonucu haberdar olup, keyifle dinlediğim genç yetenek Tarık Kaan Alkan’ın ileride çok daha büyük başarılara imza atacağına inancım sonsuz.

Piyanoya çok küçük yaşlarda başladığını biliyorum. Piyanoya olan aşkını keşfettiğin anı merak ediyorum. Öyle bir an hatırlıyor musun?

Hatırladığım kadarıyla ilk olarak yedi yaşındayken bu duyguyu hissettim. Yedi yaşımdan önce hissettiklerimi tam olarak anımsamıyorum. Çok yetenekli bir müzisyen çocuğun hikayesini anlatan bir film izlemiştim. Film bir biyografi olmasa da gerçekten etkilenmiştim. O filmden sonra piyanoya ve müziğe olan içimdeki tutkuyu keşfettim.

Yaşıtların dışarıda oynarken saatlerce piyano başında olmak büyük bir disiplin ve aşk gerektiriyor. Hiç ‘off’ dediğin bir an oluyor mu?

Küçükken

Yazının Devamı

Türkiye’nin En Hızlı Çeken Yönetmeni; Selçuk Aydemir

19 Eylül 2018

Çalgı Çengi filmi ilk çıktığı zamanlarda çok başka bir zekanın ürünü olduğunu düşünmüş, Selçuk Aydemir’in yaptığı her işi hayranlıkla takip etmeye başlamıştım. İnce mizahı, sahnelerinde zekice detaylar barındırması, kendine özgü çekim teknikleri ile sıra dışı bir yeteneğin temsilcilerindendi. Tam bir Aykırı Zihin olan ve çok az röportaj kabul eden Selçuk Aydemir ile çocukluğundan, düşünce sisteminin temellerinden, setteki ortamdan, insan ilişkilerinden, yetenekleri nasıl keşfettiğinden, varoluştan, bilinçten, vicdandan kısacası hiçbir yerde okuyamayacağınız çok özel konulardan oluşan uzunca bir sohbet gerçekleştirdik. Yeni jenerasyonun deyimiyle röportajın bir noktasından sonra tam bir ‘uçuşa geçiş’ yaşadığımız, beyin fırtınasına dönen bu keyifli sohbet çok özeldi.

Kendinizi birkaç kişilik özelliğinizle tanımlamanızı istesem ne söylerdiniz?

Şüpheci… Ama her şeyden, her kuramdan, kuraldan, her şeyden şüphe eden biriyim. Klasik algısını ve düz yolu sevmeyen biriyim. “Bu böyle yapılır, bunun kuralı budur” denmesinden nefret eden, aşırı hayalperest biriyim. Ama aşırı, normal değil, rüya gördüğümde mesela çok kurmaca dediğim olur. Rüya görmeyi çok severim ama çok az rüya görürüm. Böyle

Yazının Devamı

Alzheimer Hastalığı Tedavisinde Yeni Umut; Ultrason Dalgaları

27 Temmuz 2018

Alzheimer hastalığından dünya üzerinde muzdarip olan yaklaşık 50 milyon insan var. Yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte daha da yükselecek olan bu sayı Alzheimer hastalığını çağımızın en büyük sağlık problemlerinden birisi haline getirdi. Hastalığın şu an için bilinen kesin bir tedavisi yok. Elimizdeki ilaçlarla ancak hastalığın gidişini yavaşlatabiliyoruz. Bill Gates gibi elini taşın altına koyan insanlar sayesinde, bir tedavi yöntemi bulunması için büyük araştırma bütçeleri sağlanmaya başlandı. Mümkün olduğunca bu köşeden sizlere Alzheimer hastalığı konusunda yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler vermeye çalışıyorum. Bu yazıda da çok yeni bir çalışma sonucundan ve tedavi umudundan bahsedeceğim.

Daha önce yapılmış bazı çalışmalarda, düşük yoğunluklu kesintili ultrason dalgalarının beyin hücrelerinin yenilenmesini tetikleyen moleküllerin salınımını artırdığı tespit edilmiştir. Bu bilgiden yola çıkarak düşük yoğunluklu kesintili ultrasonun Alzheimer tedavisinde kullanılma ihtimali olduğu düşünülmüştür.

Düşük yoğunluklu kesintili ultrason(DYKU) tanısal ultrasondan farklıdır. Yani doktorların sıklıkla istediği ve hastalıkların tanısında kullanılan, vücudun birçok alanına uygulanan

Yazının Devamı

"Mizahla Kendimi de Terbiye Ediyorum”

26 Haziran 2018

Kaan Sekban, mizahın yeni yüzü. Aslında O hayallerinin peşinden gidebilecek kadar cesur, eski bir bankacı. Şimdi ise milyonların tanıdığı, Cem Yılmaz’la aynı sahneyi paylaşan, Gülse Birsel’in dizisinde yer verdiği, Ayşe Arman’ın röportaj yaptığı bir oyuncu/komedyen. Hayallerinin peşinden gitme cesareti tek başına bu kadar büyük başarılara ulaştırabilir mi insanı? Tabi ki hayır. İşte burada benim profesyonel alanım devreye giriyor. Bir Nöroloji uzmanı olarak Kaan’daki aykırı zihini daha yakından tanımak ve sizlere bir de bu yönüyle aktarmak istiyorum. Beni kırmadan tüm içtenliğiyle sorularımı yanıtladı ve harika bir sohbet gerçekleştirdik. Gösterilerine biletler birkaç gün içerisinde tükendiğinden, yer bulamadığım 28 Haziran’da Zorlu’daki gösterisine bizi davet ettiği için de ayrıca mutluyum. Hayatın tam ortasından kesitlerin keskin bir zekayla işlendiği Kaan Sekban gösterilerini, reçetelerime de ekliyorum artık. Çünkü gülmek en iyi ilaçtır.

Yazının Devamı

"Müzikte Yetenek Sadece Bir Başlangıçtır!"

28 Mayıs 2018

Geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir bilimsel çalışmanın sonucuna göre, küçük yaşlarda enstrüman eğitimi, çocukların zeka gelişimini pozitif yönde etkiliyor. Müzik eğitimi hem hayatta bir disiplin kazanmak açısından hem de yaşamın mücadelesi içerisinde ileride bir dinlenme alanı olması bakımından çok önemli.

Birçok yetenekli hatta bir kısmı çok özel yetenekli ve ülkemizi dünyada temsil eden öğrenciler yetiştirmiş ve yetiştirmekte olan Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Anasanat Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Burcu Aktaş Urgun ile çocuklarda müzik eğitimini konuştuk.

Çocuğunuzun yetenekli olduğunu nasıl anlarsınız, piyano eğitimi kaç yaşta başlamalıdır, öğretmen seçiminde nelere dikkat edilmelidir, özel yetenekli çocuklar konusunda nasıl bir yol çizilmelidir, 40 yaş sonrası müzik eğitimi nasıl olur gibi birçok konuda oldukça aydınlatıcı bilgiler verdi. Bir konservatuvar velisi olarak bilmediğim birçok şey öğrendim. Hem çok keyifli, hem de bilgi dolu bir röportaj oldu.

Çocuklarda müzik yeteneği nasıl fark edilir ve değerlendirilir? Sizin yönteminiz ne?

Öncelikle mutlaka bize yani profesyonellere getirmeleri lazım çünkü aileler farklı yorumlayabiliyorlar.

Ne gibi, nasıl

Yazının Devamı

“En Büyük Organı Egosu Olan İnsanlar Var”

18 Nisan 2018

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan psikiyatri hekimi olmasının yanı sıra modern çağın filozoflarından birisidir bence. Birlikte çalışabilme onuruna erişebildiğim kıymetli Hocamın her söyleminde, her hareketinde bir öğreti vardır. Sorulacak çok fazla soru olmasına rağmen aralarından seçme yapmak zorunda kaldım. Mutluluğun sırrı, evlilik kavramı, sosyal medya bağımlılığı, psikolojik savaş gibi merak edilenleri konuştuk. Gerçekten kaçırılmayacak ve çok özel bir sohbet oldu. Bir psikiyatrist ve bir nöroloğun sohbeti normal röportajlardan biraz farklı oluyor elbette. Keyifli okumalar diliyorum…

-Yaşam ve kendi varoluşunuz üzerinde hangi yaşlarda düşünmeye başladığınızı merak ediyorum. Hayata dair ilk saptamanız neydi?

Ben Kuleli Askeri Lisesi'ndeyken kamplarımız olurdu. Orada boş vakitlerimde tellerle devri daim makinesi yapmaya çalışırdım. “Bir makine hiç durmadan nasıl çalışır?” diye düşünürdüm. Meraklı bir yaklaşımım vardı. Liseden sonra, üniversite için 69 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesine geçince varoluş felsefesiyle ilgilenmeye başladım. Beyazıt'taki sahaflardan öğrenci harçlığımla kitaplar alırdım. Öğrenciliğim tam da siyasi kutuplaşmaların olduğu 12 Mart

Yazının Devamı

Prof. Dr. Hüsrev Hatemi’yle Bir Hoş Seda

13 Şubat 2018

Hekimlik ve şairlik aynı bünyede buluştuğunda şifa bulmamak mümkün değildir. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden Değerli Hocam Endokrinoloji bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Hüsrev Hatemi’nin hastalarının yıllarca ona bağımlı olmasının sırrı tam da bu bence. Bir şair inceliğinde hastalığın kalbine ulaşıp, ilmi ile binlercesine şifa dağıtmak. Farklı fakat birbirini besleyen alanlarla aynı anda uğraşan ve başarıya ulaşan tam bir "Aykırı Zihin" O. Sözü uzatmadan, sesinde huzur bulup, anlatımıyla büyülendiğimiz insanlardan olan Prof Dr. Hüsrev Hatemi ile yaptığımız sohbete bırakıyorum…

Yazının Devamı

Bu Çorbada Hepimizin Tuzu Bulunsun

5 Şubat 2018

Türk milletinin en önemli özelliği nedir diye sorsalar, hiç şüphesiz merhameti diye yanıt verirdim ben. Mesleğim gereği bunu en iyi gözlemleme şansı olanlardan birisiyim. ABD’de araştırma için bulunduğum dönemde, hastaneye başvuran Alzheimer hastalarının birçoğu ilerleyen zamanlarda kalabilecekleri bakımevlerini araştırıyorlardı. Bizde ise Alzheimer ya da diğer tür Demansların tanısını hasta yakınlarına açıkladığım anda, daha da bir kenetleniyorlar. Hep birlikte hastanın refahı için neler yapabileceklerini en ince detaylarıyla araştırıyorlar. Ve bunu çok da güzel başarıyorlar. Kocaman bir sevgi çemberi ile hastalarını sarıp sarmalıyorlar.

Peki bunlardan neden mi bahsettim? Bu sabah e-postama gelen bir mesajla haberdar olduğum ve çok anlamlı bulduğum bir projeyi sizlere anlatmak için. Dünyaca ünlü birçok şef bir araya gelerek Suriyeli mültecilere yardım amaçlı bir yemek tarifi kitabı çıkarmışlar. Adı da “Suriye için Çorba”. Tüm geliri de Suriyeli mültecilere bağışlanacak. Bu kitabın Türkçesini de sloganı “herkesin iyiliği için” olan Hayykitap çıkarmış. Öyle tahmin ediyorum ki böyle konularda oldukça hassas olan insanımız sayesinde ihtiyaç sahibi birkaç kişinin yüzü gülecek. Tüm

Yazının Devamı