Yeni yılda yenilenmek, yeni kararlar, hedefler belirlemek, sonrada bu hedeflerin çoğunu ilk ayda rafa kaldırmak, her yıl yaşadığımız bir karmaşadır aslında.
Hangimiz 1 Ocak’da diyete başlamadık, hangimiz sigarayı bırakmadık, hele o spora başlama fikrimiz yok mu! Hani genelde spor merkezinin parasını yıllık ödedikten sonda 4 - 5 defa gidip bir daha gitmememizle sonuçlanan. Acaba bu plaları yaparken kendi hayatımızı biraz daha gerçekçi analiz ederek planlar yapsak nasıl olur?
Çalışan annelerin sorunu zamansızlık
Çalışan annelerin genel sorunudur zamansızlık, yetişememek. İş hayatı zaten yorucu hafta içi vakit yetmiyor diyorsanız hafta sonu 1 saati kendinize ayırmayı deneyebilirsiniz. Havacılıkta bir kural vardır; "oksijen maskeleri düştüğünde ilk önce kendinizinkini , sonra çocuğunuzunkini takın" denir. Çünkü siz biliçli ve sağlıklı kalamazsanız çocuğunuza yardım edemezsiniz. Aynı kural genel hayatınız için de geçerli aslında.
Planınızı doğru ve gerçekçi yaparsanız uygulamak daha kolay oluyor
İşe, yapmak istediklerinizi kendi hayat rutininize göre planlamak, yapamayacağınız şeyleri hedeflememek ile başlayabilirsiniz. Aynı şekilde çocuğunuzla bu yıl yapmak
Çocuklarda çok sık rastladığımız dersi dinlememe, derste hayallere dalma, evde ödevlere ilgi göstermeme gibi sorunlar aslında çok da yabancı olmadığımız durumlar. Genellikle bu gibi durumlarda çocukların tembel olarak adlandırılmasına da oldukça sık rastlarız.
Ne yazık ki bu gibi durumlarada aileler ve eğitmenler, tembel olarak adlandırılan çocuğa ders çalışması yönünde çeşitli baskılar uygular. Bu da öğrencide daha fazla strese yol açabilir.
Konuya öncelikle beynimizin nasıl öğrendiğini anlayarak başlamak gerekiyor. Bengi Semerci Enstitüsü’nden, Çocuk-Genç ve Erişkin Psikiyatristi, Prof. Dr. Bengi Semerci beynimizin nasıl öğrendiği ve stres altında nasıl çalıştığı konusunda bilgiler verdi.
Beyin nasıl öğrenir?
Beyin, sürekli etraftan gelen uyarıları almakta ve değerlendirmektedir. Tekrarlamalar ve eski bilgilerle kurulan bağlar, nöronlar arasındaki bağlantılarda değişimler yaparak öğrenilen bilginin uzun süreli bellekte depolanmasını sağlar. Uzun süreli belleğin kapasitesi sınırsız ve kalıcıdır. Doğru öğrenme ve değişim; Bilgiyi gerektiğinde nereden ve hangi bilgiyi nasıl geri çağıracağını öğrenmek demektir.
Gelen uyarılar öncelikle beynin amigdala denen duyusal
Doğum öncesinde, sırasında veya bebeğin 3 yaşa kadar olan yaşamında, beyin/beyinciğin bir bölümünün hasar alması sonucu meydana gelen Cerebral Palsy, duruş ve hareketleri etkileyen fiziksel bir engellilik durumudur.
Ülkemizde görülme sıklığı 1995 yılında yapılan bir araştırmaya göre binde 4.4 olan CP, gerek aile gerekse çocuk için uzun soluklu bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu uzun süreçte CP’li çocuklarımızı yalnız bırakmamak, aileleri desteklemek çok önemlidir.
Cerebral Palsy’li çocukların yaşam boyu ihtiyaç duydukları özel eğitim ve rehabilitasyon desteklerine kavuşabilmeleri için kurulan Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı'na ilk desteği Sabancı Ailesi vermiştir. Vakıf, koruyucu, önleyici, eğitici ve psikoterapik hizmetler sunmak amacı ile 2015 yılında bünyesinde kurulan Aile Danışma Merkezi ile ailelere daha yakın ve iyi hizmet vermeyi amaçlamaktadır.
Tüm çocuklar gibi sevgi, bakım, ilgi, şefkat onların da en doğal ihtiyaçlarıdır. Hamilelik sürecinde sorun yaşanması (enfeksiyon, stres, anne yaşı vb.), erken doğum, düşük, doğum ağırlığı, doğum sırasında bebeğin sorun yaşaması gibi hikayesinde risk faktörü olan bebekler mutlaka yakın takipte olmalıdır."diyen, Tür
Kış aylarında çevresel faktörler nedeniyle çocuklar daha sık hastalanırlar. Oysa, bağışıklık sistemini güçlendirmek, grip gibi viral enfeksiyon hastalıklarının yaygın görüldüğü dönemlerde bazı önlemler almak, çocuklarımızı hastalıklardan korumakta fayda sağlar.
Soğuk kış aylarında çocuklarımızın sağlığı için alabileceğimiz önlemler ve yenidoğan döneminde dikkat edilmesi gerekenler hakkında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları A.D. Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Mehmet Vural önemli bilgiler verdi.
Grip, nezle gibi hastalıklarından çocukları nasıl koruyabiliriz?
Bu tür enfeksiyonlardan korunmak için alınacak önlemleri şöyle sıralayabiliriz; Hasta kişilerle teması en aza indirmek, mümkünse temas etmemek, kalabalık yerlerden kaçınmak, çocukları alışveriş merkezlerine götürmemek, evi gün içinde birçok kez ve iyi havalandırmak önemlidir. Ayrıca çocukları hava soğuk olsa bile sokağa, bahçeye parka çıkarıp temiz hava almalarını sağlamak, evin hava sıcaklığını kesinlikle 21-22 derece üzerine çıkarmamak, ev içindeki hijyeni iyi sağlamak ve bol bol el yıkamak alınabilecek diğer önlemlerdir. Özellikle alışveriş merkezlerindeki oyun alanlarının çocukların rutin oyun alanı olmaması
Bebeklerin dişleri çıkmaya başladığında temizliğinin de başladığını biliyoruz.İlk dişler gelecek kalıcı dişlerin ve çocuğun ağız, çene yapısının gelişiminde rol oynar Çocukların genel sağlığını etkileyen dişleri korumak için yapılan bazı uygulamalar var. Günlük bakım olarak bebeklerde ıslak tülbent ile ağız, diş temizliği yapılırken daha büyük çocuklarda, çocuklar için özel üretilen macunlar ile günlük diş fırçalama rutini devreye giriyor. Diş fırçalama rutinine ilaveten flor, fissür örtücü uygulamaları diş hekimlerince güvenle uygulanabiliyor.
Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de ağız ve diş hastalıkları oluşmadan önlenebilir hastalıklar statüsündedir. Bu sebeple gerekli tedbirleri almak sonradan oluşabilecek pek çok soruna çözüm bulmaktan daha az maliyetli ve zahmetli bir yoldur. Sağlıklı dişlere sahip çocukların daha rahat beslendiğini, daha rahat ve düzgün konuştuğunu da unutmamak gerekir.
Çocukların ağız ve diş sağlığını koruyan bu uygulamaların detaylarını, çocuklarda su tüketimi ve içilen suyun flor mktarının ne olması gerektiği ile ilgili sorularımı Diş Hekimi, Gerçek Canpolat yanıtladı.
Çocukların su içmesi diş sağlığı açısından neden önemlidir?
Yetişkinlerde olduğu gibi
İnsan ömrünün uzamasıyla birlikte yaşlılık hastalıklarını ve bakım ihtiyaçlarını daha fazla duymaya başladık. Orta Çağ’da 30 - 40 yıl olan insan ömrü şuan iki katına uzamış durumda.Yaklaşık 200.000 yılda 1 milyar nüfusa ulaşan dünya son 200 yılda 7 milyar nüfusa erişti. Eğer şu anki yaşam şeklimizi sürdürürsek 2100 yılında dünya nüfusunun 11 milyar olması öngörülüyor.
Bu tabloya baktığımızda dünya nüfusunun artmakta ve aynı zamanda yaşlanmakta olduğunu da görüyoruz. TÜİK verilerine göre; 2015'te dünyanın yüzde 8,5’ini yaşlı nüfus oluşturdu. Türkiye’de ise yaşlı nüfus oranı %8,2’ye yükseldi. Bu oran gözünüze küçük görünmesin zira geleceğe baktığımızda, ülkemizde yaşlı nüfusun 2023 yılında %10,2, 2050’de ise %20,8 olması öngörülüyor.
Yaşlı bireylerin davranış ve beklentileri değişti
Yaşlılıkta turizm, bakım ve ekonomi alanlarında çözümlerin geliştirilmesinde önemli rolü olan, Dördüncü Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi 24-25 Kasım 2016 tarihlerinde yapıldı. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş başkanlığında, Medikal Turizm Derneği Başkanı Uzm. Dr. Sinan İbiş yönetiminde gerçekleştirilen kongrede, 65 yaş üzeri bireylerin değişen talep ve
Zaman zaman çocukların toprak veya buz yediğini duymuşuzdur. Kulağa tuhaf gelen bu davranışlar aslında vücuttaki bir eksiklikten kaynaklanmaktadır. Buz yemeye pakofaji, toprak yemeye geofaji denir ve her ikisi de demir eksikliği anemisi bulgularındandır.
Demir eksikliği anemisi ülkemizde gerek genetik yatkınlık, gerekse beslenme şeklimiz sebebiyle sık rastlanılan bir durumdur. Gelişmekte olan ülkelerde 5 yaş altındaki çocukların %50’sinde demir eksikliği olduğu tahmin edilmektedir.
Demir eksikliği anemisi ile ilgili, Acıbadem Kozyatağı Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Hematolojisi, Prof. Dr. Cengiz Canpolat önemli bilgiler verdi.
Demir elementinin vücudumuz için öneminden söz eder misiniz?
Demir, yaşam için çok önemlidir. Protein sentezi, oksijen taşınması, elektron transportu, hücre solunumu, pek çok enzimin yapı ve işlevinde görev alır. Eksikliğinde sadece anemi değil, sinir sistemi, bağışıklık sistemi diğer sistemlerin işlevlerinde de bozukluk ortaya çıkar.Çocuklarda büyümeyi, zekâ gelişimini etkiler.
Demir eksikliği anemisi nedir?
Demir eksikliği çocuklarda en sık görülen besinsel eksikliktir. Dünyada yaygın olarak görülmektedir. En sık geç süt çocukluğu ile erken
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, Akdeniz Filarmoni Orkestrası gibi pek çok orkestranın kuruluşunda görev almış, dünyaca ünlü orkestra şefi Gürer Aykal ile müzik ve çocuklar hakkında sohbet ettik.
Sohbetimiz sırasında sık sık ailede verilen müzik sevgisinin önemine değinen Gürer Aykal, ayrıca ülkemizin daha fazla sanatçıya ihtiyacı olduğunun da altını çizdi.
Peki çocuklarımızın müzik yeteneğini nasıl keşfedebilir ve geliştirebiliriz? Müzik eğitimi nasıl olmalı?
Sizin müzik yeteneğiniz nasıl keşfedildi?
Benim babam öğretmendi ve her enstrümanı çalabilen biriydi. Benim yeteneğimi keşfeden de kendisidir. İlk derslerimi ondan aldım.
İlk eğitim ailede başlar diyebilir miyiz?
Kesinlikle. Bu konuda özellikle annelere büyük görev düşüyor. Çocuklarına, bebekliklerinden itibaren başta Mozart olmak üzere klasik müzik dinletmelerini öneriyorum. Günümüz teknoloji ile artık bunu yapmak son derece kolay. Hemen hemen her evde olan telefon, tablet, bilgisayarlardan Baby Mozart, Baby Bach gibi bebekler için özel düzenlenmiş kayıtları dinletebilirler. Buradaki sesler çok özeldir. Hayatının ilk günlerinde yeni bilgiler alarak, iletişim kuran bebeklerin beyin gelişimlerinin çok