Herkesin aklından geçen düşünce ve duyguları geçen hafta Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım çok güzel ifade etti, “Sezonun, tüm spor dallarında bütün sporseverler için kardeşlik, barış, saygı, sevgi ve fair-play duyguları içinde geçmesini diliyorum” dedi. Bu sözlere inanmayacak, altına imzasını atmayacak tek bir kişi çıkmaz Türkiye’de...
Peki Aziz Yıldırım bunları söyleyip kendisi uygulayabildi mi? Bugüne kadar rakiplerle ne kadar barış içerisinde olabildi? Ya da kimlerle kardeşlik duygularını yaşayabildi? Kimlere saygı gösterdi? Ne kadar saygın oldu? Ve ne kadar fair-play duygularıyla hareket edebildi?
Kaybettiği maçların hemen bir çoğundan sonra hatta bazen sonrasını bile beklemeden maçın devre arasında hakem odalarını basmadı mı?Veya kaç hakemi yeşil sahalardan uzaklaştırmakla tehdit etti? Basın mensuplarına kaç kez hakaret etti? Ve sadece görevleri görüntü almak olan kameraman ve foto muhabirlerini kaç kez engelledi? Kendi yöneticileri başta olmak üzere Futbol Federasyonu Başkanına kadar sorunlar yaşamadı mı? Hatta kendi seyircisine bile maç devam ederken mikrofonu eline alıp müdahale etmedi mi?
Şimdi Aziz Yıldırım’ın bu mesajı yeni bir sayfa açma çabası mı
Galatasaray iyi bir oyunla maçı kazanmayı bildi. Yalnız orta sahasında daha önceki maçlarda olduğu gibi 2. yarıda oyundan düşüş gözleniyor. Savunmada Dany yine çok iyi işler yaptı. Hamit’in bir an önce toparlanması Galatasaray orta sahası için son derece önemli, eğer o da toplanırsa bu takıma önemli katkı sağlar.
Maçın hakemi Özgür Yankaya karşılaşmayı mükemmel yönetti. Göstermiş olduğu sarı kartları ve oyuna tempo kazandıran avantaj uygulamaları ile göz doldurdu. Kolay faul ve kart bekleyen oyunculara prim tanımadı. Topu oyunda tuttu, yardımcılarıyla ile işbirliği üst düzeydeydi.
Yankaya’ya bir eleştirim var; Forma seçimleri konusunda. Forma renk tercihinde hatalıydı. Her iki takımın da forma renkleri koyu kontrasttaydı.
Hakem mutlaka renkleri koyu renk-açık renk olarak tercih etmeli. Bu hem izleyenlerin, hem sahadaki oyuncuların, hem de hakemlerin işini kolaylaştıracaktır. Maçın yardımcı hakemlerinden Ekrem Kan’ın ise iki kritik pozisyondaki ofsayt kararları doğruydu.
Her iki takım da kısır bir performans ortaya koydu. Bu maça kimse tempolu oynandı diyemez. Aykut Kocaman’ın Selçuk Şahin ve Mehmet Topuz’daki ısrarını anlamıyorum. Mehmet Topuz, zaten kendisinin rakibi gibi oynuyor. Kulübede Salih Uçan gibi orta sahada topu her iki yönlü oynayabilen genç oyuncu var.
Hakem Yunus Yıldırım, faul tespitlerinde genelde doğru kararlar verdi. Skora etki eden hatası da olmadı. Ancak sarı kart yorumlarında hatalar yaptı. Özellikle Egemen ve Yobo, Eneramo’ya sürekli faul yaptılar. Egemen, yapmış olduğu faullerin en az ikisinde sarı kart görmesi gerekiyordu.
Sivasspor’dan Erhan Güven ise serbest atışlardan önce Kuyt’ı sürekli tuttu ve pozisyonunu bozdu. Yıldırım, bırakın sarı kart göstermeyi bu oyuncuyu uyarmadı bile. Bunun yanında Mehmet Topal’a göstermiş olduğu sarı kart hatalıydı. Burada bir hava topu mücadelesi vardı.
Beşiktaş’ın sezon başından bu yana gösterdiği performansı çok beğendim. Samet Aybaba yeni gelenler, gençler ve eskilerle iyi bir takım oluşturdu. Bu maçta da savunmada, hücumda ve orta sahada pres yapan, koşan ve yardımlaşan bir görüntü çizdiler. Hakem İlker Meral’e gelince... Skora etki eden hatası olmadı. Avantajları iyi oynattı. Faul kararlarının genelinde doğru tespitler yaptı. Ancak Meral bir serbest vuruş kullanılırken, topa arkası dönük Fernandes ile konuştuğu esnada, rakip oyuncu topu oyuna soktu ve top kale direğinin hemen yanından auta çıktı.
Şimdi İlker Meral’e soruyorum. Burada Karabüklü oyuncu topu oyuna eliyle sokmuş olsa ve bu gol olsaydı çok büyük skandal olmayacak mıydı? Hakem hiçbir zaman topa arkasını dönmemeli.
Bunun dışında Veli Kavlak topla eliyle oynadığı için sarı kart gördü. Bu doğruydu ancak Karabüklü oyuncu Juju da topu eliyle düzelterek gol atmaya çalıştı. Burada sarı kartını göstermeyi unuttu. Yardımcı hakemlerden Volkan Narinç çok başarılı bir ofsayt yorumu yaparken, diğer yardımcı Hakan Yemişken ise iki net ofsayt olan pozisyona devam diyerek önemli hata yaptı.
Trabzonspor, kendisinden çok zayıf olan Macaristan temsilcisi Videoton’a bir gol atmayı bile başaramadı. Umarım bu sonuçtan sonra bordo-mavili yöneticiler, transferde ne gibi hata yaptıklarının farkına varırlar. Aksi taktirde Trabzonspor ligde de hüsran yaşayabilir. Şenol Güneş’in bu kadro ile elinden gelen budur. Bundan daha fazlasını beklemek Teknik Direktör Şenol Güneş’e haksızlık olur.
Kuralar çekildiğinde bordo-mavili takımın Videoton’u eleme ihtimalinin yüksek olduğunu herkes düşünüyordu. Videoton, yıldızı olan bir takım değil, ancak iyi mücadele etti ve penaltılarda maçı kazanmasını bildi.
İsveçli hakem Martin Hansson, UEFA’nın deneyimli hakemlerinden birisi. Faul yorumlarında oldukça başarılıydı. Bordo-mavili takımın golcüsü Halil Altıntop’un penaltı beklediği bir pozisyonda devam kararı doğruydu. Çünkü bu gibi pozisyonları ceza alanı dışında da oynattı.
Fenerbahçe ikinci yarının ortalarında 10 kişi kalan Spartak Moskova’ya elenerek büyük bir fırsat kaçırırken, tribünleri dolduran taraftarına hayal kırıklığı yaşattı. Alex, sarı-lacivertli takımda oynamayı her zaman hak eden bir isim. Fenerbahçe, Alex oyuna girdikten sonra tempoyu artırdı ve golü de buldu.
Rus ekibi ise son derece disiplinli oynadı. Maçı son düdüğe kadar bırakmadı.
Maçın Alman hakemi Felix Brych vasat bir yönetim gösterdi. Fenerbahçe’nin, Gökhan ve Stoch’la penaltı beklediği kritik pozisyonlarındaki devam kararı bana göre doğruydu. Çünkü bu pozisyonlarda Spartak Moskovalı oyuncuların rakiplerine herhangi bir müdahalesi yoktu. Hatta Stoch’a aldatmadan bir sarı kart bile gösterebilirdi.
Mehmet Topuz’a ilk yarıda rakibine tabanla yapmış olduğu hareketinden dolayı kırmızı kart da gösterebilirdi. Ancak takdirini sarıdan yana kullandı.
Hafta sonu oynanan Beşiktaş-Galatasaray maçı son yıllarda oynanan derbilerin en keyiflilerindendi. Atılan golleri, sahadaki mücadeleyi izlerken müthiş bir heyecan yaşadık.
Ancak bu güzelliklerin yanında tartışılan hakem kararları yine her zaman olduğu gibi maçın önüne geçti. Hakemlerin o kadar kritik pozisyonlarda verdiği doğru kararlar bir çırpıda yok sayıldı. Bülent Yıldırım’ın bana göre maçtaki en önemli yorum hatası, çok tartışılan meşhur penaltı kararından önceki vermiş olduğu serbest vuruştu. Orada Batuhan topu Ujfaluji’nin ayağından “tereyağından kıl çeker gibi” nizami bir şekilde alıp gole gidiyordu Yıldırım öylesine basit bir düdükle oyunu kesti ki çaldığı bu düdüğe kendisi bile inanmadı. Ayrıca bu önemli hatası ile maçı belki de uzun yıllar tartışılacak noktaya getirdi.
Sonrasında yaşananlar ise kamuoyunda ciddi bir tartışma ortamı doğmasına neden oldu. Özellikle verilen penaltı kararı gündemi belirledi. Çoğunluk bu pozisyonun içinde belki de Burak Yılmaz bulunmasından dolayı penaltı kararına güvensizlik duydu. Pozisyonun içinde belki başka bir oyuncu olsaydı bu kadar tartışılmayacaktı. Ne de olsa Burak’ın adı çıkmıştı bir kere, vurun abalıya... Ben ise
Bordo-mavili takımda ikinci sezonunu geçiren Vittek ilk golünü attı. Ligde en son 15 Ocak’ta Samsunspor ağlarını sallayan Henrique de suskunluğunu noktaladı
Trabzonspor’un Slovak forveti Robert Vittek gol orucunu Sanica Boru Elazığspor karşısında noktaladı. Bordo-mavili takıma, 2011-2012 sezonunun başında Ankaragücü’nden transfer olan, ancak geçirdiği ağır sakatlık nedeniyle ligde sadece bir maçta forma giyebilen Vittek, İtalya’da oynanan Şampiyonlar Ligi’ndeki Inter sınavında ise 17 dakika görev yapmıştı.
Geçen sezon gol atmayı başaramayan 30 yaşındaki deneyimli forvet, Elazığspor karşısında golle buluşarak büyük hasreti bitirdi. Robert Vittek, Süper Lig’deki son golünü 16 Nisan 2011 tarihinde Ankaragücü’nün, Bucaspor’u 5-3 yendiği maçta atmıştı.
Vittek gibi Paulo Henrique de çok uzun bir aradan sonra golle buluştu.
Teknik Direktör Şenol Güneş’in ilk 11’de sahaya sürdüğü Brezilyalı forvet maçta skoru belirleyen isim oldu.
Henrique son golünü geçen sezon 15 Ocak tarihinde oynanan Trabzonspor’un sahasında Samsunspor’u 4-0 yendiği maçta atmıştı. 2011-2012 sezonunu 2 golle kapatan sambacı, bordo-mavili forma altında ligde 3. kez gol sevinci yaşadı. Henrique attığı golden