Son derece kırılgan görüntüsünün ardında, taşları yerinden sarsan bir karakter yatıyordu. Prenses Diana’yı stil ikonluğuna taşıyan özgün stilini inceliyoruz bugün.
"Stil ikonu", bir gecede kazanılan bir unvan değildir; giyilen kıyafetten, takılan mücevherden, sosyal konumdan önce, stil sahibi bir yaşam tarzıyla, karakterle birlikte, zamanla oluşur. Gerçektir, doğaldır, yaratıcıdır, su gibi akar stil ikonluğu. Diyeceğim şu ki, 25. ölüm yılında, halen Prenses Diana’nın stilini konuşuyorsak, mutlaka bunun bir sebebi vardır. Son derece kırılgan görüntüsünün ardında, taşları yerinden sarsan bir karakter yatıyordu. Diana’yı stil ikonluğuna taşıyan özgün stilini inceliyoruz bugün.
Yerinden oynattığı taşlar
Katı kraliyet kurallarına göre, Prenses’in nişan yüzüğü özel yapım olmalıydı. Ancak Diana, safir-pırlanta nişan yüzüğünü bir kuyumcu kataloğundan seçti. Kraliçe’nin Kral’a itaat edeceği ifadesini içeren evlilik yeminini değiştirtip, “Onu seveceğine, teselli edeceğine,
Siyasi yaklaşımını gözler önüne sermek için kendi stilini yaratan politikacı kadınları konuşuyoruz bugün...
“Kadınların giydiği şeyleri gözden geçirme eğilimimiz, siyasette yaptıkları gerçek işlerden daha çok dikkat çeken cinsiyetçi bir toplum yapısının yansımasıdır. Margaret Thatcher, bu imajın farkındaydı ve tarzını, gücün bir enstrümanı olarak kullandı. Birçok politikacı gibi o da siyasi yaklaşımını gözler önüne sermek için kendi stilini yarattı. Trendleri belli bir ölçüye değin takip ediyordu ancak bunları muhafazakar değerleriyle eşleştirip vurgulamak için referans gösteriyordu.” Londra’daki St. Martin Sanat Okulu’nun öğretim görevlisi Jane Tynan’ın dediği üzere moda, politika alanında her zaman güçlü bir belirleyici olmuştur.
Stilim, politik görüşümdür
ABD eski First Lady’si Hillary Clinton’ın rengarenk ceket-pantolon takımlarını hatırlayalım. Kendisine hem güç hem de renk katan bu kombin, aslında kadınların Amerikan senatolarında
50’sini aşan bir kadının yırtık kot giymesine mi yoksa anti-aging ürün, estetik operasyon tercih etmeyip yaşını göstermesine mi daha çok şaşırıyoruz? Bir bıraksalar da kendimiz olsak artık
“Bu elbise yaşına yakışmamış,” beni en gıcık eden cümlelerin başında gelir. “Yaşına Uygun Davran” isimli görünmez bir kullanma kılavuzumuz olduğundan, kadınların yaşına göre ne giymesi, nasıl davranması, nerelere gitmesi hakkında herkesin bir fikri var! “Sen annesin”, “Sen anneannesin” diye başlanan fikir beyanlarının ardı arkası kesilmiyor. Ayakkabı markası Hotter, bir araştırma yaptırmış ve bu tarz eleştirilerin yüzde 65’inin aile üyelerinden geldiğini ortaya çıkarmış. Şaşırdık mı? Elbette hayır! “En yakınındaki seni yerer de sever de” diye yetiştirilmişiz çünkü…
Crop top senin neyine?
Aynı araştırma diyor ki, 50 yaşını aşan bir kadının yırtık kot, crop top, hoodie, son trend spor ayakkabı, seksi stiletto, skinny jean veya neon renkler giymesini toplumun yüzde 74’ü pek hoş karşılamıyor. Sonuç olarak, erkekler
Kylie Jenner’ın, “Benimkiyle mi gidelim, seninkiyle mi?” sorulu özel jet paylaşımı, karbon emisyonu sorununu bir kez daha manşetlere taşıdı.
Partneri Travis Scott ile hangi özel jetle yolculuk yapacağına karar veremeyen Kylie Jenner,“İklim suçlusu” ilan edildi.
Paris, 2030 yılından itibaren benzinli ve dizel, tüm fosil yakıtlı araçların kente girişini yasaklıyor. İngiltere, 2035 yılına kadar benzinli, dizel ve hibrit otomobillerin satışını durduracağını açıklıyor. Çin, Almanya, Hindistan, Güney Kore ve daha niceleri, “Fosil yakıtlı araçlara son!” diye bas bas bağırıyor. Bizler, bilinçli vatandaşlar olarak kendimizi yürümeye, bisiklet ve toplu taşıma kullanmaya, bireysel araçlarda daha fazla kişiyle seyahat etmeye, uçak yolculuklarımızı azaltmaya, evimizdeki elektronik aletleri yerine göre kullanmak için motive ediliyoruz. Çünkü doğaya ve çevreye bıraktığımız hasarın, yani karbon ayak izimizin azaltılması, global ısınmanın önlenmesi gerekiyor. Gerekiyor da, bu gerekliliği icra etme konusunda ne derece başarılıyız,
5 Ağustos’ta vizyona girecek “Suikast Treni” isimli filmiyle gala rüzgârları estiren Brad Pitt’e duyduğumuz sevgimizi yeniden hatırlayalım dedim.
"Brad Pitt, farklı bir insan türü. Dürüst olmak gerekirse bunun tam anlamıyla ne olduğunu tarif edebileceğinizi sanmıyorum; çünkü bu, yıldız parıltısını tarif etmeye benziyor." Brad Pitt hakkında biz de aynen böyle düşünüyoruz, ama kendisini birebir tanıyan yönetmen Quentin Tarantino bunları söyleyince daha bir emin oluyoruz tabii! Bakın ünlüler, “bazılarının sevdiği ünlüler” ve “herkesin sevdiği ünlüler” olmak üzere ikiye ayrılır bana göre. “Herkesin sevdiği ünlüler” kümesinde az sayıda insan vardır ve buraya giriş öyle reklamla, PR’la, parayla pulla falan yapılamaz. Meryl Streep, Hugh Jackman, Rihanna, Tom Hanks diye saymaya başlasam sanmam ki beni durdurursunuz. Brad Pitt de bu kümeye ait bir ünlüdür işte. Fransa’da sahip olduğu Miraval Şatosu’yla ilgili birisi, “Şatonun bahçesinde define
Haftaya yedinci albümünü ortamlara salacak olan Beyoncé, TikTok hesabını aktif hale getirdi. Hedefi net, Z kuşağını yakalamak. Peki, işi kolay mı dersiniz?
Talk-show üstadı Jimmy Fallon’ın Kasım 2018’deki programında gerçekleştirdiği TikTok çağrısı dün gibi aklımda: “Bu platforma müzikli komik videolarınızı yükleyip bir challange yapmaya var mısınız?” diye sormuştu, onu ekran başında izleyen milyonlara. Bu hareketiyle resmen bir TikTok akımı yaratmıştı ve Z kuşağının ilgi alanındaki TikTok’u, olayın henüz farkına varmayan kitlelerle tanıştırmıştı. Önceleri çoluk çocuk mekânı diye adlandırılan ve hatta hor görülen, “gringe” diye adlandırılan TikTok, kısa sürede Jennifer Lopez, Paris Hilton, Jason Derulo, Amy Schumer gibi ünlülerin odağına girdi. Terminator Arnie bile “#likearnold” heştegiyle antrenman videolarını ardı ardına sıraladı TikTok’ta.
TikTok’tan medet umanlar
Hele evlere kapandığımız pandemi döneminde sıkıntıdan bu platforma sardı ünlü ünsüz herkes. Söz
Yeni sosyal dünya düzenini en hızlı çözen (ve bazı kısımlarını bizzat yazan) Kim Kardashian, Paris Moda Haftası’ndaki Balenciaga defilesine 9 yaşındaki kızıyla katılınca moda dünyasındaki yeni nesil “iş birliği” modelini sorguladık ister istemez.
Statista’nın verilerine göre, 2022 yılında, çocuk giyim sektörünün şu ana kadar elde ettiği global gelir, 270 milyar dolara dayanmış. Başı da Amerika çekiyor haliyle. Talebe göre, bebek kıyafetleri, çocuk mont ve ceketleri, çocuk kazak ve sweatshirtleri, çocuk elbiseleri ve etekleri diye uzayıp gidiyor liste. Eskiden “Nasılsa büyüyecek, aman ne gerek var bu kıyafeti almaya” cümlesi sıkça kullanıyorken çekirdek ailelerinin artışı ve bununla beraber markaların çeşitliliği, çocuk modasını çıkardı karşımıza. Ve şimdi, kendimiz nasıl giyiniyorsak saç aksesuarından renk skalasına, kotundan botuna çocuklarımızı da öyle giydiriyoruz. Çocuğunuz olunca çok net anlıyorsunuz zaten, şu dünyada her sektör biter çocuk modası
Yıl olmuş 2022, estetik dünyasının nimetlerinden yalnızca kadınların faydalanmak istediğini düşünmek naiflik olur. Hele ki efsane futbolcu Zinédine Zidane’ın ülkemizdeki saç ekimi hamlesine hiç şaşırmamak gerekir.
Juventus, Bordeaux, Real Madrid takımlarında fırtına estiren, Fransız futbolunun yıldızı Zidane’ın saç ekimi operasyonu için ülkemizde geçirdiği iki haftanın ardından gündeme gelen saç ekimi konusu, bazı mecralarda halen “aşırı ilginç” bir habermiş gibi lanse ediliyor. Hâlbuki bu konuya şaşırmayı Elon Musk, Bradley Cooper, LeBron James, Bono, James Franco, Machine Gun Kelly ve John Travolta ile sonlandırmış; “Söz konusu kafandaki saç. Kim ister kel kalmayı?” demiştik. Erkekler ve saç ekimi işlemini aşmamızın zamanıdır, zira karşı cinsin tercih ettiği yeni plastik cerrahi işlemleri var: Liposuction, göğüs küçültme, göz kapağı aldırma ve burun estetiği. Daha neler var neler; yazımı hazırlarken, American Society of Plastic Surgeons raporlarının içinde kayboldum desem yeridir.
Kim ne yaptırdı?
&l