Bugün, sıra dışı, teşhisi, tedavisi zor hastalıklarla mücadele eden ünlü isimlerin, açık yüreklilikle paylaşım yapıp toplumu bilinçlendirmesi hakkında birkaç satır yazmak istedim.
Son yıllarda, hayatımıza 200’den fazla yeni bulaşıcı hastalığın girdiğini ve bunların temelinin iklim krizine dayandığını biliyor muydunuz? Hepimiz için hayati önem taşıyan bu konuyu uzun zamandır derinlemesine okuyup anlamaya çalışıyorum. Çünkü uzmanlar, insanların iklim kaynaklı salgınlara henüz hazır olmadığının altını kırmızı kalemle çiziyor. Dünyamız ısınıyor ve bu durum, hastalıkların coğrafi alanını genişletiyor. Örneğin, 1990 yılından bugüne her yıl, çarpı iki hızla yayılan Lyme isimli bir bulaşıcı hastalık var. Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’nın büyük bölümünü etkisi altına alan Lyme, küçük memelileri ve kuşları besleyen karabacaklı kenelerin ısırmasıyla insanlara bulaşıyor. Antibiyotikle geçen versiyonu da var, aylarca hatta yıllarca süren versiyonu da. Geçen kasım ayında, ünlü model Bella Hadid,
Romy Schneider’ın performansıyla hafızamıza kazıdığı Avusturya İmparatoriçesi Sisi’nin hikâyesi, başarılı yapımlarla ihtişamlı bir dönüş yapıyor günümüze.
Günde otuz ila kırk adet Rus ve Türk sigarası içer; her akşam, yemekten sonra tüttürdüğü sert İtalyan purosuna Türk kahvesi eşlik ederdi... Denize karşı yoğun bir sevgisi vardı; bu sevgisini pekiştirmek adına, sol omzuna bir çapa dövmesi yaptırmıştı... Avlanmak, at binmek onun için önemliydi; atlarından birinin ismi “Nihilist” idi...
Avusturya’daki Schonbrunn Parkı’nın bir köşesinde kurduğu süt çiftliğinde, pek değer verdiği Jersey inekleri yaşardı; bazen gün içinde tükettiği tek şey, bu ineklerin sütü olurdu. Bazı seyahatlerine hizmetçilerinin ve atlarının yanında ineklerini de götürürdü... 1.72 santimetre boyunda, incecik bir silüeti vardı. Zayıf gösterdiğini düşündüğünden halka etek ve jüpon giyerdi. Stiliyle dönemin ikonu kabul ediliyordu... Güzelliğe ve gençliğe
“Datingyoungermen” heştegi, TikTok’ta 560 milyon görüntülenmiş. Kadınların kendilerinden
genç yaştaki erkeklerle çıkmasına “cık cık “demesin artık kimse.
Kim Kardashian ile eski sevgilisi Pete Davidson arasında 14 yaş fark vardı.
İçlerinden ayrılan var, devam eden var ama odak noktam aradaki yaş farkı. Kim Kardashian (41) - Pete Davidson (28), Olivia Wilde (38) - (Harry Styles (28), Britney Spears (40) - Sam Asghari (30)... Yazması benden, çiftlerin arasındaki yaş farkını hesaplaması sizden. “Eee, hesapladık da ne oldu?” diye soranlar bizdendir. Zira kadının erkekten yaşça büyük olduğu ilişkilerde bizce hiçbir tuhaflık yok, kim ne karışır? Fakat erkeğin kadından yaşça büyük olduğu ilişkiler son derece normal karşılanırken tam zıt eşleşme, hafifseniyordu, hatta bazen haklarında kırıcı kelimeler kullanıyordu. Geçmiş zaman kipiyle konuşuyorum çünkü veriler, bu algının artık değiştiğini gösteriyor. Amerika Nüfus Dairesi’nin yakın zaman paylaşımına göz attığımızda, kadın nüfusunun yüzde 15’inin
Önümüzdeki yıl aşk hayatımızda bizi neler bekliyor? Bu yıl aşk konusunda hangi düğünler bize ilham verdi? Gelin bakalım.
“Hayatıma girecek kişiden beklentilerim” listemiz, “Yakışıklı olsun, iyi bir işi olsun, görümcem olmasın...” gibi maddelerden oluşuyordu eskiden. Köprünün altından çok sular aktıktan ve dünya tepetaklak olduktan sonra ise beklentilerimiz tamamen değişti. Duygusal ihtiyaçlarımız ön planda olacak artık. Bunu sadece ben demiyorum, popüler online arkadaşlık sitesi Bumble’ın yaptığı tazecik araştırmanın sonucu da böyle çıkmış. Yalan yok, bir önceki versiyonumuzdan daha kırılgan, bitkin, daha sevmeye ve sevilmeye aç hissediyoruz kendimizi. Risk almaktan çok korkuyoruz. Halimiz bu olmasa “Winter Coating” diye bir terim ortaya çıkmazdı. Zira bu terim, kış geliyorken, eskiden çıktığımız, huyunu suyunu bildiğimiz ex’lerimize u dönüşünü temsil ediyor. Baş aşağı giden global ekonominin sonucu olarak da “Cash Candid Dating” (Gönüllü Nakit Flörtü)
Leydi Di’ye odaklanmış yirmiye yakın yapım sayabilirim. Peki, mahzun Prenses’in kusursuz şekilde canlandırıldığını düşünüyor musunuz?
"La Mome”da Edith Piaf’ı canlandıran Marion Cottilard; “My Week With Marilyn”de Marilyn Monroe’ya hayat veren Michelle Williams; “Bohemian Rhapsody”de âdeta Freddy Mercury olan Rami Malek; “Gandhi” filminde guruya kendisinden çok benzeyen Ben Kingsley... Tip olarak birebir benzemeseler de, genel çerçevede izleyince orijinal karakterlerle müthiş bir ahenk yakalayan bu ünlü oyuncuları seçen cast direktörlerini içten içe tebrik etmişliğim vardır. İlginçtir; ne zaman içinde Galler Prensesi Diana’nın olduğu bir yapım izlesem, hep derim “Evet olmuş da... Tam olmamış.” Naomi Watts, Kristen Stewart gibi çok beğendiğim oyuncuların dahi Leydi Di’nin ruhuna yüzde yüz giremediğini düşünüyorum. Evet, yönlendirici bir başlangıç yaptım, ancak siz de benim gibi düşünüyorsanız sormak isterim, niçin Diana’yı
TikTok’u son günlerde ele geçiren “crying make-up” (ağlama makyajı) akımından yola çıkarak Z Kuşağı’nın depresyonu yaşama hallerine uzanıyoruz bugün.
TikTok’ta 130 milyon görüntülenmeye ulaşan “crying make up” akımı, deyim yerindeyse Z Kuşağı’nı gözyaşlarına boğuyor. Zira kırmızı burnunuzu, şişmiş gözlerinizi ve dudaklarınızı konuşturduğunuz bu videoların sayısı an itibarıyla ışık hızıyla artıyor. Uzmanlar diyor ki, “Bu jenerasyon yaşadığı gerçek depresyonun yanında, depresif olmayı romantik bir kılıfa da sokmayı seviyor, çünkü her duygunun sosyal medyada bir karşılığı var.” Ve bu dönemin kızı kesinlikle mutlu kız değil, üzgün kız. Tesadüf değil Google’da en çok aratılan şeylerden birinin “Billie Eilish’in en üzgün ve depresif şarkıları” olması.
Stres yükseldi
“Journal of Abnormal Psychology”, 2019 yılında yayınladığı raporda, 2009-2017 yılları arasında, gençlerin artan depresyon oranlarını paylaşmıştı. 12-13 yaş aralığı yüzde 47, 14-17 yaş aralığı yüzde 60,
“Asla ayrılmaz” dediğimiz isimler ayrılıyor, nazar değmesin dediğimiz aşklar dut gibi patır patır dökülüyor bu yıl.
Evet, kıskananları, imrenenleri çoktur, fakat ne olursa olsun her tür fırtınaya karşı dağlar gibi duran çiftlerin varlığı iyi gelir ruhumuza. Aşka, sevgiye, sadakate, saygıya inanırız sayelerinde. Power couple (güçlü çift), kavramının varlığını hatırlatırlar bize. Sosyal medyadan önce, okuduğumuz, televizyondan izlediğimiz kadarıyla güç veriyordu bize bazı çiftler. Ancak sosyal medya, fabrika ayarlarımızla oynadı. İşin özünde değişen bir şey yoktu aslında; güçlü çiftler de etten kemiktendi, araları bir gün iyi bir gün kötü olabilirdi. Lakin gün aşırı mükemmel fotoğraflar paylaştıktan sonra ortaya dökülüp saçılan DM yazışmaları, şiddet, ayrılma, boşanma, olaylı velayet, nafaka haberleri kafamızı çorba etti. Gerçek olan Instagram’da günbegün izlediğimiz kişiler miydi onlar, yoksa yarattıkları personalar mıydı, tam kestirememeye başladık! Ve sonuç olarak
Genel olarak böyle sevgi dolu bir kucaklaşma yaşanmıyordu menopozla. Eskiden kapalı kutuyken, son yıllarda açık açık konuşuyoruz hislerimizi
"Menopoza girdiğinde kulakların büyüyor mu? Tüylenme oldu mu? Durup dururken ağlıyor musun? Çok kilo kaybettin mi? Şişmanladın mı?" Aktris Salma Hayek, menopoza girdiğinde tam olarak bu sorularla karşılaşmış. “İlk zamanlarımı bu korkunç sorulara cevap vermeye çalışarak geçirdim” diyor. Oysaki vücudumuzdaki birçok döngüden biri menopoz. Ancak eskiden açık açık konuşulmadığı için kapalı bir kutuydu. Ne mutlu biz kadınlara, şimdi konuşuyoruz, hislerimizi, fiziksel değişimlerimizi paylaşıyoruz. Kendimizdeki değişiklikle barışmak ve etrafımızdakileri barıştırmak şahane bir şey.
ORTAK PAYDA
Östrojen ve progesteron düzeylerindeki dalgalanmalardan kaynaklı bir durum menopoz. Adet düzeninde bozukluk, sıcak basması, uyku düzensizliği, duygusal dalgalanmalar, vajinal problemler, kemik yoğunluğunda ve üremede azalma, cinsel fonksiyonlarda ve kolesterol düzeyinde değişiklik gibi durumları beraberinde