Sınır tanımayan terör

5 Nisan 2017

St. Petersburg kentinde önceki gün metroya karşı girişilen intihar saldırısı, terörün sınır tanımadığını bir kez daha gösterdi.
Aslında Rusya teröre yabancı bir ülke değil. Daha 2000’lerin başında ayrılıkçı Çeçen militanları Rusya’da kanlı eylemlere girişmeye başlamıştı. 2010’da Moskova metrosuna karşı gerçekleştirilen saldırı bunlardan biriydi.
Rusya’nın Suriye’de askeri varlığını gösterdikten sonra, terör tehdidi IŞİD’den gelmeye başladı. Mısır’ın Şarm el Şeyh sayfiye kentinden St. Petersburg’a dönmekte olan 224 Rus turisti taşıyan Rus uçağı, bagaj bölümüne konan bir bombayla düşürüldü.
Rusya’nın Esad rejimini desteklemesi ve Rus uçaklarının yoğun bombardıman operasyonlarına girişmesi IŞİD’in -veya DAEŞ’in- bu ülkeye karşı açıkça cephe almasına ve onu misilleme eylemleriyle tehdit etmesine yol açtı.
Rastlantı değil
St. Petersburg metrosuna karşı Kırgız kökenli genç bir teröristin intihar saldırısını gerçekleştirmesi, birkaç bakımdan dikkat çekicidir.
Saldırının Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in doğum yeri olan bu kentte, Belarus mevkidaşıyla bir görüşme yaptığı esnada yapılmasının bir rastlantıdan çok, önceden yeri ve zamanı iyi planlanmış bir eylem olduğu anlaşılıyor.

Yazının Devamı

Esad’la mı, Esad’sız mı?

4 Nisan 2017

Suriye’de iç savaş yedinci yılına girerken, sorunun Esad’la mı yoksa Esad’sız mı halledilmesi gerektiği hâlâ tartışılıyor.

Tartışmayı yeniden güncelleştiren gelişme, ABD’nin bu konudaki tutumunda önemli bir değişikliğin sinyalini vermesidir. Trump yönetiminin sözcüsü yaptığı açıklamada, Suriye’de “siyasi gerçeğin kabul edilmesi gerektiğini” söyledi ve şimdi önceliğin IŞİD’i buradan söküp atmak olduğunu belirtti.

Aslında ABD’nin son zamanlarda Esad rejiminin devrilmesi hedefini geri plana ittiği, sözcünün deyişiyle “bu fırsatın kaybolduğuna” inandığı gözleniyor.

Bu tutumun ABD’yi Rusya’nın pozisyonuna yaklaştırdığı ve onunla işbirliği olanağını verdiği açık.

Suriye krizinin başlangıcında, ABD’nin diğer müttefikleriyle birlikte, Esad rejiminin saf dışı edilmesi hedefini paylaştığı, hatta bunun bayraktarlığını da yaptığı dikkate alındığında, şimdi varılan noktanın önemi daha iyi anlaşılır...

ABD yan çizdi...

Suriye’deki muhaliflerin ve Batı ağırlıklı koalisyonun bütün çabalarına rağmen, Esad koltuğunu hâlâ koruyor. Gerçi bu, Suriye’nin parçalanmasına, yarım milyon insanın ölmesine, nüfusun yarısının evlerini terk etmesine, dörtte birinin de yurt dışına kaçmasına, yıkılan ülkede büyük bir

Yazının Devamı

Trump’ın kararı ne olacak?

1 Nisan 2017

Önceki gün ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson Ankara’da Türk liderleriyle görüşürken, İstanbul’da TÜSİAD ve Boğaziçi Üniversitesi’nin düzenlediği bir konferansta, ikisi Amerikalı 3 akademisyenin Trump yönetiminin Türkiye politikasına dair sunumlarını izliyorduk.

Türkiye uzmanı olan iki Amerikalı akademisyen, Dr. Aaron Stein ve Michael Wuthrich’in, Kadir Has Üniversitesi’nden Soli Özel ile birlikte anlattıkları, ABD Dışişleri Bakanı’nın ve Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ortak basın toplantısında söylediklerine -ve açıkça söyleyemediklerine- ışık tutuyor.

Donald Trump’ın Başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana iki buçuk aya yakın bir zaman geçtiği halde, ABD’nin birçok dış politika konusunda olduğu gibi, Türkiye ile ilişkileri olumsuz etkileyen meselelerde nasıl bir tavır alacağı henüz (veya hâlâ) belli olmadı. Bu meselelerin başında FETÖ olayında Gülen’in iadesi, Suriye meselesinde de ABD’nin PYD/YPG’ye desteği geliyor.

Kuşkusuz, Ankara’nın bu konudaki talepleri ve beklentileri Washington’da gayet iyi biliniyor. Ancak Trump henüz bu konularda kesin ve net bir karar almış değil. Washington’da iyi temasları bulunan Dr. Stein’a göre, yönetimin çeşitli kademelerinde Başkan’ın nasıl bir

Yazının Devamı

Avrupa bundan ibaret mi?

31 Mart 2017

Türkiye bir süreden beri Avrupa’ya kırgın ve kızgın...
Ankara’nın Almanya’dan Hollanda’ya, İsviçre’den Norveç’e kadar bazı Avrupa ülkeleriyle başı dertte.
Bunun çeşitli nedenleri var. Kimileri PKK’ya ya da FETÖ’ye arka çıkıyor... Kimileri Türk bakanların referandumla ilgili ziyaretlerini engelliyor... Kimileri Türkiye’ye, hatta kişisel olarak Cumhurbaşkanı’na karşı aşağılayıcı gösterilere sahne oluyor...
Türk hükümetinin ve halkının buna karşı sert tepki göstermesi doğal.
Ne var ki Türkiye’de referandum, bazı Avrupa ülkelerinde de seçim ortamı içinde, bu sürtüşme büyüyor, genelleşiyor ve gerilime yol açıyor.
Türkiye’deki siyasi beyanlarda veya medya yayınlarında çoğu zaman sergilenen tepkinin bütün Avrupa’yı veya bütün Avrupa Birliği’ni kapsar şekilde dile getirildiği görülüyor. Sonuçta Türkiye’ye düşman bir Avrupa imajı ve algısı
yaratılmış oluyor.

Yazının Devamı

“Komşu”da ne değişti?

29 Mart 2017

Bulgaristan’da bu yılın başlarında erken seçim kararı alındığında, beklentiler bunun daha güçlü bir hükümetin ve istikrarın kurulmasını sağlayacağı yönündeydi.

Pazar günkü seçimlerin sonucu bu umutları pek yerine getirmiş sayılmaz. Bulgaristan’ı gene eski Başbakan Boyko Borisov’un kuracağı bir koalisyon yöneteceğe benziyor.

Sandıktan bu kez de Borisov’un merkez-sağ partisi GERB oyların yüzde 32.6’sını toplayarak birinci parti olarak çıktı. Bu kendisine 240 sandalyeli parlamentoda 96 sandalye sağlıyor.

GERB’in rakibi olan ve kampanya sırasında başa baş gittiği söylenen Sosyalist Parti (BSP) daha gerilere düştü ve yüzde 27.2 oyla 79 sandalye elde etti.

Bundan önce üçüncü parti olan Türklerin Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) bu kez geriledi ve yerini aşırı milliyetçi ve ırkçı bir parti olan Birleşik Vatanseverler İttifakı’na kaptırdı. Bu parti yeni mecliste 27 sandalyeye sahip olacak.

HÖH’ün sandalye sayısı ise 38’den 26’ya düşmüş durumda. Nihayet, beş partinin temsil edileceği mecliste VOLYA adlı parti 12 sandalye sahibi olacak...

Sağa çark...

Bu tablo Bulgaristan’ın sağa kaydığını gösteriyor.

Yazının Devamı

“TREXİT” sinyali...

28 Mart 2017

Türk dış politikasındaki bazı olası değişikliklerin sinyali artık referandum için düzenlenen mitinglerde veriliyor...

Özellikle birtakım Avrupa ülkeleriyle tırmanan gerilim ortamında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen cumartesi günkü bir mitingde yaptığı konuşmada, ilk kez AB’den vazgeçme konusunun bir referanduma sunulabileceğinden söz etti.

Cumhurbaşkanı daha önceki bir televizyon yayınında 16 Nisan’dan sonra Avrupa’nın “sürprizler”le karşılaşacağını söylemişti. AB ile ilgili Türkiye’de bir referandum yapma belki de tasarlanan “sürprizler”den biri...

Ankara’nın Almanya ve Hollanda başta olmak üzere bazı AB üyesi
ülkelerle yaşanan olumsuz olaylardan sonra, AB’den büsbütün soğuduğuve üyelik umudunu yitirdiği görülüyor. Cumhurbaşkanı’nın son konuşmaları, iktidarın 16 Nisan’dan sonra bu referandum konusunu gündeme getirmeye kararlı olduğunu ortaya koyuyor.

Bu niyeti bir nevi “TREXİT” diye ifade etmek mümkün. Malum olduğu gibi, Britanya’nın AB’den “çıkış”ı ile ilgili sürece (referandum dahil) BREXİT denmişti. Gerçi Türkiye AB üyesi değil; ama yıllardır üyelik amaçlı bir müzakere süreci devam ediyor. “TREXİT” de, Türkiye’nin bu süreçten “çıkışı”, yani açıkçası AB üyeliğinden

Yazının Devamı

Avrupa’ya “sürprizler” ne olabilir?

25 Mart 2017

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CNN Türk ve Kanal D’nin ortak yayınında, Hakan Çelik’in sorularını yanıtlarken, 16 Nisan referandumundan sonra, Avrupa’nın “çok sürprizlerle karşılaşabileceğini” söylemesi kafalarda büyük bir soru işareti yarattı: Acaba bu sürprizler ne olabilir?
Bu soruyu Cumhurbaşkanı’nın bu programda ve ayrıca son günlerde mitinglerde yaptığı konuşmalarda söylediklerinin ışığında ele almak gerek.
Erdoğan son olarak Almanya ve Hollanda başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin Türk bakanlarının ziyaretlerini engellemesini Türkiye’ye karşı yapılmış hasmane bir hareket saymaktadır. Bu davranış Avrupalıların Türkiye aleyhtarlığındaki son damlayı oluşturuyor... AB Türkiye’yi üyelik konusunda hep oyalıyor; mülteciler konusunda verdiği sözleri tutmuyor... Bazı Avrupa ülkeleri PKK’ya, FETÖ’ye arka çıkıyor; Türk hükümetini ve şahsen Erdoğan’ı hedef alan kampanyalar yürütüyor...
Cumhurbaşkanı Türkiye’nin artık bunlara tahammül etmediğini ve Avrupalı dostların bu tavırlarını değiştirmedikleri takdirde, Ankara’nın da politikasını değiştirmesi gerektiğini düşünüyor. Ve bunun için de yeni bir dönemin başlangıcı saydığı 16 Nisan sonrasını belirleyici bir tarih olarak

Yazının Devamı

Bir bu komşu eksikti...

24 Mart 2017

Son zamanlarda Türkiye’nin sınırdaş ülkelerle ilişkileri peş peşe bozuldu, gerildi...
Halk dilinde “komşu” diye anılan Bulgaristan bir istisna oluşturuyordu. Şimdi onunla da işlerin iyi gitmediğine dair işaretler var.
Bulgar hükümeti son olarak Türkiye’yi kendi iç siyasetine müdahale etmekle suçladı, Ankara’daki büyükelçisini “istişareler” için Sofya”ya geri çağırdı... Bulgar milliyetçileri Türkiye’ye karşı protesto gösterileri yaptı, Türk-Bulgar
sınır kapılarını bloke etti, geçişleri engellemeye çalıştı...
Durup dururken çıkan bu krizi tetikleyen olay, Bulgaristan’da önümüzdeki pazar günü yapılacak erken parlamento seçimleriyle ilgili...
Türk faktörü
Bu seçimlerde bir “Türk faktörü” söz konusu.

Yazının Devamı