Yeni Fransa ile ilişkiler

10 Mayıs 2017

Fransa’daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Emmanuel Macron’un kazanması, dış politika açısından da dünyayı rahatlattı.
Liberal eğilimli Macron uluslararası platformda Batı’ya bağlı olarak aktif bir rol oynamak niyetinde. AB’nin varlığına ve misyonuna büyük önem veriyor.
Beklendiği gibi AB başta olmak üzere Batı dünyası Macron’un Fransa’nın başına geçmesinden çok memnun ve umutlu. Almanya Şansölyesi Angela Merkel’den AB üst düzey yöneticilerine kadar Batılı liderlerin tepkileri bunu gösteriyor.
Bu rahatlamanın bir sebebi de, aşırı sağcı Marine Le Pen’in seçimleri kaybetmiş olmasıdır. Irkçı, yabancı ve Müslüman karşıtı görüşleri bir yana, Le Pen AB’ye de şiddetle karşı. Seçim kampanyasında iktidara geldiği takdirde Fransa’nın AB’den çıkması için çalışacağını açıklamıştı. Britanya’nın BREXİT’ten sonra Fransa’nın FREXİT yoluna girmesi, gerçekten AB’yi çökertecek bir adım olurdu...
Pazar günü sandıktan çıkan sonuç, hem böyle bir tehlikeyi uzaklaştırmış, hem de Avrupa ortaklığının ve Batı ittifakının geleceğine umut katmıştır...
Ankara’nın umudu
Türkiye açısından da bu seçim sonucunun rahatlatan ve memnuniyet veren yönleri var.

Yazının Devamı

Macron’un zaferi ne anlama geliyor?

9 Mayıs 2017

Fransa’daki başkanlık seçimleri sonucunun olumlu yanı, korkulan olumsuzluğun gerçekleşmemiş olmasıdır...
Eğer bu seçimleri aşırı sağcı, ırkçı Ulusal Cephe’nin lideri Marine Le Pen kazanmış olsaydı, başka bir Fransa -ve başka bir Avrupa- ortaya çıkacaktı.
Seçimlerin ikinci turunda, sandıktan liberal eğilimli Emmanuel Macron’un çıkması, Fransa’yı -ve de Avrupa’yı- rahatlattı.
Aslında Macron bir politikacı olarak daha bir yıl öncesine kadar pek tanınmıyordu. Ekonomi Bakanı olarak görev yaptığı Cumhurbaşkanı François Hollande’ın kabinesinden ve Sosyalist Parti’den ayrıldıktan sonra kurduğu Yürüyüş Hareketi’yle Fransız siyasetinde kendisine bir yer açtı. “Ne soldayım, ne sağda” sloganıyla, kendisini “merkez”de konumlandırdı... Ve kısa zamanda Fransa’nın en genç Cumhurbaşkanı seçilmeyi başardı...
Önü kesildi, ama...
Macron’un oyların yüzde 66’sını kazanmasına yardımcı olan birçok faktör var.
1Bunlardan biri, “Le Pen korkusu”dur. Marine Le Pen’in yükselişi, Fransız halkının geniş bir kesiminde büyük endişe yaratmıştır. Pek çok seçmenin oyunu Macron’a vermesi, faşist rakibinin önünü kesmek arzusunun bir sonucudur.

Yazının Devamı

Geleceği tasarlarken...

5 Mayıs 2017

“Forum İstanbul” seçkin işadamlarının, akademisyenlerin ve eski üst düzey bürokratların dahil olduğu Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından biridir. On altı yıldan beri faaliyette bulunan bu topluluk düzenlediği konferanslarla, gerçekleştirdiği dış temaslarla ve yayınlarıyla, Türkiye’nin gelişmesine katkıda bulunmaktadır.
“Forum İstanbul”un dün Swissotel’de başlayan 2 günlük Konferansı “Türkiye Geleceğini Yeniden Tasarlıyor” başlığını taşıyor. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin açılış konuşmasını yaptığı konferansta, Türkiye’nin -ve de dünyanın- halen
geldiği dönüm noktasından hareketle, geleceğe yönelik değerlendirmeler ve projeksiyonlar yapılıyor.
Türkiye’de ve dünyada çok hızlı gelişen olaylar arasında, orta ve uzun vadeli gelecek için tahminler yapmanın zorluklarına rağmen, kendi konularında uzman olan konuşmacılar, ilginç analizlerini ve öngörülerini sundular.
Yeni dönem
“Dünyada ve Türkiye’de Yeni Dönem” başlıklı panelde söylenenleri biz özellikle dikkat çekici bulduk. “Forum İstanbul”un başkan yardımcısı Prof. İlter Turan’ın moderatörlüğündeki panelde dile getirilen bir kısım görüşleri ve değerlendirmeleri, Türkiye’nin geleceğine dönük dış politikasının

Yazının Devamı

AB’nin tavrını nasıl okumalı?

3 Mayıs 2017

İlk bakışta AB dışişleri bakanlarının geçen cuma günü Malta’da yaptıkları gayri resmi toplantıda Türkiye ile ilişkilerin geleceği hakkında vardıkları sonuç umut verici.
AB üst düzey yetkililerinin resmi açıklamalarına göre, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin kesilmesi söz konusu değil. Birlik Türkiye’ye “kapıyı açık” tutuyor, Türkiye’nin “aile”ye katılmasını arzu ediyor. Ancak...
“Ancak” sözcüğünden sonra söylenenlere gelmeden önce, müzakere sürecinin kesilmemesinin ve kapıların açık tutulmasının önemini belirtmek gerek.
Bu toplantı, AB’nin birçok kesimlerinden son zamanlarda Ankara ile Avrupa arasında hüküm süren gerginlik ortamında, müzakerelere son verilmesi veya askıya alınması yönünde çatlak seslerin yükseldiği bir sırada yapıldı, Malta’daki toplantıda da bunu açıkça dile getirenler oldu. Buna rağmen toplantıdan “tamam” değil, “devam” kararının çıkması önemli.
Bu bir kez daha AB’nin kolay
kolay Türkiye’den vazgeçmek istemediğini gösteriyor...
Malum kriterler

Yazının Devamı

Başkan Trump’ın ilk 100 günü

29 Nisan 2017

ABD’de yeni seçilen bir başkanın iktidardaki ilk 100 gününün muhasebesini yapmak âdettendir.

Genelde yakın geçmişteki başkanların ilk 100 günde gösterdikleri performansa desteğin, kamuoyu araştırmalarına göre, yüzde 70’leri (hatta bazısının yüzde 80’leri) bulduğu görülmüştür.

Peki, Donald Trump’ın bu süre içindeki popülaritesi nasıl?

Son anketlere göre yüzde 40 civarında... Oysa milyarder işadamı seçim zaferinden sonra Beyaz Saray’da işe başladığı günlerde bu rakam bunun epey üstündeydi.

Anketçilerin ortaya koyduğu sayılar bir yana, halkın çeşitli kesimlerinin Trump’ın ilk 100 gününe verdikleri not çok kötü. Kimileri bu dönem için “rezalet” diyor, kimileri de “felaket”...

Üslup farkı

Trump’ın işe başlar başlamaz hızla çıkardığı kararnamelerin yarattığı tepkiler ve sokak protestoları, Amerikan toplumunun kutuplaştığını gösterdi.

Genelde yeni başkanlar yönetim kadrolarını hızla tamamlarlar. Trump atamalarda bocaladı, seçtiklerinin bir kısmı Kongre’nin reddiyle karşılaştı. Yönetimin çeşitli kademelerinde 100 gün sonra dahi kadrolar tamamlanmış değil. Ama Trump bu arada kızını ve damadını danışmanları arasına almakta gecikmedi!

Yazının Devamı

AB ile üyelik projesinin sonu mu?

28 Nisan 2017

AB üyesi 28 ülkenin dışişleri bakanları bugün Malta’da yapacakları toplantıda, son gelişmelerin ışığında, Birliğin Türkiye ile bağlarının geleceğini masaya yatıracaklar.
Bu görüşmelerin Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir şekil verme girişiminin başlangıcı olması ihtimali yüksek. Herhalde önümüzdeki günlerde ve haftalarda, AB’nin ve üye ülkelerin çeşitli kademelerinde bu konu epey tartışılacak ve bir karara varmaya çalışılacak.
Malta’daki toplantı, AB’nin yürütme organı olan Komisyon’dan AB’ye bağlı Avrupa Parlamentosu’na (AP) kadar çeşitli organlarından, Türkiye ile üyelik müzakereleri sürecine son verilmesini tavsiye eden seslerin yükseldiği bir ortamda yapılıyor.
Komisyon ve AP yetkililerinin son beyanları, ilk kez çok açık şekilde, Türkiye ile yıllardan beri devam eden ve son zamanlarda iyice tıkanan üyelik müzakerelerinin sürdürülmesinde yarar görülmediğini belirtiyor ve bu sürecin tam üyelik dışında farklı bir ilişki düzeninin bulunması fikrini gündeme getiriyor.
Bu görüş henüz olgunlaşmamış da olsa, artık bu konu gerek AB organlarında, gerekse üye ülkelerde yapılacak görüşmelerde uygun bir formül bulmaya çalışılacak...
Acı gerçek
Buna benzer bir eğilim Türkiye’de de

Yazının Devamı

Dış politika boyutları

26 Nisan 2017

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki birkaç hafta için açıklanan dış ziyaretler programı, Türk dış politikasının çeşitli boyutlarını ortaya koyuyor.

Bu ajandada yer alan ülkelere topluca bakıldığında, Türk diplomasisinin
dış ilişkilerini çeşitlendirmek ve çok yönlü geniş bir platforma taşımak amacı ve çabası göze çarpıyor.

Seyahat programındaki ülkelerin her birinin, dış politika açısından ayrı bir önemi var.

İlk uğrak yeri Hindistan... Dünyanın bu ikinci en kalabalık ülkesi, “üçüncü dünya”nın liderlerinden biri sayılıyor. Uluslararası arenada ağırlığı var.

Türkiye’nin Hindistan’la sorunu yok ve ilişkileri de dostane. Cumhurbaşkanı’nın ziyaretinin bu ilişkilere yeni bir ivme kazandıracağı umuluyor.

Yeni fırsatlar

Programdaki diğer ziyaret Rusya’ya... Erdoğan Rus mevkidaşı Putin ile sayfiye kenti Soçi’de buluşacak. Bu, iki liderin özellikle uçak krizinden sonra sıkça gerçekleştirdikleri görüşmelerden biri daha olacak.

Yazının Devamı

Fransa’da siyasetin yeni yönü

25 Nisan 2017

Fransa’da sandıktan çıkan sonuç, anketlerin öngördüğü gibi oldu. Seçimlerin ilk turuna katılan 11 adaydan merkezdeki bağımsız Emmanuel Macron ile aşırı sağcı Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen’in galip çıkmaları sürpriz yaratmadı.

Şimdi 7 Mayıs’ta yapılacak olan ikinci turun heyecanı yaşanıyor. Çeşitli partilerin aldığı pozisyonlar da dikkate alınarak öne sürülen tahminler, 39 yaşındaki Macron’un finalde rakibini yenip Fransa tarihinin en genç cumhurbaşkanı olacağı yönünde.

İlk turun sonuçları, Fransız siyasi hayatında çok önemli bazı değişikliklerin yer aldığını ortaya koydu. Bunları şöyle özetleyebiliriz:

1- Bu seçimlerde ilk kez, siyasete hâkim olan biri merkez-sağ, diğeri merkez-sol olmak üzere iki ana parti saf dışı kaldı. Yani seçmenler iki partiye karşı hoşnutsuzluklarıyla birlikte, “kurulu düzen”den bıkkınlıklarını da gösterdiler.

2- Bu seçimler Fransa’da Sosyalist Parti’nin çöküşünü gözlerin önüne serdi. Son dönemde Cumhurbaşkanı François Hollande’ın sosyalist iktidarının özellikle ekonomik ve sosyal politikaları halkı büyük düş kırıklığına uğrattı. Fransız solu parçalandı. Benoit Hamon’un başkanlığındaki Sosyalist Parti oyların sadece yüzde 7’sini alabildi. Jean Luc

Yazının Devamı