Konuyu daha önce de dile getirmiştim. Okuyucularım feryat figan, mağduriyetlerini yazdılar. Onlar da sosyal medyada platformlar oluşturup mağduriyetlerini dile getiriyorlar.
Türk Medeni Kanunu 175’inci maddesi, boşandığı eşinden daha fazla kusurlu olan eşin ömür boyu nafaka ödemesine olanak sağlıyor. Bunun için daha az kusurlu olarak boşanan eşin aynı zamanda yoksulluğa da düşecek olması şartı var.
Ömür boyu nafaka ödenmesi için, evliliğin ne kadar sürdüğünün önemi dahi yok.
Bir gün sürse bile...
Hatta zaman zaman olur, tayin vs. gibi değişik nedenlerle eşler resmi nikâhlarını önceden yaparlar, düğünü daha sonraki bir tarihe bırakırlar. Bu eşler hukuken evli olsalar dahi, düğün yapmadan aile hayatı yaşamazlar. İşte böyle bir evlilik boşanmayla sonuçlansa, yoksulluğa düşecek eşe ömür boyu nafaka bağlanabiliyor. Bu duruma sağından bakıyorum, adil değil, solundan bakıyorum hakkaniyete aykırı. Taraflar hukuken evliler ama hiç aile olup aile hayatı dahi yaşamamışlar ki! Ama yine de süresiz nafaka mümkün.
Evlilik bir gün de sürse, on yıl da sürse, süresiz nafaka mümkün. Şimdiye kadar da süreli bir nafakaya hükmedildiği boşanma davası da zaten pek bilinmiyor.
Boşanan eşlerin çocuklarının olup
Bankalardan alınan internet şifresinin çalınmasında kullanılan çok çeşitli yöntem var. Bunlardan biri de ‘oltalama’ yöntemi. Neden oltalama? Çünkü uyanıklar, bir ‘yem’ hazırlıyor ve bu yeme ‘balık’ların takılmasını bekliyor.
Ben çok tedbirli ve sağlamcı bir insanım, benim başıma gelmez demeyin. Birçok kişi dalgınlık anına denk geldiği, tedbirli olmayı ihmal ettiği, anlık gaflete düştüğü için kendisine veya başkasına zarar verebilir. Bunun eğitim, kültür düzeyiyle bir ilgisi yok.
Kamuoyunca bilinin birçok olay vardır ki generaller, profesörler, hâkim ve savcılar, hatta başbakanlar dolandırılma olaylarının mağduru olmuşlardır. Genellikle karşımızdaki insanın da bizim gibi iyi niyetli olduğunu kabul ederiz. Doğrusu da budur. İyi niyet esastır.
Bir Sülün Osman vardı
Ama maalesef dolandırıcılar ve kötü niyetli insanlar da toplumumuzun bir parçası, toplum, art niyetli insanlardan arındırılmış, sadece iyi ve dürüst kişilerden oluşmuyor.
Eskiden “Sülün Osman”, “Banker Yalçın” gibi, ikna kabiliyetleriyle karşılıksız para kazananlar vardı. Şimdi ikna etme kabiliyetinden çok, bilgisayar dünyasına hâkimiyet, çok iyi yazılım bilgisine sahip olma gibi yeteneklerle sezdirmeden tüm bankacılık
Boşanmada hangi taraf daha az kusurlu ve boşanınca yoksulluğa düşecek ise ona nafaka bağlanabilir. Yoksulluk nafakası süresiz olabilir. 1 ay evli kalan kişinin ömür boyu nafaka ödemesi adil mi, bir bakalım
Aile, Türk toplumunun temelidir. Türk toplumunda aile çok önemlidir. Öyle ki kişiliğimize bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlerimiz, ailemize karşı ödev ve sorumluluklarımızı da kapsar. Anayasamızın 12’nci maddesi öyle diyor.
Anayasa’ya göre aile eşler arasında eşitliğe dayanır. Ancak bu eşitlik, evlilik sona erince ortadan kalkar ve dayanışmaya dönüşür. Boşanma sonunda karı veya kocadan birisi yoksulluğa düşecek ise, geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında nafaka isteyebilir. Buna hukuk dilinde “yoksulluk nafakası” deriz. Tabii, “yoksulluk nafakası”nın bir şartı nafaka talep eden karı veya kocanın, boşanmada diğer taraftan daha kusurlu olmaması. Hangi taraf boşanmada daha az kusurlu ve boşanınca yoksulluğa düşecekse, ona mahkeme kararıyla nafaka bağlanabilir.
Sorun nerede başlıyor?
Buraya kadar sorun yok. Ama Türk Medeni Kanunu madde 175, yoksulluk nafakasının süresiz olarak istenebileceğini öngörüyor. İşte sorun burada başlıyor. Düşünün, karı
Honda Civic Türkiye’de tutulan bir model. Kalitesi, sürüş güvenliği, konforuyla özel bir müşteri kitlesine sahip. Ancak Honda Civic’in 2017 yılı FC5 modelini satın alanları mutsuz eden bazı sorunlar var. Araç sahipleri sıfır aldıkları araçlarda kaporta göçükleri meydana geldiğini iddia ediyor. Göçükler, kelebek camın üstündeki bölgede oluşuyormuş.
Honda Türkiye, söz konusu üretim hatası bulunmadığını, göçüklerin kullanımdan kaynaklandığını savunuyormuş. Davalarda, göçüklerin ‘top çarpması’, ‘arka koltuğa oturan yolcuların araca binerken elle destek almaları’ gibi nedenlerden kaynaklandığını ileri sürüyormuş.
Burada sorun, Honda’nın diğer araçlarında değil, sadece 2017 yılı Civic FC5 modellerinde mi kaportayı göçürecek şiddette ‘top çarpması’ oluştuğudur. Diğer model araçlara binen yolcuların elle destek almadan mı bindikleri de izahı yapılması gereken savunmalardır. 2017’den önce arka koltuklara oturmak üzere binerken elle destek alınmamış mıdır? ‘Top’ neden sadece 2017 modele denk gelmektedir?
Sosyal medyada...
Honda Civic 2017 model sahipleri sosyal medyada kendi aralarında örgütlenmiş, 20 binden fazla üyesi olan paylaşım platformu oluşturmuşlar. Üyelerin tamamı kaporta sorunu
Başlık arabesk çağrışım yapabilir. Ama öyle değil, tamamen hukuki! Adnan Menderes’in “Hafıza-i beşer nisyan ile malûldür” diye ifade ettiği veciz söz, internet sayesinde artık çok da geçerli değil. Keza insan hafızası unutma özürlü olsa da internet unutma özürlü değil, unutulanları hatırlatma becerisine sahip.
Elbette unutulmaz olmak için çaba harcayanların, unutulmaz eser bırakanların isteyeceği bir hak değil unutulma hakkı.
Unutulma hakkı, insanların kendileri hakkındaki kişisel verilerin toplum hafızasından silinmesini isteme hakkıdır.
Ya da, Yargıtay’ın deyimiyle, üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir.
Bunun iki haklı nedeni olabilir, birincisi olayın üzerinden çok zaman geçmiş ve aslında unutulmuştur, ancak internet gibi kolayca ulaşılabilecek bir yerlerde kayıtlı olmaya devam ediyordur. İkincisi ise, unutulması istenilen kişisel veri doğru değildir, yanlıştır, bu sebeple toplum hafızasından silinmeli, unutulmalıdır.
Devletin yükümlülüğü
Çünkü, unutulma hakkı ile
Satın aldığınız arabadaki ayıbı 30 gün içinde bildirmeniz gerekiyor. Süre arabayı teslim aldığınızda başlar. İhbarı yazılı yapın. 4 farklı seçim hakkınız var. Bayi sizi yönlendirmesin
Okuyucularımızdan zaman zaman aldıkları arabada bazı arızalar çıktığını, ancak servislerin ve bayilerin sorunun müşteri lehine değil kendi lehlerine çözümü için gayret sarf ettiklerine yazılar alıyoruz. Sıfır kilometre araç satış kampanyalarının yoğunlaştığı bu son aylarda konuyu bir kere daha ele almakta yarar var.
Öncelikle dikkat etmeniz gereken husus, tüketici olarak satın aldığınız arabadaki ayıbı 30 gün içinde bildirmeniz. 30 günlük ayıbı ihbar süresi arabayı teslim aldığınız tarihten itibaren başlar.
Ayıbı süresinde ihbar ettiğinizi ispatlamak için yazılı yapın. WhatsApp ile de olur, yeter ki karşı taraftan ayıp ihbarını aldığınıza dair geri WhatsApp mesajı almış olun. Arabayı 30 günlük süre içerisinde yetkili servise arıza bildirimi ile teslim etmeniz de ayıbı ihbar yerine geçer.
4 seçimlik hak neler?
Ayıp halinde tüketicinin dört tane seçimlik hakkını var. İstediğini kullanabilir, servis veya bayi tüketiciyi yönlendiremez.
Tüketicinin sadece birini kullanabileceği dört seçimlik hakkı şunlar: Aracın
Umut talih kuşunun kanadında! Bu sene kime veya kimlere konar, yeni yılın ilk günü öğreneceğiz. Büyük ikramiye 61 milyon TL. Büyük ikramiyeler 19 kez çeyrek bilete çıkıp dörde bölünmüş, talih koşu o gece dört kişiye konup konup uçmuş. Üç kere yarım bilete bir kere de tam bilete büyük ikramiye isabet etmiş.
Şans oyunlarında şansını artırmak isteyenlerin bir araya gelerek ortak seri bilet aldıkları olaylar hiç de az değil. İyi ama ortak alınan biletler kimde saklanacak? Bilete ikramiye çıksa, diğerleri nasıl hak iddia edecek?
Ortak milli piyango bileti alınmışsa, ortaklığı ispatlamanın en garantisi, biletin arkasını imzalamaktır. Çünkü bir milli piyango biletinin arkasında imzası bulunanlar ile bileti elinde tutanların bilete ortak oldukları kabul edilir.
Arkasına imza atın
Yargıtay da böyle diyor. Arkasında imza bulunan bir bilete ikramiye çıkar. Bileti ibraz edip ikramiyeyi tahsil eden, ikramiyeyi paylaşmaz. Biletin arkasında imzası bulunan da dava açar.
Davacı, ikramiyeyi tahsil edenle birer bilet aldıklarını, karşılıklı olarak bu biletleri imzaladıklarını, kendisindeki bilette de davalının imzasının olduğunu, bu imzalamanın karşılıklı ortaklığa delalet ettiğini ileri sürer.
Kendisinin
Son zamanlarda Bitcoin daha çok konuşulur hale geldi. En önemli sebebi, değerindeki aşırı yükseliş. Bitcoin elektronik ortamda yüzlerce bilgisayarın birlikte çalışarak yarattıkları algoritmalardan oluşan bir değişim aracı. Her bitcoin’in bir şifresi var. Eğer bu şifreyi kaybeder, unutur veya çaldırırsanız, paranızdan olursunuz. Geçenlerde Bitcoin üretimi yapan “madenciler”in bir araya geldiği bir platform olan Slovenya merkezli NiceHash, hacker’ların saldırısına uğradı ve 4700 Bitcoin çalındı (Yaklaşık 61 milyon euro). Ancak buna karşı da çeşitli önlemlerin alınacağı muhakkak. Bitcoin para gibi belirsiz ve biri diğerinin yerine geçen misli eşya değil ki. Her Bitcoin sahibinin kendi özel şifresi var. Bundan hareketle çalınan Bitcoin’lerle işlem yapılması engellenebilir, iptal edilebilir vs. Artık bu konuyu siber güvenlik uzmanlarına bırakalım.
Bitcoin’in iktisat bilimi açısından para hacmine etkisi, enflasyonla ilgili gibi hususlar da incelemeye değer konular.
Fatura kesilir mi?
Biz Bitcoin ile ilgili esas konumuza dönelim. Bitcoin hukuken nedir? Bir kimse dolar verip Bitcoin alınca bir mal mı satın almış oluyor? Eğer öyleyse mal ve hizmet alım satımındaki gibi fatura mı kesilecek?