Kriz veya bazı hastalıklar sonucu kalp hücrelerinin ölmesiyle ortaya çıkan kalp yetersizliği, bazı tedavilerle giderilmeye çalışılsa da hasarlanan dokular onarılamadığı için istenen sonucu vermiyor. Kök hücrelere yeni doku yaratıp kalbi güçlendirmek bu hastalar için büyük ümit vaat ediyor...
Kalbi besleyen damarlardan biri tamamiyle tıkanınca beslediği hücreler oksijensizliğe uzun süre dayanamayıp ölürler. Kalp krizi denilen bu olay, kalbin bir bölümünün görev yapamaz hale gelmesine yol açar. Ölen hücre sayısı ne kadar çoksa kalp krizi o kadar büyük olur ve kalp o ölçüde zayıf düşer.
Kalp krizinden başka, yüksek tansiyon, kalp kapak hastalıkları ve kalp kası iltihabı gibi rahatsızlıklar da zaman içinde kalpteki hücrelerin ölümüne yol açabilir.
Kalp yetersizliği tedavisi yetersiz
Kalp hastalıklarının tedavisindeki ilerlemeler sayesinde eskiden genç yaşta kaybedilen bir çok insan, artık uzun yıllar yaşayabiliyor. Lakin, bu hastaların bir çoğunun hayatı, kalp yetersizliği nedeniyle sıkıntı içinde geçer. Zayıf kalbin daha verimli çalışmasını sağlayan ilaçlar bu rahatsızlıkları bir ölçüde azaltır. Kalp yetersizliği çok ağırlaştığında ve ilaçların yatmediği durumlarda kullanılan kalp destek cihazları ve kalp nakli son çaredir.
Bu tedavilerin hemen hepsi zayıf kalbi biraz daha iyi çalışır hale getirmeye yöneliktir. Yoksa, kalbin hasarlanmış bölgelerini onarmaya yaramazlar. Bir tek kalp nakli, tahrip olmuş dokunun yerine yenisini koymayı hedefler. Ne yazık ki, verici sayısının sınırlı olması ve doku uyuşmazlığı sorunları nedeniyle yeni kalbe ihtiyacı olanlardan çok azı hasarlanmış kalbini yenileyebilir.
Hasarlanmış kalbi onararak yenilenme umudu veren bir yol da kök hücre tedavisidir. Kök hücreleriyle yeni doku yaratarak kalbi güçlendirmek kalp yetersizliği gibi zor ve köklü bir çaresi olmayan hastalık için büyük ümit vaat ediyor. Son 20 yıldaki araştırmalarda bu alanda çok yol kat edildi. Aynı zamanda, daha önce bilinmeyen, karmaşık bir çok yeni sorunla karşılaşıldı. Bugüne kadarki çalışmalar bize neler öğrettiğine bakalım.
Bilim insanları araştırmalarında kalp kasının onarmak için olarak hem embriyonik hem de yetiskin kök hücrelerini denendiler. Bu konudaki çalışmalar önce hayvan deneyleriyle başladı. Yapılan bir deneyde farelerin kalbini besleyen damarlardan biri iple bağlanarak kalp krizi oluşturuldu. Farelerin yarısında kemik iliğinden alınan yetişkin kök hücreleri, diğer yarısına ise boş serum enjekte edildi. 4 hafta sonra bakıldığında kök hücresi verilen farelerin kalbindeki hasarlı bölgenin küçüldüğü ve zayıflamış olan kasılmanın güçlendiği saptandı. Hayvan deneylerinin verdiği umutlu sonuçlar, kalp krizi geçiren insanlar üstünde araştırma yapılmasının yolunu açtı. 2009’da Alman bilim insanları kalp krizi geçiren hastalardaki gözlemlerini bildirdi. Bir hafta önce kalp krizi geçirmiş hastaların kalça kemiğinden ince bir iğneyle az miktarda kemik iliği alındı. Kök hücreleri laboratuvarda arındırılıp çoğaltıldı.
Sonra anjiyografi yapılıp kalbin hasarlı bölgesini besleyen damar bulundu. Bu damarın içine incecik bir boruyla girilip kök hücresi içeren sıvı verildi. Araştırmada bir de kontrol grubu vardı. Bu gruptaki hastaların kalbine kök hücresi değil boş serum verildi. İki grup da 5 yıl boyunca izlendikten sonra yapılan ölçümlerde küçük fakat önemli farklar olduğu görüldü. Kök hücreyle tedavi edilenlerde ölüm oran daha düşüktü. Kontrol grubuna göre kendilerini daha iyi hisseden bu hastaların kalpleri daha güçlü kasılıyordu. Üstelik kök hücresi verilenlerde ciddi bir yan etki de görülmedi.
Aynı araştırmacılar kök hücresini uzunca süredir kalp yetersizliği çeken hastalarda da denediler. Yaklaşık 400 hastanın yarısına kemik iliğinden aldıkları kök hücrelerini verdiler yarısına sadece standard tedavi uyguladılar. Sonuçlar oldukça çarpıcıydı. Kalp kasının kan pompalama kapasitesi kök hücre verilen hastalarda yüzde 25 artarken kontrol grubunda yüzde 10 azaldı. Ölüm oranı kök hücre gurubunda çok daha azdı. Bu sonuçlar, kök hücre tedavisinin kalp yetersizliği hastasının sıkıntılarını giderebileceğini hatta ömrü uzatabileceğini gösterdi.
Tüm bu ümit verici sonuçlara rağmen çözülmesi gereken daha bir çok sorun var. Başka bazı araştırmaların sonuçları Alman bilim insanlarının gözlemleri kadar parlak değil. Uzmanlar kemik iliğinden alınan hücrelerin her zaman iyi sonuç vermediğini, kök hücre tedavisinin zamanlamasının ve dozunun henüz tam olarak aydınlanmadığını belirtiyor. Bu sorunları çözmeye yönelik araştırmalar devam ediyor. Bunlardan en ilgi çekenlerinden birine değinerek bitirelim bu haftaki yazımızı.
Kalifornia’lı bir grup bilim insanı, kemik iliğindeki hücreler yerine kalp kasının kendinde az sayıda bulunan yetişkin kök hücresi kullanmayı öneriyor. Yeni kalp hücresi üretmek üzere programlanmış olan bu hücreler kalpte çok az sayıda bulundukları için önerdikleri kolay bir yol değil. Bu zorluğun üstesinden gelmek icin damardan sokulup kalbe ilerletilen minyatür bir aletle kalpten küçücük bir parça koparılıyor. Laboratuvarda arındırılıp milyonlarca kök hücre olana kadar çoğaltıladıktan sonra kalp kriziyle tahrip olan bölgeye veriliyor. Devam etmekte olan bu araştırmanın sonuçları kök hücre tedavisinde yepyeni bir kapı açabilir.
Kök hücre tedavisi henüz standar bir tedavi olarak kullanılabilecek düzeyde gelişmiş ve olgunlaşmış değil. Ama dünyanın dört bir yanındaki araştırma laboratuvarlarında, binlerce bilim insanı gece gÜndüz demeden bu hayali gerçekleştirmek için tüm güçleriyle çalışıyor.