Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

murat.tuzcu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kalp çarpıntısı ciddi bir kalp hastalığının belirtisi olabileceği gibi sapasağlam kalplerde de görülebilir. Tiroid bezinin aşırı çalıştığı durumlarda kalbin hem hızlı hem de düzensiz şekilde attığı çarpıntılar ortaya çıkar. Tiroid az çalıştığında da kalp etkilenir, kasılması da atım hızı da düşer, vücuda attığı kan azalır



Nalan Hanım çarpıntı ataklarından yakınmaya başlamıştı. Durup dururken sanki göğsünün içinde çırpınan bir kuş varmış gibi hissediyor, halsizlik ve yorgunluktan şikâyet ediyordu.
Kocası son aylarda karısına ne olduğunu anlayamıyor, endişe ediyordu. Çabuk kızıyor, kolay sinirleniyor, ufacık bir sorun için ağladığı oluyordu. Eskisine göre telaşlı bir hali vardı, gece sık sık uyanır olmuştu. En çok endişe ettiren sorun, son 4 ayda 7 kilo vermiş olmasıydı.
Diyet yapmıyor, aksine bol bol yemek yiyordu. İştahı iyi, hatta çok iyiydi, neden kilo veriyordu acaba? Şikâyetlerinin menopoz başlangıcı olduğunu düşünüyor, doktora gitmek istemiyordu. Halbuki daha 42 yaşındaydı. Nalan Hanım’ın giderek artan çarpıntılarının yanı sıra nefes darlığı çekmeye başladığını gören kocası, nihayet karısını doktora gitmeye ikna etti.
Doktor, hastasının derdini dinleyip dikkatle muayene ettikten sonra, kalbin atım ahenginin bozulduğunu, başka bir deyişle ritim bozukluğu olduğunu söyledi.
Nalan Hanım “Ritim bozukluğu ne demek?” diye sorunca doktor, “Ara sıra gelen erken vurulardan öldürücü çarpıntılara kadar kalbin atım hız ve düzenindeki her türlü aksaklığa ritim bozukluğu denir” diye cevap verdi. Ne tür bir ritim bozukluğu olduğunu tahmin etse de kesin tanı için EKG çekilmesi gerektiğini ekledi.
Çekilen EKG, doktorun dinleme aletini kulağından çıkardıktan sonra söylediği gibi, kalbin hem hızlı hem de düzensiz şekilde attığını gösterdi. Bu ritim bozukluğunun tıbbi adı atriyal fibrilasyondu.


Kalbi hem hızlı hem düzensiz atıyor

Her çarpıntı kalpten değildir



“Atriyal” demek, kulakçık dediğimiz, kalbin üst odalarından -atriyumlardan- kaynaklanan demektir. Fibrilasyon ise titreşim diye tercüme edilebilir. Dolayısıyla “atriyal fibrilasyon” kalbin üst odalarının kasılma yerine titreştiği anlamına gelir. Kalbimiz normalde bir saat gibi şaşmadan ahenkli olarak (normal ritim, buna sinus ritmi de denir) çalışır. Atriyal fibrilasyon olduğunda, kulakçıkların birçok yerinden, normalin dışında, yüzlerce düzensiz uyarı çıkar.
Çok şükür ki, kalbin üst odalarındaki elektriki fırtına alt odalara tüm hızıyla yansımaz. Aynen yansısa, hayatı tehdit edici çarpıntılar ortaya çıkar. Kulakçıklar 400-500 kere titreşirken karıncıklar 100-200 kere kasılırlar. Hızlı ve düzensiz olan bu atımlar birçok hastada halsizlik, fenalık hissi ve nefes darlığına yol açabilir. Bazen hiçbir şikâyete yol açmadığı da olur.
Atriyal fibrilasyon sık rastlanan bir çarpıntıdır. Her türlü kalp hastalığında oluşabilir. Açık kalp ameliyatından hemen sonra hastaların yarıya yakınında görülür. Bazen kalp dışı hastalıklarda, içkiyi fazla kaçıranlarda, bazen de sapasağlam insanlarda ortaya çıkabilir.
Tedavisinde iki önemli hedef vardır. Biri ritmi düzeltmek veya kalbin hızını kontrol altına almak, ikincisi de artmış olan inme riskini aşağıya çekmektir.

Çarpıntının nedeni kalp değil
Nalan Hanım’a ilk müdahale acil serviste yapıldı. Damardan verilen beta bloker ailesinden bir ilaçla kalp hızı dakikada 160’tan 100 civarına indirildi. Damardan ve ağızdan pıhtı önleyici ilaç verilmeye başlandı.
Tedavisine devam etmek ve çarpıntıya yol açan hastalığı bulmak için hastaneye yatırıldı. Altta yatan bir kalp hastalığı var mı diye yapılan testlerin hepsi normal sonuç verdi. Kalbi besleyen damarlarda tıkanmaya ait bir belirti yoktu. Kalbin 4 kapağının dördü de mükemmel kapanıp açılıyordu. Kalp kasında ne incelme ne kalınlaşma ne de zayıflama vardı. Kısacası, atriyal fibrilasyona neden olacak bir kalp hastalığı yoktu.



Neden, fazla tiroid hormonu

Her çarpıntı kalpten değildir



Kan tahlillerinin sonucu gelince durum anlaşıldı. Tiroid bezi fazla çalışıyordu. Hipertiroidi denilen bu durumda tiroid hormonu fazla üretiliyor, hücreler ihtiyaçlarından çok fazla hormon tarafından uyarılıyordu. Hastanın sinirliliği, iştahının yerinde olmasına rağmen zayıflaması ve diğer şikâyetleri hep bu hormon fazlalığına bağlıydı. Atriyal fibrilasyonun nedeni de aynıydı.
Boynun önünde, kanatlarını açmış bir kelebek gibi nefes borusunun iki yanında bulunan tiroid bezinin ağırlığı 20 gramdan azdır. Bu küçücük organ tüm hücrelerimizin o olmazsa yaşayamayacağı tiroid hormonunu üretir. Üretimi için
iyotun gerekli olduğu bu hormon, hücrelerin enerji ve oksijen kullanımını yönetir. Metabolizmanın ne çok hızlı, ne çok yavaş, tam kararında çalışmasını sağlar. Kemik yapımından saç uzamasına, vücudun ağırlığından ısısına kadar insan organizmasının her halini etkiler. Kalbin, mide ve bağırsakların, sinir sisteminin çalışmasında çok önemli rolü vardır. Fazla olduğunda hücrelerin çalışmasında, enerji ve oksijen tüketiminde bir artış olur. Ritim bozukluğu olmasa bile kalbin hem hızı hem de atım gücü artar. Yatakta yatarken bile, kalp egzersiz yapan birinde olduğu gibi hızla ve kuvvetle çarpar. Artan hormon düzeyi her organda kendini farklı belirtilerle ortaya koyar.
Tiroid hormonunun fazla mı, az mı, yoksa normal düzeyde mi olduğu nispeten basit bir kan testiyle anlaşılır. Doktorlar kontrolden çıkmış olan hormon üretimini baskı altına almak için ilaç tedavisi yapabilirler. Aynı amaçla tiroid bezinin bir bölümünün ameliyatla çıkarılmasına karar verdikleri de olur. Bazı durumlarda hormon üretimini tümden durdurup gerekli hormonu hap olarak vermeye karar verirler. Bunun için hastaya radyoaktif bir madde içirip tiroidi iş yapamaz hale getirirler. Nalan Hanım önce ilaç, sonra radyoaktif madde verilerek tedavi edildi. Atriyal fibrilasyonu düzeldi, bir daha nüksetmedi.


Tiroid az çalışırsa ne olur?

Her çarpıntı kalpten değildir



Tiroid hormonunun fazlalığı nasıl tüm vücudu etkiliyorsa, azlığı da ciddi bir hastalığa neden olur. Tüm hücrelerdeki oksijen ve enerji kullanımı düşer, kalp damar sisteminde de genel bir yavaşlama oluşur. Kalbin kasılma gücü azalır, nabız yavaşlar. Hormon azlığı uzun sürecek olursa damarların esnekliği azaldığından kan basıncı, özellikle küçük tansiyon yükselir. Kasılması azalan, atım sayısı düşen kalbin attığı kan azalacağı için hasta çabuk yorulur hale gelir.
Tıbbi adı hipotiroidi olan tiroidin tembelleştiği hastalık dışarıdan verilen tiroid hormonu haplarıyla tedavi edilince kalp damar sistemindeki değişiklikler tümüyle normale döner.
Son söz: Kalbin kendisi sapasağlam olsa da başka organların çalışmasındaki bozukluklardan etkilenip hastalanabilir. Sadece ağaca bakarsak ormanda ne olup bittiğini göremeyiz.