Özgür Kaynar

Özgür Kaynar

ozgur.kaynar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Üç genç kızın hikayesi bu. Umutlarla başlayan, hayallerle devam eden, ama bir gün tarifsiz acıyla sona eren, hüzün dolu bir öykü üçününkü de...
Yeliz Telli... 25 yaşında, hani derler ya hayatın baharında diye, işte öyleydi. Cıvıl cıvıldı, içi içine sığmıyordu. Güzel düşlerle süslü hayatı, gelecek planları vardı. Ama bir gün yaşamındaki tüm güzel renkler soldu, bir daha canlanmamak üzere..!
Gaza sonuna kadar basmayı marifet zanneden birinin kullandığı otomobildeydi. Bir başka araca hızla çarpmışlardı. Açılan kapıdan düştü Yeliz, oracıkta da son nefesini verdi. Onun için her şey ansızın bitivermişti. Geride kalan yakınları için ise her geçen gün acıya acı eklendi.
Ölümüne neden olmakla suçlanan başkomiser sürücü, geçen gün son kez hakim önüne çıktı. Sekizde sekiz kusurlu bulunmuştu. Alkol testinin de zamanında yapılmadığı öne sürülüyordu. Ve yargı hükmetti. Tutuksuz sanığın üç yıl hapsine, iyi halinden dolayı cezanın 2.5 yıla indirilmesine ve 27 bin 300 lira paraya çevrilmesine, 10 taksitte de ödenmesine...
Anne Nermin Karaman, kararı duyunca dayanamadı, hıçkırı hıçkıra ağlayıp, yürekleri dağlayarak haykırdı: “Kızımın değeri bu muydu?”
Yorumsuz... Acı ise müebbet...

Haberin Devamı

Yorumsuz bir yazı


Bayan futbolcuydu o

İzmirli Ayşenur Yanık... 19 yaşındaydı... İzmir’in ilk bayan futbol takımı Elit Spor’un kalecisiydi. Takım arkadaşlarının “Ayşe kuşu”, annesi Hülya Yanık’ın da “meleği”ydi. Yüzü hep gülüyor, sevecenliğiyle tanınıyordu. Gelecekte futbolda adını duyurmanın, başarıdan başarıya koşmanın hayallerini kuruyordu.
Geçen yıl Kuşadası’na hem çalışmaya hem de tatile gitti. Keyif dolu günler geçirdi. Dönüş yolunda ise o neşeli günler bıçak gibi kesildi.
Ayşenur’un olduğu otomobil, Aydın Otoyolu Buca Kavşağı’nda süratle savruldu. O, ağır yaralandı, yoğun bakımda tedaviye alındı. Ancak çabalar hayatta tutmaya yetmedi.
İddiaya göre sürücü hem alkollüydü hem de aşırı hız yapmıştı. “Taksirli olarak ölüme sebebiyet vermek”ten 15 yıla kadar hapsi isteniyordu. 45 gün tutuklu kaldıktan sonra ilk duruşmada serbest bırakıldı. Bu defa Ayşenur’un ailesi, ocaklarına ateş düşen o kara günden sonra bir kez daha yıkıldı. Anne Hülya Yanık adliye koridorlarında gözyaşı dökerek, sesini duyurmaya çalışıyordu: “Böyle mi olacaktı..! Meleğim öldüğüyle mi kaldı?” Yine yorumsuz... Yaşanan acıya ise söylenecek ne olabilir ki..?

Ölüm yine yolda yakaladı

Ve Tuana Batum... O da 16 yaşındaydı. Lise öğrencisiydi. Annesi Fulya Batum ve kardeşi Togan’la alışverişe gitmişlerdi. Eve dönüş yolunda, ehliyetsiz gencin direksiyonunda olduğu, karşı yönden gelen araç refüjü geçmiş onların şeridine dalıp dehşet saçmıştı. Tuana, hayatın en güzel döneminde can verdi, üniversite hayali yarım kaldı. Önceki gün de İstanbul’da son yolculuğuna uğurlandı. Yaralı kurtulan annesi ve kardeşi, tabutuna sıkı sıkı sarıldı, ondan ayrılmak istemedi. Gözyaşları çaresizce süzülürken, diyecek söz bulunamadı, kelimeler boğazda düğümlenip kaldı. Çok acıydı. Şimdi yargı süreci beklenmeye başlandı.

Haberin Devamı

45 dakikada bir can gidiyor
Fahri trafik müfettişliği dosyasına, Cumhuriyet Bayramı arası verdikten sonra devam edelim. Bu sistem, eğrisiyle doğrusuyla tartışılıyor. Yanlış kesilen cezalar ve görevini kötüye kullananlar, vatandaşları olduğu kadar bu işi gönüllü olarak yapanları da üzüyor. Ancak, kurallara kulak asmayıp yollarda dehşet saçan sürücülerin bitmek bilmemesi onlara ne kadar ihtiyaç olduğunu da ortaya koyuyor.
İzmir Fahri Trafik Müfettişleri Derneği Başkanı ve İl Trafik Komisyonu Üyesi Hilmi Gültay, ülkemizde her 45 dakikada bir kişinin trafik kazasında öldüğünü, en büyük amaçlarının kurallara uyulmasını sağlayarak bu can kayıplarının önüne geçmek olduğunu dile getiriyor, sözlerini şöyle sürdürüyor:

Yollar kan gölüne dönmesin
“Hiçbir maddi beklentimiz bulunmadan, tamamen gönüllük esasıyla ve özveriyle bu görevi yerine getiriyoruz. Yollarda kan akmaması, kimsenin canının yanmaması için trafik ekiplerine yardımcı oluyoruz. Toplumda, önüne gelene ceza yazan kişiler olarak anılmak istemiyoruz. Aslında sadece ceza kesmiyoruz, eğitim de veriyoruz. Katıldığımız fuarlarda, trafiğin daha güvenli hale gelmesi için halkımızı bilgilendiriyoruz, uyarıyoruz.”
Hilmi Gültay, kişisel sorunlarını görevine yansıtan, haksız yere ceza yazan fahri müfettişleri tek tek belirlemeye çalıştıklarını da anlatıyor; onları da bekleyen cezalara kadar bakın neler söylüyor:
“Fahri trafik müfettişliği yetkisini kötüye kullananları İl Trafik Denetleme Şubesi’ne bildiriyoruz. Ardından da yargı süreci başlıyor. Haklarında iki aydan altı aya kadar hapis cezası istemiyle dava açılıyor. Bu konuda halkımızdan da yardım bekliyoruz. (0505) 888 10 00 numaralı telefon her zaman aranabilir.”

Haberin Devamı

OKUR HATTI
Başıboş hayvanların kabustan farkı yok
İzmir’in pek çok yerinde başıboş hayvan sorunu yaşanıyor. Hıfzıssıhha’da ise bu sıkıntı kabusa döndü. 52/1 Sokak ve çevresi sahipsiz köpek dolu. Adım başında karşınıza çıkıyorlar. Sürüler halindeki bu hayvanlar görüntüleriyle bile korkutmaya yetiyor. Çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere çoğu kişi saldırıya uğramaktan endişe duyuyor. Yaşamı olumsuz etkileyen, insanları huzursuz eden soruna artık çözüm bulunması gerekiyor. Gülen Alyürek

Çöp konteynerleri parayla mı satılıyor?
Kahramanlar 1426 Sokak’ta oturuyorum. Burada çöp konteyneri bulunmuyor. Çevredeki bazı sokaklarda da yok. Çöplerimizi başka yerlere götürüyoruz, oralarda da yığılma yüzünden çirkin görüntüler eksik olmuyor. Konak Belediyesi’ni aradım, konteynerlerin yetersizliğini ilettim. Telefondaki görevli, beni şaşkına çeviren bir cevap verdi, “Parayla almanız gerekiyor” dedi. Eğer konteyneri parayla alacaksak, neden yıllardır çevre temizlik vergisi ödüyoruz? Bekir Sıtkı

Örnekköy’e de ses perdesi kurulmalı
İzmir Çevre Yolu’nun binalara yakın yerlerine ses perdelere yerleştirildi. Vızır vızır geçen araçların yarattığı gürültünün çevrede oturanları ya da çalışanları rahatsız etmesi önlendi. Aynı uygulamanın Örnekköy’de de yapılması gerekiyor. Otoyol kenarındaki apartmanlarda yaşayanlar hızla geçen araçların çıkardığı sesten rahatsız. Karayolları’ndan bu konuda yardım istiyoruz. Ahmet Çakmak