Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye, Trumpsever’i bol bir ülke, seçim kampanyası döneminde Trump başkan seçilirse ilişkilerimiz daha iyi olur fikrini çok dillendirdiler.

Oysa Beyaz Saray’da oturduğu 4 yıl boyunca Trump, durmuş saatin günde iki kere doğruyu göstermesinden öte bir iş yapmadı.

Patriot satmadıkları için Türkiye’nin S-400 alımında haklı olduğunu söyledi ama veto yetkisine rağmen ağır yaptırımları onayladı.

Hoşumuza giden bir kararı Suriye’den asker çekmekti ona da derin ABD izin vermedi.

Buna karşın Trump, ilk döneminde iki kere Türkiye’yi ekonomisini mahvetmekle tehdit etti.

Haberin Devamı

İlki Rahip Brunson krizinde, ikincisi de Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine düzenlediği harekât sırasında.

Narsist kişilik bozukluğunun timsali midir doktorlar bilir ama Trump’ın şu cümlesi aklımda “...Eğer Türkiye benim müstesna ve eşsiz bilgeliğimle belirlediğim sınırların dışına çıkarsa, daha önce yaptığım gibi, Türkiye ekonomisini mahvederim.”

Kimilerinin çok savunduğu mal bu işte...

Trump ve el yıkamayan bakanı

★★★

Trump, 20 Ocak’ta yemin ederek göreve başlayacak ama seçtiği isimlere güncel bilgilerle bakmakta fayda var.

İsrail Büyükelçiliği’ne atanacak Mike Huckabee ile başlayayım:

Huckabee, İsrail tezlerine verdiği güçlü destekle bilinen evanjelist bir siyasetçi. Evanjelistler Yahudilerin “Tanrı’nın Seçilmiş Halkı”, Kutsal Toprakların da “Yahudilerin malı” olduğuna inanan Hristiyanların aşırı tutucu kesimi.

★★★

Trump, ABD’nin BM Daimî Temsilciliği’ne Elise Stefanik’i atayacak. Stefanik, İsrail’in sadık bir destekçisi ve aynı zamanda Hamas’a karşı savaşta İsrail’e yeterli desteği vermediği için BM’yi eleştiriyor. Bu kısmı bizi direkt alakadar etmiyor ama kalanı önemli. Trump’ın Suriye’den asker çekme kararını en sert eleştiren isimlerden ve Suriye’nin kuzeyine düzenlediği operasyonlar nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulanması için oy veren 90 Cumhuriyetçiden birisiydi o. Sınır hatlarında çok dolaşmış birisi ve tam bir Türkiye karşıtı.

★★★

Üstteki iki isim bizi direkt alakadar etmiyor ama Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı tercihleri bizi yakından alakadar eden, iki ülke arasındaki ilişkiler üzerinde direkt etkisi olacak isimler. Dış politikayı arama motorları üzerinden takip edenler kritik görevlere gelecek bu isimler için direkt neo-con tanımlaması kullanabilirler ama durum tam öyle değil. Trump, Beyaz Saray’dan ayrı geçirdiği dönemde bu neo-con isimleri bir miktar değiştirdi. Değişikliğin ne olduğunu anlatmak adına önce stratejiyi anlatmak lazım. Neo-con dediğimiz yeni tip muhafazakârlar, ABD’nin istediği politikaların uygulanması için diğer ülkelere silahın gücünü göstermesi gerektiğine inanır. Burada parantezi teker teker açmakta fayda var:

Haberin Devamı

★★★

ABD’nin müstakbel Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile başlayayım: Rubio bir dönem başkan aday adayı olarak Trump’ın karşısına da çıkmış bir isim. Türkiye için en sevimsiz adamlardan birisi. Geçmişte FETÖ üyesi Enes Kanter için mektup kampanyaları düzenlemiş, Türkiye’nin Suriye’deki harekâtlarına karşı çıkıp, yavru terör örgütünü savunmuş bir isim. Gerçekle bağı kopuk, o her koşulda Türkiye’yi eleştirirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’nin Venezuela’ya politikasını eleştirmesini kabul edememişti. Fakat bugün daha farklı bir Rubio var. Rubio, Mart 2022’de, Rusya-Ukrayna savaşı başladığında askeri yardımın en koyu savunucularından birisiydi, iki sene sonra, Ukrayna’ya yardım paketinin aleyhine oy verdi. Dönüşümünü, “Latin göçmenler sınırımıza yığılırken Ukrayna’nın özgürlüğü için savaşmayı göze alamayız” diye savundu. Bir zamanlar Suriye’den Çin’e kadar diktatörlerle yüzleşmekte çok çekingen davrandıkları için Başkan Barack Obama’yı kınayan Rubio, bugün “Amerika’yı savaşlardan uzak tutmanın yolu, gücünü artırmak, temel teknolojilere ve kritik malzemeler için yerel tedarik zincirlerine yatırım yapmak ve tehdit edici ithalatı engellemek için gümrük vergileri kullanmaktır” diyen birisine dönüştü.

Haberin Devamı

★★★

ABD’nin müstakbel Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ile devam edelim: Terör örgütünün Suriye kolu üyelerinin ABD’ye özel vizeyle girmesini dahi önermiş bir isim için yazılabilecek çok şey var. ABD’nin binlerce sivili katlettiği Afganistan’da görev yapmış bu yeşil bereli asker eskisi YPG’yi “İsrail’den sonra Ortadoğu’daki en iyi müttefikimiz” diye nitelendiriyor. 2019’daki Suriye harekâtı sırasında Kürt -Türk yetkililere yaptırım uygulanmasını önerecek kadar fazla terör dostu. Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’e danışmanlık yaptığı biliniyor ki, Türkiye antipatisinin bir kısmı tezkere meselesi olabilir. Waltz sadece Afganistan’da görev yapmadı. 2019’da siyasi kariyerine başlamadan önce 2016’da Kuzey Irak’ta Barzani’leri ziyaretleri de bilinir. Tüm bu hoşumuza gitmeyecek bilgilerin yanına küçük iki not daha ekleyeyim: Çin’e karşı en şahin olan isimlerden birisidir. Silah olmasa da vergi yasalarıyla oynamak konusunda iştahlı bir isim. Eskiden Ukrayna konusunda da çok şahindi sonra o adam gitti, yerine Ukrayna’ya yardıma hayır diyen adam geldi, bakalım yavru terör örgütüyle ilişkisinde neler yapacak?..

★★★

Son olarak hem ABD’nin hem de dünyanın başını ağrıtması en muhtemel isim müstakbel Savunma Bakanı Pete Hegseth’e bakalım: Adam tam bir canlı bomba. 2019’da “Mikropları göremiyorum çünkü gerçek değiller, 10 yıldır ellerimi yıkamıyorum” diyebilmiş birisi. Bu ne ki? Mevcut ABD Genelkurmay Başkanı’nın siyasi olduğu için göreve geldiğini söyleyen birisi o aynı zamanda. Kadınların muharebe görevlerinde olmaması gerektiğine inanıyor. NATO’dan ve NATO için para harcamayan AB üyesi ülkelerden hiç hoşlanmıyor. En büyük takıntısı kesinlikle Çin. Televizyon yorumcusu ama ordu geçmişi var. Ordu Ulusal Muhafızı olarak Afganistan, Irak ve işkenceleriyle ünlü Guantanamo Körfezi’nde görev yaptığını iddia ediyor. Sonrası biraz muamma, hem “politik ve dini görüşlerim yüzünden ordudan atıldım” diyor hem de “Ben de artık orduda olmak istemiyordum” diye bir iddiada bulunuyor. Adı ortaya çıktığından beri Pentagon’dan adı açıklanmayan kaynaklar medyaya “Bu adam daha düşük görevler için bile uygun değil” açıklaması yapıyorlar. ABD’nin ordusunda 1,3 milyon asker ve bir milyon sivil görev yapıyor ve şimdi hepsinin kaderi bu portrenin elinde...

★★★

ABD Başkanı Trump’ın seçimleri ne kadar kötü diye sormuştum manzara bu. Neo-con’luktan Trump’ın “Make America Great Again” politikasında hizalanmış portreler işte bunlar. ABD niye dünyanın liderliğini kaybedecek ve kaybetmeli sorusunun cevabı gibi hepsi.