İzmir’de hiçbir şey kolay olmuyor, kolay elde edilmiyor. Bunun sayısız örneği var. UNIVERSIADE için olmazsa olmaz olarak görülen Halkapınar Spor Salonu son anda, nefes nefese yetiştirildi. Bitti bitmesine ama ömürleri de tüketti. Yürek dayanmayan, gerilim filminden beter süreç yaşanmıştı.
Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde de farklı olmadı. İhale üstüne ihale yapıldı. Ahmet Piriştina’nın ömrü, “Gurur projem, en büyük hayalim” dediği, sabırsızlıkla beklediği bu sanat mabedini görmeye yetmedi.
Metro projeleri zaten malum. Yıllar geçti geçmesine ama yeraltından çıkılamadı, gün yüzü hala görülemedi!
Tüm bunlardan sonra, başlanan her yeni yatırım için “Nasıl olsa bitmez” yorumu artık dillere yerleşti.
Olumsuzluk havası bu kez de yeni stat hayalinin üzerine kabus gibi çöktü. Türkiye’nin aday olduğu 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası için Futbol Federasyonu’nun elini güçlendirecek 40 bin kişilik statta önce yer sorundu. Federasyon Başkanı Mahmut Özgener’in bu köşeden yaptığı “İzmir tarihi fırsat kaçırıyor, elimizi çabuk tutmalıyız” sözlerinden sonra Vali Cahit Kıraç devreye girince Örnekköy’deki arazi belirlendi.
Alman firma Arenacom da hem maç hem de Körfez’in muhteşem manzarasının izlenmesini sağlayacak şeffaf tribünlerle simge olacak proje hazırladı. Her güzel şeyin olduğu gibi bunun da bedeli vardı, üstelik epey okkalıydı. Tam 80 milyon Euro, bizim parayla 180 milyon lira... İşte bu uykuları kaçırmaya yetti.
Özgener’in şifresi şimdi çözülebildi
Yeni stat tartışması, kavurucu yaz sıcağında kent gündemini daha da ısıtmıştı. Israrla gereksiz bulanların karşısında Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener duruyordu. Özgener, Euro 2016’nın bir ayağının memleketi İzmir’de olması için bastırıyordu.
“Büyükşehir yetmez” diyordu
Alsancak ve Atatürk statlarıyla böyle bir organizasyona soyunulamayacağını çok iyi bilen Özgener, “Günümüz koşullarına uygun modern bir stat şart” diye üstüne basa basa söylüyordu.
Başkan Aziz Kocaoğlu’nun seçim sözü olduğunu, kendilerinin stat yapabileceklerini söylemesiyle moral buluyordu.
Ancak işin büyüklüğü karşısında Büyükşehir imkanlarının kısıtlı kalacağının da farkındaydı.
Özgener, hem bu vitrin projeye herkesin sahip çıkması hem de gelecekte çıkacak faturaya hazırlıklı olunması için ince ince mesajlar veriyordu.
Futbolun İzmirli patronu, “Sadece Aziz Bey’in çabası yetmez. Kocaoğlu yalnız bırakılmasın. Bu işi sadece Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na bırakırsak zora girer” diyordu.
Mahmut Özgener’in ne demek istediği, stat için ilk etapta 180 milyon lira olarak öngörülen maliyet hesabıyla anlaşıldı.
OKUR HATTI
Moda merkezini otopark yaptılar
Mimar Kemalettin Caddesi’ni İzmir’in moda merkezi yapmak için geçtiğimiz yıllarda düzenleme yapılmıştı. Bum bu cadde hem de Fevzipaşa ve Gazi bulvarlarına açılan ara sokaklara özel taşlar döşenmişti. Rahatça yürünmesi, keyifli alışveriş yapılması için yollar trafiğe kapanmıştı. Ancak alınan önlemler uzun ömürlü olmadı. Sokak girişlerindeki bariyerlerin bazıları kaldırıldı bazıları da keyfi kullanılmaya başlandı. İzmir’in moda merkezi bu yüzden şimdi araç kaynıyor. Park edilen kamyonetler ve diğer araçlar, yayaları engelliyor, kötü görüntü ortaya çıkarıyor. Büyükşehir’e ve Konak Belediyesi’ne başvurup yardım istedim. Ancak cevap bile alamadım. Kamil Arslan
En sonunda spor keyfimiz de kaçtı
Bostanlı Gode Cengiz Parkı ve civarına Büyükşehir Belediyesi tarafından spor aletleri yerleştirildi. Herkese ücretsiz spor imkanı sunuldu, çok da güzel oldu. Sağlıklı bir yaşam için burada spor yapıp form tutarken, bu keyfimiz bir süre önce kaçtı. Çünkü parka baz istasyonu kuruldu. Bir yandan sağlığımız düşünülürken, diğer yandan sağlığımızla oynanmasını yadırgadık. Recai Düz-Bozkurt Bora
Baz istasyonları sağlığımızı kuşattı
Yeşilyurt’ta baz istasyonlarının sayısı mantar gibi artıyor. Var olanlara en son Mızraklı Caddesi’nde bir binaya ve Mevlana Caddesi’ndeki öğrenci yurduna yerleştirilenler eklendi. Adeta çevremiz bu cihazlarla kuşatıldı. Sağlığımız tehdit altında. Artık okulların dibine bile baz istasyonu kurabiliyorlar. Ne yazık ki
kimse sesimizi duymuyor, engel olmuyor.Sezer Nişancı-Sefa Çiçek