Özgür Kaynar

Özgür Kaynar

ozgur.kaynar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Akdeniz’in yıldızı olacak, göz kamaştıracak” derken, İzmir bizi yanıltıyor.
Bırakın yeni yatırımı, var olanlar da ceketini alıp ardına bakmadan gidiyor.
Böyle giderse İzmir havlu atacak! Yüzyıllarca ticaretin dünya çapındaki sayılı merkezlerinden biri olmakla bilinen tarihini yerle bir edercesine!..
Hayal kırıklığı yaşamaktan, bunları dilimize dolamaktan bıktık.
Sevdalısı olduğumuz bu kent büyümesi gerekirken, zamana ve geçmişine inat neden küçülüyor, niçin kan kaybediyor?
Sorun ne, nerede yanlış yapılıyor?
Can sıkan, insanın içini karartan bu sorulara Ekrem Demirtaş’la yanıt aradık...
Ticaretin duayen ismi, yılların getirdiği deneyimle hemen teşhisi koydu, reçeteyi de yazdı?
İzmir Ticaret Odası’nın başkanına göre sorun aşırı temkinlilik!..
İzmirli işadamları anlaşılmaz şekilde tedbirli. Kaybetme korkusu, girişimin, yeni yatırımın önünde kör zincir gibi.
Korku ve endişe havası yayıldıkça, İzmir kabuğuna çekiliyor, kabuğuna çekildikçe de geriliyor. Kaybetme korkusu yüzünden asıl kaybediliyor!
Ekrem Bey, bu gidişe dur demek için çok ortaklı yatırımları hayata geçirmeye çalıştıklarını, ancak her defasında aynı çekingenlikle karşılaştıklarını söylüyor.
“İzmir’de para çok ama ortada yok. Paralar tasarruf ediliyor, yastık altında tutuluyor. İstanbul’da ise böyle değil” diyor.
Demirtaş, yatırımlara gerekli destek verilmemesine İZair girişimini örnek gösteriyor:

Haberin Devamı

İzmir’de para çok ama faydası yok


Biz uçmadan paramız uçtu
“İzmir’e hava köprüsü kurmak istedik. Başlangıçta iyiydi, ancak sermayemizin yarısını 6 ayda tükettik. Çünkü, gerekli izinleri almamız 6 ay sürdü. Bu sürede 15 milyon dolar harcadık ve bir bilet bile satamadık. Biz uçamadan sermayemiz uçtu. Sonunda da ortaklığa gitmek zorunda kaldık...”
Ekrem Demirtaş, “Parası olan insan başarılıdır, kendine güveni vardır” diyor, şu sözlerle de İzmir iş dünyasını bu olumsuzluk havasından sıyrılmaya, yatırımların arkasında durmaya çağırıyor:
“Ortaya bir proje atıldığında geri durulmasın, aşırı tedbirli olunmasın. Parası olan ortaya çıksın. Bu kent için, ülkemiz için bunu yapmalıyız. Bu genç nüfusa iş bulmalıyız. Özellikle şu dönemde işadamlarımıza büyük görev düşüyor.”
İzmir’de ticaretin bir numaralı ismi Ekrem Demirtaş, işte böyle konuşuyor.
Uzun zamandır böyle bir çıkış yapmayan Demirtaş’ın bu tarihi mesajı duyulmalı.
İzmir, artık başarısızlık ve hayal kırıklığı şehri olarak değil, tarihindeki gibi ticaretin yıldızı olarak anılmalı.
Zaman korkulardan arınma, çaresizliğe mahkum olmama zamanı...
Yoksa korku tünelinde kaybolup gideceğiz!..

Haberin Devamı

İzmir’de para çok ama faydası yok
Hareketin gücü, güvercinin sarısı
Siyasetle ilgili pek yazmıyorum. Ancak işin içine güvercin girince siyasete ucundan da olsa giriverdim.
Türkiye Değişim Hareketi’nin İzmir’deki ilk mitinginde Mustafa Sarıgül’ün uçurduğu sarı güvercinler geçen haftaya damga vurdu.
Kuşlar, sarı kanatlarıyla gökyüzünün maviliğinde süzülüp giderken, geride iz bıraktı.
Ne tartışmaydı öyle!... Ama yararlı olduğu muhakkak. Bu miting sayesinde belki de tüm Türkiye doğada sarı, hatta kırmızı ve mavi güvercinler olduğunu öğrendi.
“Güvercinlere eziyet ettiler” diye tepki verenlere de TDH Ege Bölge Sorumlusu Hüseyin Aslan tepki gösterdi.
Buz gibi kış havasını ısıtan konunun iyice alevlendiği ortamda bir araya geldiğim Aslan, “Antalya’dan bir arkadaşımız, yetiştirdiği bu özel cins güvercinlerle Mustafa Sarıgül’e jest yapmak istemiş. Bilmeden ve araştırmadan acımasızca saldırdılar. Şimdi geriye bakınca bir kaşık suda kopan fırtınayı görüyorum” dedi.

Ellerindeki kuş kaçıyor
Aslan, bu yaşananlarda, TDH’nin ayak seslerinden korkan kesimlerin etkisi olduğunu da dile getirdi, çarpıcı tespitlerde bulundu:
“Önce mitinge gelenlerin sayısına taktılar. Çevresiyle 10 dönümlük Bornova Meydanı’nda sadece 10-15 bin kişi olduğunu söylemenin, gerçekle yüzleşme korkusundan başka izahı yok. Metrekareye dört kişi düşse 40 bin sayısına ulaşılır. Bence daha da fazlaydı. Bu bitti, güvercin meselesi gündeme geldi. Ellerindeki kuşun uçtuğunu görenler, ‘hayvanlara eziyet ediliyor’ diyerek ortaya çıktı. Ama gerçekler karşısında bir kez daha yıkıldılar. Değişimin gücü karşısında ne yapsalar da duramayacaklar...”