Gençlerin sağlıklı beslenmesine büyük önem veren Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, yemekhanelere sık sık gidiyor, öğrencilerle birlikte yemek yiyor.1993’te öğrencisi olarak adım attığım Ege Üniversitesi’nden hiç kopmadım.
Mezuniyetimin üzerinden seneler geçmesine rağmen diplomamı almadım. O kağıdın, veda mektubu gibi elime verilmesinden korktum...
Meslek büyüğüm, sevgili hocam Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı’nın, “Şu diplomanı al artık” takılmalarını duymazdan geldim, kaçtım...
Diplomanın, beni üniversiteye bağlayan bir köprü gibi orada kalmasını istedim...
Zaten çıkış belgesi işimi görüyordu, diploma memnuniyetle kalabilirdi.
Eşimi de hep kıskandım bu arada... Çünkü o, mezun olmasına rağmen uzaklaşmadı, iş yaşamına da bizim üniversitede atıldı.
Her köşesinde gençliğimizin izleri olan, güzel anılarımıza ev sahipliği yapan, yeşillikler içindeki kampusten asıl kopmayan oydu.
Ben ise fırsat buldukça gidip kendimi avutuyordum.
Ama bu bile bana yetiyordu...
Özelleştirilince üzülmüştükKopamadığım Ege Üniversitesi’nde beni üzen tek şey vardı. O da yemekhanenin özelleştirilmesiydi.
Öğrenciliğimizin ilk yıllarında lezzetli ve doyurucu yemekleri uygun fiyatlarla yiyorduk.
Bir gün kötü sürpriz yaşadık. Bu işin özel firmaya verildiğini öğrenince, “Eyvah” dedik.
Haksız sayılmazdık, kısa sürede eskiden eser kalmamıştı. Yemeklerin tadı kaçmış, fiyatlar da inadına artmıştı.
Her gün tıklım tıklım doldurduğumuz yemekhane bizden bir anda uzaklaştı, bomboş kaldı...
O gün, üniversitenin üzerinden atılan bir yük gibi görülen uygulama kimseyi memnun etmedi.
Aradan yıllar geçti, yemekhaneler geri alındı. Bizim özlem duyduğumuz geçmişten de güzel oldu.
Öğle ve akşam öğünlerinde 4 çeşit yemek sadece 1.8 liraya öğrencilere sunulmaya başlandı.
Kahvaltı ücreti 50 kuruş olarak belirlendi, yani bir simit parası...
Yemekhaneye giden öğrenci sayısı bin 500’den 7 bin 500’e fırladı.
Diyetisyenler ve gıda mühendisleri gözetiminde, otomatik makinelerle hazırlanan yemekler, öğrenci harçlarından ayrılan kaynakla bu kadar ucuza verilebildi.
Sanatçı duyarlılığı buMezunu olduğum için gurur duyduğum Ege Üniversitesi’nde şimdi bayram ediliyor. Gençler, piyasanın çok çok altında fiyatlarla sağlıklı beslenmenin keyfini sürüyor.
Alkışlanacak bu hizmetin arkasında, bilim insanı olmanın sorumluluğuyla sanatçı duyarlılığını birleştiren üniversite yönetimi var.
Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla Silkü, Rektör Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Engin Önen ve daha pek çok değerli isim bu başarının mimarı...
Hepsinin yüreklerine sağlık.
Gençlik onlara minnettar...
90 lirayla bir ay nasıl geçer?..Geçen hafta bir araya geldiğim Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla Silkü, yemekhaneleri nasıl geri aldıklarının öyküsünü anlattı.
Gençlik zor durumdaKampuste sık sık gezip öğrencilerin arasına karışan Silkü, bir süre önce iki gencin konuşmasına tanıklık ettiğini dile getirdi, şunları söyledi:
“Biri diğerine ‘Ayda 180 lira burs alıyorum, yarısını da okul masrafları için kardeşime veriyorum. Kalan 90 lirayla ayı geçiriyorum’ diyordu. Koca bir ay 90 lirayla nasıl geçer diye düşündüm, çok üzüldüm...”
‘Çok hassasız’Prof. Dr. Silkü, ağır ekonomik koşulların öğrencileri de çok zor durumda bıraktığını belirtti, şöyle devam etti:
“Karnını doyuramayan, maddi sıkıntılarla boğuşan bir öğrenci derslerinde başarılı olabilir mi? Sayın Rektörümüz ve biz bu konuda çok hassasız. Bir yandan azalan kaynaklarımızı yeni projelerle, kendi olanaklarımızla artırmaya çalışırken, diğer yandan da gençlerimizin beslenme sorununa çözüm getirdik...”
Prof. Dr. Atilla Silkü’ye bu duyarlılıklarından dolayı o gün teşekkür etmiştim, şimdi bir kez daha ediyorum...
Barınmaya yönelik çalışmaları olduğunu da biliyorum. O da en azından beslenme kadar önemli....