“Öğretmenim, canım benim” diye başlayan...
O cıvıl cıvıl şarkıdaki öğretmenler çoktandır yok.
Eskiden anne ve babaların, “Artık size emanet hocam” diyerek çocuklarını teslim ettiği...
Yedi yaşında aldığı öğrenciye sadece kağıtta yazılı olanları değil, hayatı da okumayı öğreten...
Hem ana hem baba olan, pek çok sevilen...
12 yaşında eline ilkokul diplomasını verince ancak öğrencisiyle vedalaşan...
Ama bir ömür boyu unutulmayan, her bayramda eli öpülen...
“Canım benim” diye içtenlikle sevilen o ilk öğretmenler yok artık.
Şimdi çocuklar daha birinci sınıfta iki-üç öğretmen değiştiriyor.
Birine alışılamadan diğeri atanıyor.
“Bu kez tamam” derken bitmiyor, devamı geliyor.
Bir talihsizliktir sürüp gidiyor...
Başdöndürücü bu trafik yüzünden çocukların feleği şaşıyor.
Zavallı küçükler, “Canım benim” diye kimi seveceğini bilemiyor.
En başında yap-boza dönen eğitimin temeli işte böyle çürük atılıyor.
Okullarda başarı için devamlılık esassa...
Bu haliyle eğitim sistemi devamsızlıktan fena çakıyor.
Sözüm öğretmenlerden çok onları sözleşmeli yapıp, yaprak gibi oradan oraya savuran bu garip düzene...
Ve üzülüyorum o güzelim şarkının sonundaki...
“Oku öğret ve nihayet
Yurda yararlı insan et” sözünün bugün ne kadar gerçekleşip gerçekleşmediğine...
Bu yasa 40 milyon k işiyi ilgilendiriyor
Bolca üretim, hakça paylaşım...
Kooperatiflerin kuruluş harcında işte bu düşünce var...
Küçük tasarrufları büyük yatırımlara dönüştürme sanatıdır kooperatifçilik.
Dar gelirlinin ev sahibi olma umudu, küçük esnafın ve üreticinin güçbirliğidir bu kuruluşlar.
Emeğin, özverinin, birlikteliğin eseridir her biri...
Kötü deneyimler olsa da hala en önemli örgütlenme modeli bu...
İzmir’de şu an kooperatif sayısı yaklaşık beş bin.
Ülke genelinde kooperatif ortağı 10 milyonu buluyor. Neredeyse nüfusun 7’de biri...
İşte böylesine yaygın olan kooperatifler için önemli bir yol ayrımına gelindi.
Kooperatifler Kanunu’nda değişiklik yapılıyor. Bakanlar Kurulu’ndan geçen düzenleme önümüzdeki günlerde TBMM gündemine gelecek.
Konut yapı kooperatiflerinin sorumluluğu Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na verilecek.
Motorlu taşıyıcılar, tüketici, işletme ve kredi kefalet kooperatifleri ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nda kalacak.
Bu girişim hem gereksiz hem de yetersiz bulunuyor. Kooperatifler için ayrı bakanlık kurulması isteniyor.
Bu görüşü savunanların başında ise Hüseyin Aslan geliyor...
Çeyrek asrı geride bırakan Ege-Koop’un genel başkanı Aslan, kooperatiflerin toplumun ne kadar geniş kesimini ilgilendirdiğinin göz önünde bulundurulmasını bekliyor.
Aslan, “Atılan adım doğru ve yerinde olmalı. Yeni kentler inşa eden, çarpık yapılaşmanın çözümü olarak gösterdiğimiz kooperatiflerin önemi daha iyi anlaşılmalı. Mutlaka ayrı bir bakanlık kurulmalı, dar gelirlinin ev sahibi olmasını sağlayacak mali destekler sağlanmalı. Her önüne gelenin kooperatif kurup insanları üzmesinin de önüne geçilmeli” diyor.
Aileleriyle birlikte 30-40 milyon kişiyi ilgilendiren, kooperatifçilik gibi kritik önem taşıyan bir konuda bakanlık neden olmasın?..