Bakan Günay geçen ay Agora’yı gezmişti. Günay, İzmir’in kalbindeki bu eşsiz hazinenin yanı başında çürük diş gibi duran katlı otoparkın müzeye dönüştürülebileceğini söylemiş, kendisine eşlik eden kentin önde gelen isimleri de olumlu yaklaşmıştı.Yunanistan’ın Akropolis Müzesi hamlesi yaptığı günlerdi. Atina’da dokuz yıldır süren hazırlıklar tamamlanma aşamasına gelmişti.
Sahip olduğu değerleri turizmde bizden daha iyi tanıttıklarını iyi bildiğimiz Yunan dostlar bu fırsatı da kaçırmamıştı.
Açılışı için tüm dünyada heyecan fırtınası estiriliyordu, merak uyandıran kampanyayla dört bir yana sabırsızlık pompalanmıştı. Antik çağların bu önemli adresinde insanlığa acaba nasıl bir sürpriz sunulacaktı?
Bizim parayla neredeyse 300 milyon lira harcanan yeni Akropolis’i yılda 2.5 milyon turistin ziyaret edeceği hesaplanıyordu. Bu hedefe ulaşmak için de profesyonelce çalışılıyor, iletişimin ve pazarlamanın neredeyse tüm yolları deneniyordu. O heyecan dalgası Ege’nin karşı kıyısına da vuruyor, bizleri de meraklı bir bekleyişe itiyordu.
Gözlerin komşuya çevrildiği böyle bir dönemde karşı atak karşı kıyıdan gelmiş, İzmir de “megamüze”yi ortaya atmıştı. İşte o günlerde, şifresi “Biz daha iyisini başarabiliriz” olarak çözülebilecek iddialı bir açıklama yapılmıştı. Sahibi ise İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş’tı...
“10 Atina eder” demiştiEkrem Demirtaş, Ege’nin her iki yanını da çok iyi bilen bir isim... Ticaretten kültür ve sanata Türk- Yunan ilişkilerinin her alanda gelişmesinde, önyargıların ve korkuların yerini güzel duygulara bırakmasında, Ege’nin barış denizine dönüşmesinde payı tartışılmaz...
İki yakayı da böylesine iyi bilen ve iki toplumda da sevilen Ekrem Bey, İzmir’le Atina’yı değerlendirmiş, “İzmir 10 Atina eder” demişti. Bunları söylemek için seçtiği yer de Agora’ydı... İTO olarak kazılarına 1.5 milyon liranın üzerinde destek sağladıkları İzmir’in orta yerindeki eşsiz tarihi işaret ediyordu.
Mesaj yüklü o iddialı sözler, “Bastığımız toprağın altındaki hazinenin farkına varmalıyız. İzmir’in dünya kentleri arasına girmesi, turizmde yıldız olması için yana yana aranılan cevher hemen altımızda duruyor” anlamına da geliyordu.
İzmir’e dünya çapında bir megamüze, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun dediği gibi müzeler vadisi ya da Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın ifadesiyle Ege Uygarlıklar Müzesi düşünülüyorsa, başka yer aranmamalıydı!
Ama sadece burasıyla sınırlı kalınmamalıydı. Agora’ya bakan Kadifekale yamaçlarındaki gizli hazine antik tiyatronun da toprak altından çıkarılması gerekiyordu.
Medeniyetlere beşiklik etmiş tarih yazılan büyüleyici coğrafyanın hediyesi bu servet, müzeyle daha dikkat çekici hale gelecek, İzmir’i kültür turlarının dünyadaki önemli rotalarından birine dönüştürecekti. İlk etapta bile yılda 1.5 milyon yabancı turist öngörülüyordu.
Komşu’nun Akropolis Müzesi varsa, İzmir’in de Agora, Kemeraltı Çarşısı, antik tiyatro ve Kadifekale’yle çevrili eşi benzeri olmayan zenginliği vardı.
Bakan Ertuğrul Günay, geçen ayki İzmir gezisinde Agora’yı görünce, “Müze için burası olabilir” dedi. Tarih zengini bölgeye bakan katlı otoparkın da özel bir mimari tasarımla müzeye dönüştürülebileceği düşünüldü. Bakan’ın önerisi o gün kabul de gördü, hatta oldukça pratik bulundu.
Sanki rehavet havası çöktüAncak araya günler ve başka konular girdi. İzmir’i dünyaya açacak bu önemli projeye sanki rehavet havası çöktü. Büyükşehir’in düzenlediği Kültür Çalıştayı’nda yerle ilgili son noktanın konması, Ankara’ya da burası için baskı yapılması planlanıyordu. Fakat beklenen olmadı. Geçen haftaki Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’nda da gündeme geldi gelmesine ama yer konusu bilmece olmaktan çıkamadı.
İzmir’i gezilip görülmek istenen bir dünya kenti haline getirecek, hayali bile heyecan uyandıran müze kompleksi için artık harekete geçilmeli. Agora ve çevresi gibi bir hazine varken daha ne bekleniyor, neden zaman kaybediliyor? Uluslararası önem taşıyan bir diğer proje olan yeni statta önemli yol alınmışken, sıra müzeye gelmeli.
En son Autoshow’da ücretsiz eğitim veren Emin Sular, İzmir’deki tüm kamu kuruluşlarının sürücülerine ücretsiz olarak verdiği defansif sürüş eğitiminin zorunlu hale getirilmesini istiyor, “Kazalar yüzde 80 azaltılabilir” diyor.Kazalar yüzde 80 azaltılabilirFırsat buldukça trafik kazalarına değiniyorum. Kana, cana doymayan bu felaket karşısında ici cız etmeyen var mı? Yerde cansız yatan yakınının önünde çaresizce ağlayanları görüp de gözleri dolmayan..?
Ne yazık ki yaşanan bu acılara, her kazadan sonra “Yazık, çok yazık” denilmesine rağmen değişen olmuyor. Sanki alnımıza yapışmış kara yazı gibi, silinmek bilmiyor.
4 bin 228 kişi can verdiEmniyet Müdürlüğü’nün istatistiklerine göre geçen yıl 929 bin 304 kaza meydana geldi, 4 bin 228 kişi can verdi. Onlar, umutları, hayalleri, kim bilir daha neleri geride bırakıp hayatlarını kaybetti. Bir öncesi sene de çok farklı değildi. 825 bin 561 kaza, 5 bin 7 ölü! Her yıl ayrı bir kara tablo. O istatistiğe bak, asfaltın ağlayan kırmızı rengini gör!
Geçen hafta, domuz gribi hassasiyetini trafik kazalarının önlenmesi için göstermemiz gerektiğini hatırlatıp, “Can, aynı can değil mi” diye sormuştum. En kutsal değer olan insan hayatına her alanda aynı önemi göstermeliydik.
Pek çok olumlu tepki geldi. Biri de İzmir’de bu konuda yoğun çaba harcayan, belki de hayatını buna adayan Emin Sular’dı..
Eski ralli pilotu Sular, kurucusu olduğu Emin Direksiyon Sürüş Akademisi’yle topluma bilinç aşılamak için yorulmadan çalışıyor. Memleketindeki tüm kamu kurumlarındaki şoförlere ücretsiz eğitim verip Cumhurbaşkanlığı tarafından takdirnameyle ödüllendirilen bir isim Sular...
Her kazadan sonra içini karalar bağlıyor, “Böyle olmamalı, önüne geçilmeli” diyor. Sular’a göre kazaların büyük bölümü basit hatalardan kaynaklanıyor. Ona göre çözümü eğitimden geçiyor. Emin Sular, bakın neler anlatıyor: “Gelişmiş ülkelerin uygulayıp başarıya ulaştığı güvenli sürüş teknikleri ve defansif sürücülük eğitimiyle trafik kazaları yüzde 80 azaltılabilir. Yıllardır bunu bizim de uygulamamız için mücadele ediyorum. Tüm sürücü kursları için bu eğitim zorunlu hale getirilmeli. Çünkü ucunda insan hayatı var...”
OKUR HATTIŞemikler’e altgeçit projesi ne oldu?İzmir’de trafiğin kördüğüme döndüğü yerlerden biri de Anadolu Caddesi’nde Şemikler Kavşağı... Burası özellikle sabahları ve akşamları tıkanıyor, sürücüler çile çekiyor. Büyükşehir Belediyesi burası için de altgeçit projesi hazırlamıştı. Çiğli’ye ve Gaziemir’e yapılan altgeçitler Şemikler Kavşağı’na da uygulanmalı. Yoksa yolun bu noktasında trafik hep eziyet olarak kalacak.
Ahmet AydınGeçit kapatılınca ulaşım çileye döndüAliağa-Menderes Raylı Sistem Projesi çerçevesinde Çiğli İtfaiye hemzemin geçidi kapatıldı. Ancak bu çevrede oturanların ulaşımlarını nasıl sağlayacakları düşünülmedi. Pelit 2, Bankalar gibi yerlerden gelenler ne yapacak? Öğrenciler okullarına nasıl gidecek? Bu soruların yanıtı yok. Herkes mağdur edildi, bir yerden bir yere gitmek eziyete döndü. Yüzlerce kişi zor durumda.
Ali SindelLambalar yanmıyor sokağa korku hakimMavişehir’de teknelerin bağlandığı Barınak Sokak, akşamları zifiri karanlık. Göz gözü görmüyor, adım atmak cesaret istiyor. Çünkü buradaki lambalardan büyük bölümü yanmıyor. Çevre sakinleri olarak bu durumu defalarca TEDAŞ’a bildirmemize rağmen sonuç alamadık. Gece bu sokakta can güvenliğimiz yok. Yetkililer bizleri karanlıktan artık kurtarsın.
Ziya Deniz KENTİNE SAHİP ÇIKSemtinizdeki, sokağ›n›zdaki, çevrenizdeki sorunlar› duyurmak, şikayetlerinizi iletmek, çözüm bulmak için (0232) 464 59 30 numaralı telefonu arayın