İzmir’in marina ayıbını kaleme aldığım yazım, bu eksikliğin sıkıntısını yaşayanların üzüntülerini hatırlattı. Kenti inci gerdanlık gibi süsleyen Körfez’de marina olmamasına tahammül edemeyenlerin sayısı hiç de az değilmiş.
Turizmciler, “Keşke marina cenneti Akdeniz’in dünya çapındaki kentlerinde olduğu gibi bizde de olsa” diyerek söze başlıyor. Uluslararası standartlarda yat limanının, nasıl bir değişimi başlatacağını ve İzmir’i turizmde şampiyonlar ligine taşıyacağını anlatan sözcükler ardı ardına sıralanıyor.
Marinasızlığın acısını en çok hissedenlerden biri de Burhan Özfatura... İzmir’in iki dönem büyükşehir belediye başkanlığını yapan Burhan Bey, “Marina marina” yazım üzerine aradı. Öyle doluydu, söyleyecek o kadar çok şeyi vardı ki, hepsini bir çırpıda soluksuz anlattı.
“Baltimore” üzüntüsü
Burhan Özfatura, hem Pasaport’taki hem de Konak’taki mendirekleri içine alacak, şu an Konak Pier olarak hizmet veren tarihi yapının merkezinde bulunacağı marina projesini anımsattı.
“Her şeyi hazırladık, ihaleyi gerçekleştirip yapımcı ABD’li firmayla el sıkıştık. Ancak pek çok yatırımda olduğu gibi yine engele takıldık. Eğer hayata geçseydi, Birinci Kordon’la çevresinde daha çok alışveriş ve eğlence merkezleri açılacak, o bölge bambaşka görünüme ve hareketliliğe kavuşacaktı. İzmir turizmde yıllar önce büyük atılım yapacaktı. Çok yazık oldu... Ülkelerindeki, tıpkı İzmir gibi bir körfez kenti olan Baltimore’un yat limanını uygulamak için heyecanlanan ABD’lileri de küstürdük. Bunun üzüntüsünü hala yaşıyorum” dedi.
Burhan Özfatura, İzmir’in marina için doğanın hediyesi Körfez’e sahip olduğunu, bu doğal limanı mutlaka değerlendirmesi gerektiğini de dile getirdi, şöyle devam etti:
Marina, darphane demek
“Yabancı yat sahipleri tüm ihtiyaçlarını karşılayacakları farklı yerler arıyor. Asırlardır bir liman kenti olan İzmir çok uygun. 1984’te göreve gelir gelmez bu zenginliği kullanmak için kolları sıvadım. Büyükşehir Belediyesi’nde benim görev dönemlerimde hazırlanan Pasaport’un yanı sıra İnciraltı ve Karşıyaka için de marina projeleri var. Yıllardır raflarda bekliyor. Çünkü beni engelleyenler, bugün Başkan Aziz Kocaoğlu’nu da engelliyor. Oysa marina demek darphane demek. Yatlar için ödenecek sadece kışlama bedeli bile kent ekonomisine ciddi katkı sağlar. Kalkı ki yat sahipleri, parayı sayarak harcayan turistlerden değildir. Bu kişiler gittikleri yerlere zenginlikleriyle zenginlik katar...”
Kocaoğlu’na ve İzmirlilere
Burhan Bey, son olarak hem Aziz Kocaoğlu’na hem de tüm İzmirlilere sesleniyor: “Danışmanlık yaptığım yabancı kuruluşlar, bırakın İzmir’e yatırım yapmayı, gönül verdiğimiz bu kentin üzerinden uçakla bile geçmek istemiyor. Çünkü İzmir, yatırıma yasak bölge haline getirildi. Çevremiz bunun örnekleriyle dolu. Bakın Basmane’deki utanç çukuruna. Orada Dünya Ticaret Merkezi kurulsaydı en az 3 bin 500 kişi istihdam edilecekti. Bitmek bilmeyen engellemeler yüzünden bu projeyi o utanç çukuruna gömdüler. Bir kez daha yürütmesi durdurulan ‘Yeni Kent Merkezi-Üçüncü İzmir Planı’ da bir başka örnek. Yüksek katlı binaların düşünüldüğü bölgede zemin etüdlerinin yeterince yapılmadığı gerekçe gösteriliyor. Oysa zemin etüdü bina inşa edilirken gerçekleştirilir. 8.5 şiddetinde depreme dayanıklı Hilton Oteli böyle inşa edildi. İzmir’in önünün nasıl kesildiğinin daha pek çok örneği var. Bunun sorumlularının karşısında hep birlikte durulmalı. Eğer İzmirliler sahip çıkarsa marinalar da kurulur, diğer yatırımlar da yapılır... Kalbi bu şehir için atan herkese iş düşüyor. Çocuklarımıza, torunlarımıza bırakacağımız İzmir’e sahip çıkalım...”
Burhan Özfatura, işte böyle diyor. İzmir’in 10 yıl başkanlık koltuğunda oturan Özfatura’nın marina konusunda ve diğer projelerde yaşadığı hayal kırıklıklarını, küllenmeyen üzüntüsünü sizlerle paylaşmak istedim.
Ormanda yasak, sahilde serbest!
İzmir’de hafta sonları sahillere adım atılmıyor. Körfez manzarasına karşı çimlerin üzerinde oturulup sohbet edilmesine kimsenin diyecek sözü olmamalı. Ancak iş sadece bununla kalmıyor. Mangallar ateşleniyor, dumandan göz gözü görmüyor. Sahil piknikçileri, giderken de arkalarında çöp dağları bırakıyor. Duyarlı İzmirliler işte buna tepki gösteriyor. Mehmet Açıkalın, Narlıdere sahillerinde her pazar günü yakışmayan görüntüler ortaya çıktığını söylüyor, “Neden engel olunmuyor” diyor. Leyla Demir de, “Mangal yakmak ormanda yasak, İzmir’in sahillerinde serbest mi” diye soruyor.
“Butik” çağrı...
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’ın üzerinde önemle durduğu konularından biri de turizm... Tartan, Konak’ı İzmir’in turizmde merkezi yapmak istiyor. Bunun için pek çok avantaja sahip olduklarını çok iyi biliyor, bunları ayağa kaldırmaya çalışıyor. Görevi devraldığı Muzaffer Tunçağ’ın döneminde restore edilen tarihi hanlara yabancı turistleri çekebilmek için yatırımcıları harekete geçirmeye gayret ediyor. Sağlıktan kültüre turizmin her alanında yer alabilmek için de sivil toplum örgütleri ve sektör temsilcileriyle sık sık bir araya geliyor. Tartan, butik müzelerle de bu yolda önemli atılım yapmayı planlıyor. Oyun ve Oyuncak Müzesi eylülde açılacak. Bunu Ege Medeniyet, Folklor ve Kostüm Tarihi müzeleri izleyecek. Başkan Tartan’ın tüm İzmirlilerden isteği var. “Eski eşyaları, kıyafetleri, oyuncakları bize verin. Biz de isminizle birlikte sergileyelim. 444 35 66 numaralı telefonun aranması yeterli” diyor.
Çevre kirliliğine artık son verilsin
Karşıyaka’da 1691 ve 1689 sokakların kesiştiği yerde sürekli çevre kirliliği yaşanıyor. Çünkü çöp konteynerleri yetersiz kalıyor, kısa sürede doluyor. Vatandaş da poşetleri zorunlu olarak yere atıyor. Sokak hayvanları da bunları parçalıyor, içlerinde ne varsa çevreye saçıyor. Bu yüzden kötü görüntü ve koku hiç eksik olmuyor, Karşıyaka’ya yakışmıyor. OKUR HATTI aracılığıyla sesimizi yetkililere duyurmak istiyoruz. Musa Taşkın
Otobüs seferleri neden aksıyor?
Bornova Metro’dan hareket eden 565 numaralı belediye otobüsünün sefer aralıkları sürekli değişiyor. Bazen araçlar beş dakika arayla yola çıkıyor, bazen bu süre çok uzuyor. Böyle olunca bazı otobüsler tıklım tıklım doluyor, insanlar bu sıcakta kan-ter içinde yolculuk yapmak zorunda kalıyor. Seferler, planlanan hareket saatlerine göre neden gerçekleşmiyor? ESHOT yetkilileri bu konuya hassasiyet göstermeli. Türkan Duru
Sinek ve yakarca sorunu bıktırdı
İzmir’de sinek sorunun en çok yaşandığı yerlerden biri de ne yazık ki Bornova... Geçen yıllarda görülmediği kadar çok kara ve sivrisinek var. Bunlar yetmezmiş gibi yakarcalar da ortaya çıktı. Akşamları pencere açmak imkansız. Bu zararlılar yüzünden evimizde rahat edemiyoruz. Oturduğum Evka 3 101 Sokak’ta ve ilçenin diğer semtlerinde bu sorun herkesi bıktırdı. Yeterli ilaçlama artık yapılmıyor mu? Ayhan Aksoy