Ah şu bürokrasi

Büyükşehir Belediyesi bürokrasiden yana dertli mi dertli...
Kamu kurumlarındaki bürokratların yanlı tutumları yüzünden kentin önünü açacak yatırımların frenlendiği öne sürülüyor.
Valiliğin son dört yılda Büyükşehir’in çoğu imar düzenlemelerine yönelik meclis kararları aleyhinde açtığı toplam 158 dava örnek gösteriliyor.
“Adalet istiyoruz” deniliyor.
Başta Bayındırlık İl Müdürlüğü’ndekiler olmak üzere bürokratlar, kentin yarınlarının önüne zincir çekmekle suçlanıyor.
Gel gör ki hepsi bununla kalmıyor.
Bürokrasi mağduru Büyükşehir’in bürokratları da özel sektörün gözünde farklı değil.
Onlar da daha çok yatırım, daha çok istihdam, daha gelişmiş bir İzmir hedefinin önünde engel olarak belediyenin bürokratlarını gösteriyor.
Garip ama...
Bürokrasiden şikayetçi belediyenin kilit noktalarındaki çalışanlarının üzerinden de şikayet ve tepki eksik olmuyor.
Bürokrasi kentin üzerinde ağlarını örerken, olan tüm İzmirlilere oluyor.
Heyecanla başlanan projeler, ne zaman biteceği belirsiz yatırım ayıbına dönüşüyor. Umutlar hep bilinmezliğe erteleniyor.
Ne acıdır ki hayal kırıklıkları da artık sıradanlaşıyor.
Engellemelerden bıkıp “Benden bu kadar, gidiyorum” diyenler normal karşılanıyor.
Eleştiren de aynı konuda eleştiriliyorsa ve olumlu yönde hiçbir şey değişmiyorsa...
Söylenecek ne olabilir ki?
İzmir’e yazık oluyor, hem de çok yazık...


Bürokratlar sağolsun!

Bürokrasinin illallah ettirdiklerinden biri de Ege-Koop... İzmir’in bu önemli markası, 25 yılda 1.5 milyar dolarlık yatırımla 26 bin konut diktiği topraklara küstürüldü.
Genel Başkan Hüseyin Aslan, ilk kez bu köşeden “Engellemelerden bıktık, artık bu kentte yeni yatırım düşünmüyoruz, hedefimiz tüm Ege” demişti.
Aslan’ın dediği oldu. Ege-Koop’un hafta sonu gerçekleştirilen 26’ncı olağan gelen kurulunda Ege’ye açılma kararı alındı.
Ana sözleşmede büyük bir coşkuyla yapılan bu tarihi değişikliğin perde arkasında da belediye bürokrasisi vardı.
Hüseyin Aslan’ın sitem dolu sözlerinden, belediyelere halk iradesiyle seçilen başkanlardan çok atanmışların hakim olduğu sonucu çıktı.
Aslan, son yıllarda karşılaştıkları engellemelerin ibretlik olduğu görüşünde.
“Sorma ver denilerek alınan haraçtan farksız harçlar ödemek, her proje öncesinde belediye kapılarında bekletilmek istemiyoruz. Yerel yönetimleri teslim alan bürokrasi, başta ulaşım olmak üzere belediyelerin yapmakla yükümlü olduğu hizmetleri yapmayarak, her türlü yasal sorunluluğunu yerine getiren vatandaşı, kar amacı olmayan kooperatifleri cezalandırıyor.”
Hüseyin Aslan işte böyle konuşuyor.
Kısır çekişmeler ve bitmeyen yatırımlar şehrine dönen İzmir, Ege-Koop gibi bir değerini de kaybediyor...
Öyle görünüyor ki Ege-Koop bundan sonra enerjisinin önemli bölümünü, yatırıma ve ilgiye aç bölge için harcayacak.
Ege’nin TOKİ’si gibi çalışıp örnek projeler hayata geçirilecek.
İzmir’in siluetinde silinmez izler bırakan konut devi, bu başarı öyküsünü ismini aldığı Ege’de daha da kalıcı ve anlamlı hale getirecek.
Ege için hayırlı olsun.
İzmir için ise bürokrasi sağolsun!