Dünyanın 3. büyük ham petrol tüketicisi olan Hindistan, Rusya’dan varili 70 dolardan ham petrol almak istiyor.
Brent petrolün varil fiyatının 109 dolar seviyelerinde olduğunu düşünürsek bu inanılmaz bir indirim.
Delhi, indirim istemesinin gerekçesini, Moskova ile iş yapmanın artırdığı maliyetlerini karşılamak olarak açıklıyor.
Hindistan S-400 aldı, sınır hattında aktif hale getirdi; ABD Hindistan’da F-16 üretmek için fabrika kurdu.
Üretilecek uçak en üst seviye Block-70’ten bile daha gelişmiş olacak, adına da F-21 denilecek.
Türkiye, Rusya’dan S-400 aldı, F-35 programından çıkarıldı, F-16’larıını modernize etmek ve yeni uçak almak istiyor ama atılmış somut bir adım yok. Hindistan, Batı’nın tüm çağrılarına rağmen Rusya yaptırımlarına katılmadı, Türkiye, Boğazları kapattı, askeri uçuşları Suriye dahil sınırlandırdı.
Bu çifte standart ortadan kalkmadığı sürece Türkiye-ABD ilişkilerinde ancak kaplumbağa adımlarıyla iyileşme yaşanır.
Eski bir Senato ve özellikle de Dış İlişkiler Komitesi üyesi olarak eski mesai arkadaşlarınıza Türkiye’yi anlatıyor musunuz?
Atina’daki ABD Büyükelçisi Pyatt neredeyse Yunanistan’ın ABD Büyükelçisi gibi çalıştı, her durumda ve krizde, diplomasi kurallarını çiğneme pahasına Yunanistan’ın arkasında durdu.
Sizden, diplomasi kuralları içerisinde kalarak, Türkiye lehine de çalışmanızı beklemek Türk halkının hakkı değil mi?
Hindistan’ın S-400’lerini görmezden gelirken gerekçeniz Çin ile yaşadığınız gerilimdi.
Şimdi Rusya ile soğuk savaştan beri en yüksek gerilimi yaşıyor ve NATO’nun Avrupa’daki en önemli gücü Türkiye’nin savaş uçaklarıyla ilgili talebini buzdolabında mı tutuyorsunuz?..
Sayın Büyükelçi, bu çifte standarda bakınca asıl sorunun S-400’ler olmadığını, Türk ordusunun Suriye’deki terör operasyonlarında karşılaştığı sığınakların planları ve özel üretim betonunu tedarik eden NATO müttefiklerinden kaynaklandığını düşünmemiz normal değil mi?
1964’te Başkan Johnson’ın mektubuna zamanın Başbakanı İsmet İnönü “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini bulur” diye cevap vermişti, bu cevap bizim için halen taze, bayatlamadı, Büyükelçi Flake...
Petrol fiyatları düşer mi?
Hepimizin hayatını en fazla alakadar eden konu petrol fiyatları.
Petrol fiyatlarını eskiden Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) belirliyordu.
Çoğu Ortadoğu ve Afrika ülkelerinden oluşan 13 üyeli OPEC, petrol fiyatlarının çok düştüğü 2016’da OPEC Plus’ı oluşturdu ve üye sayısını 23 ülkeye çıkardı.
OPEC Plus dünyadaki ham petrol ihtiyacının yüzde 40’ını karşılıyor ve aralarında günde 10 milyon varil üretimi olan Rusya da bulunuyor.
Küresel salgın döneminde düşen talep nedeniyle üretimi günde 10 milyon varil düşüren OPEC Plus, talep düzeldikçe üretimi artırdı ama halen kıstığı kadar üretim yapmıyor, eskiye oranla piyasalara her gün 2.5 milyon varil daha az petrol arz ediyor.
Petrol fiyatları yükselmeye başladığı günden beri ABD ve İngiltere, Suudi Arabistan’a defalarca petrol üretimini artırma çağrısında bulundu ama sonuç alamadı.
Burada tüm dünyayı zorlayıcı iki unsur var. Birincisi, üretimin kısıldığı dönemde kimi ülkeler tesislerine iyi bakamadılar ve üretimi artırmakta zorluk çekiyorlar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri üretimi artırma kapasitesine sahipler ama onlar da fiyattan mutlular. Yani kısa vadede petrol fiyatları aşağıya düşmeyecek
Avrupa Birliği’nin yıl sonuna kadar Rus petrolüne bağımlılıktan kurtulma planının olduğunu açıklaması çok önemli değil zira Macaristan böyle bir planı veto edeceğini açıkladı bile. Macaristan vetosu aşılsa bile, Rusya’nın günlük 10 milyon varillik üretimini yok saymak, Avrupa’da petrol fiyatlarını daha da uçurur ve hepsi seçime girecek olan Avrupalı liderler ne Ukrayna ne de bir başka ülke için böyle bir riski alırlar.
Bak şu büyükelçilere...
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’in Yunanistan’ın devlet kanalında Türkiye’yi eleştirmesini yazınca çok sayıda mail geldi. Gelen mesajlardan biri Almanya’dan ilginç bir bilgi içeriyordu.
Ukrayna’nın Almanya Büyükelçisi Melnyk, Almanya Başbakanı için bir küçümseyici cümle olan “Küskün karaciğer sucuğu” ifadesini kullanmış.
İşin garibi, Almanya Dışişleri bu ifadeyi yalayıp yutmuş, hiç ses çıkarmamış. Bu cümleyi Almanya’daki Türkiye Büyükelçisi kursaydı acaba ne olurdu?
GTS, maliyet-fayda hesabı
İlk veriler yaş meyve-sebzede rekolte düşük olacak diyor.
Bu köşede defalarca yazdım, maliyetler nedeniyle Yunanistan’dan bile dönüm başına 100 kg daha az gübre kullandı çiftçi, Hollanda 5 katımız, Almanya 3 katımız gübre kullanıyor.
Gübrede maliyeti azaltmanın yolları ne zaman konuşulsa ilk Gübre Takip Sistemi tartışma konusu oluyor. Tartışılmasında bir sıkıntı yok ama GTS öncesi devlete 6 milyon ton gübre bildiriliyordu, şimdi 12 milyon ton bildirim var.
Burada devletin bir kazancı, çiftçinin de katlandığı ton başı binde 50’lik bir maliyet var ve çiftçi tek başına kaçak gübre bulamayacağına göre, bunca zaman kim, ne paralar götürdü, bilmiyoruz.
Türkiye’de terörün maliyetini hesaplarken sadece atılan merminin, bombanın maliyetini hesaplamak doğru değil.
El yapımı patlayıcı yani EYP’lerde kullanılan amonyum sülfat ve amonyum nitrat olmasa belki bu tartışmada hiç olamayacaktı.
Sonuç olarak, daha fazla verim için Tarım ve Orman Bakanlığı’na önerim, kooperatifler ve TİGEM için “Askıda Gübre” uygulamasını başlatması.