Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP’nin bugüne kadar Mustafa Kemal Atatürk dahil 8 genel başkanı, en uzunu 46, en kısası 6 gün görev yapan 4 de genel başkan vekili oldu.

İsmet İnönü 33 yıl 134 gün ile en uzun, Hikmet Çetin 205 gün ile en kısa süre genel başkanlık yapan isimler oldular.

Deniz Baykal, CHP’ye 1992, 1995 ve 2000 yıllarında 3 ayrı kere genel başkan seçildi.

Biri hariç, görevden ayrılan CHP genel başkanlarından hiçbiri alternatif bir genel merkez kurmadı.

Kambur

Partinin 101 yıllık tarihinde, 47 yıl sonra sandıktan birinci çıkıldığı sene milletvekillerinin kurultay istediği bir başka döneme rastlanmadı.

Haberin Devamı

CHP’nin tarihçisi değilim ama demokrasinin sağlıklı işlemesi için gereken koşullardan birisinin ana muhalefet partisinin halka güven vermesi olduğunu gayet iyi biliyorum.

Parti içi demokrasi, parti içi fikir tartışmaları siyaseti zenginleştiren tartışmalardır, yapılmasından kimsenin endişe etmemesi gerekir.

CHP’nin mutlak tartışması gereken konuları var:

Mesela DEM ile yakınlaşmanın sınırları, mesela CHP, 6 oktan biri olan milliyetçilikten vaz mı geçiyor sorusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu CHP ile Kemal Kılıçdaroğlu’ndan miras kalan ve hazırladıkları Anayasa taslağından Türklüğü çıkarıp, federatif yönetim sistemini tavsiye eden 10 Aralıkçıların hakim olduğu CHP arasındaki farklar mutlak tartışılmalı.

DEM ile yakınlaşma seçim kazanmak için bir pragmatizm örneği mi yoksa ideolojik bir birliktelik mi, bu da mutlaka konuşulmalı.

Bunlar CHP’de tartışılanlar arasında yok ama “illa ben yöneteceğim” harisliğinin yarattığı tartışmalar sürüyor.

Kambur

81 il başkanının Özgür Özel’e destek açıklaması yaptığı gün, aidiyetinin eski genel başkana ait olduğunu TBMM’nin açılış gününde göstermiş bir milletvekili kurultay tartışmasını tekrar açabiliyor.

Bu saatten sonra ilk tartışılması gereken şey, aidiyeti partiye değil de kişilere olan vekillerin, üyelerin varlığı olmalı.

Bu durumu görmezden, duymazdan gelmek siyasi bir kamburu taşınamaz hale getirir.

Aslında bu tartışmalara hiç gerek yok.

Mevcut yönetimden, mevcut politikalardan mutlu olmayan eski genel başkan ve bağlıları zamanında Bülent Ecevit’in ya da Muharrem İnce’nin yaptığı gibi ayrı bir parti kurmayı düşünebilirler.

Haberin Devamı

Bunu yapmazlar zira CHP’nin, Mustafa Kemal Atatürk adıyla aldığı ve en kötü şartla ana muhalefet partisi olduğu kemik oylardan vazgeçecek cesarete, lider duruşuna, fikri özgüvene sahip değiller.

Deniz Gezmiş için itiraz eden yok mu?

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın Mardin’deki sözlerine bakalım: “Çok iyi bilsinler ki Şeyh Saitler, Seyit Rızalar, Denizler, Sakineler ne yaptıysa Kürt halkı, Türkiye halkları da onların yaptıklarını yapacaktır.”

Deniz Gezmiş, ABD’nin 6. Filo askerlerini denize dökmek demektir.

Tuncer Bakırhan, ABD’den silah, askeri eğitim alıp, onlar için paralı askerlik yapanlar ve bunun siyasetini sürdürenlerdendir.

Deniz Gezmiş, son nefesinde “Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi”, “Tam Bağımsız Türkiye” sloganları atan kişidir.

Tuncer Bakırhan’ın savunduğu hareket ABD’nin bölgesel planlarının uygulayıcısı durumundadır.

Haberin Devamı

Deniz Gezmiş, 1968’te Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Atatürk Yürüyüşü’nü organize eden öğrenci lideridir.

Bakırhan’ın Eş Genel Başkanı olduğu DEM, 29 Ekim mesajında, “Geçmişte tüm Cumhurbaşkanlarının yaptığı hata” diyerek aslında Mustafa Kemal Atatürk’ü de hedef alan partidir.

Devrimci solun aradaki bu keskin farka rağmen Bakırhan’ın konuşmasını eleştirememesinin nedeni ideolojik zayıflık olamaz.

Enternasyonalizm söylemli ama etnik milliyetçi, sözde anti emperyalist ama ortaya koyduğu pratikte emperyalizme hizmet edenlere karşı ses çıkarılmıyorsa bunun sebebi arkadaki silahlı güçtür.

Kandil’deki terör ağalarına karşı sivil siyaseti savunmak sadece DEM’i değil, devrimci solu da özgürleştirecek gibi duruyor...

Mansur Yavaş meselesine dair…

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın “sağlı-sollu saldırı” cümlesi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef alıyor?

Çoğu kişi özellikle de Mansur Yavaş’ın 2028’de Cumhurbaşkanı Adayı olmasını isteyenler bu soruya evet cevabı veriyorlar.

Kendi adıma İmamoğlu’nun “Mansur Yavaş’ı yıpratın” diye bir talimat vereceğine ihtimal vermiyorum.

Buna karşın Ekrem İmamoğlu’nun 2028’de Cumhurbaşkanı Adayı olmasını isteyen kimi internet sitelerinin bir süredir siyasi haberlerin yanı sıra “Ankara’da sel” gibi yerel haberler vermeye başladığının da farkındayım.

Türkiye’de şiddetli yağışlarda her yerde sel felaketleri yaşanıyor ama sadece Ankara’da yaşananlar haber yapılınca haliyle dikkat çekiyor.

Bu gayretkeşlik, bir planın parçası değil kişisel çaba da olabilir.

Sonuç olarak Mansur Yavaş’ın bu konuyu kamuoyu önünde tartışmak yerine belki Özel’in ev sahipliğinde yapılacak bir toplantıda İmamoğlu’yla baş başa konuşmasında büyük fayda var.