Voltaire’den Macron’a, küçülen Fransa

Fransız ordusunun Yunanistan’ın Dedeağaç Limanı’nı kullanmak için görüşmeler yaptığı ortaya çıktı. 

Daha önce de gündeme gelmiş ama sonra vazgeçilmiş bir plandı bu, şimdi tekrar başlaması şaşırtıcı değil. 

Türkiye ile Yunanistan arasındaki yumuşama daha da ileriye giderse Atina’nın Paris ya da Washington’a olan bağlılığı azalacak ve bu iki başkent koruma adı altında Yunanistan topraklarında at koşturmayacaklar. 

Kısaca hatırlayalım: Ankara ile Atina arasında iplerin gerildiği dönemde Fransa, Yunanistan’a üç savaş gemisi ve çoğu kullanılmış 24 Rafale savaş uçağı sattı. 

Daha da önemlisi, NATO şemsiyesine rağmen iki ülke arasında Ortak Savunma Anlaşması imzalandı. 

Sadece denizde ya da havada değil, İzmir’in hemen karşısındaki Koyun Adası’nda ortak tatbikat yaptılar. 

Fransa, bir savaş gemisi sürü dronlarla kör edilinceye kadar Ege’de fazlasıyla bayrak gösterdi. 

***

Ankara ile Atina arasındaki gerginlik Doğu Akdeniz’e uzandığı zamanda, Fransa, Kıbrıs Rum Yönetimi’yle bir deniz üssü anlaşması için masaya oturdu, uçak gemisini zırt pırt Rum Kesimi’ne yolladı, 

Fransız savaş uçakları Baf’ta kurulu bulunan Andreas Papandreu Havva Üssü’ne iniş yaptı, 

Aynı dönemde Rum Kesimi’ne hava savunma sistemi ve kara birlikleri için Fransız teknolojisi önerdi, 

Tıpkı Yunanistan ile yaptığı gibi, ortak bir savunma anlaşması imzaladı. 

Tüm bunları alt alta yazınca, akvaryumlarda diplerde dolaşan çöpçü balıkları geliyor insanın aklına. 

***

Fransa’nın yüzölçümü uzun yıllardır değişmiyor ama Fransa giderek daha küçük bir ülke oluyor. 

Bir yanda, fikirleri Fransız Devrimi’nin belirleyicisi olmuş Voltaire var,  

Diğer yanda, Ukrayna Savaşı ya da Dünya Kupası, her olayda dikkat çekmek için çırpınan Cumhurbaşkanı Macron var. 

Bir yanda, daha 17. yüzyılda Likya Birliği Anayasası’nı “Antik dünyanın en mükemmeli” olarak övecek kadar hâkim olan ve Yasaların Ruhu adlı kitabı ABD’nin kurucu babalarına rehberlik eden Montesquieu var, 

Diğer yanda, Paris’teki Anadolu ve Bizans Sergisi’nin açılışına, mevkidaşı Gül beklerken, 10 dakika geç kalan, sergiyi ağzında sakızla dolaşan önceki Cumhurbaşkanı Sarkozy var. 

Çok uzatmadan özetleyeyim: Macron, Ukrayna’nın topraklarını Ukraynalılara sormadan Rusya’ya teklif edecek kadar ileri giden biri olarak yer etti hafızalarımızda. 

Bir zamanlar Voltaire ve Montesquieu ile büyüyen Fransa, Macron ile küçülmeye devam ediyor. 

Yazık, gerçekten çok yazık...