Eylül 2006’da, Lübnan sınırına 50 kilometre mesafede, bir tepeye kurulu, Mitepe İla adlı İsrail kasabasındaydım.
Karşımda Hamas’ın kaçırdığı onbaşı Gilad Şalid’in babası Noam Şalid vardı.
Oğlunun hayatından umudu kesmiş bir baba olarak duygularını anlatıyordu.
Bir yandan dinliyor bir yandan konuşmayı arabulucu olarak devreye giren Türkiye’nin yaptıklarına getirmeye çalışıyordum.
Aynı dönemde Hizbullah da iki yedek İsrail askerini kaçırmış, Noam Şalid’in yanına gelmeden onların da ailelerini dinlemiştim.
Türkiye meseleye insani açıdan yaklaşmış, devreye girmişti ama ben tam olarak neler yaptığımızı öğrenmeye çalışıyordum.
O gün hayal ettiğim kadar detay öğrenemedim ama gittiğim her aile bana Türkiye’ye duydukları güveni anlattı.
Beş yıl sonra, 2011’de, Filistinli 1027 mahkumun serbest bırakılması karşılığında Gilad Şalid serbest bırakıldı.
Anlaşma Mısır’da yapıldı, Almanya da devreye girdi ama Erdoğan’ın “One Minute” çıkışına hedef olmuş İsrail Cumhurbaşkanı Peres de, Hamas tarafı da çözüme katkılarından dolayı Türkiye’ye teşekkür etti.
Sadece Ortadoğu’da değil, Rusya-Ukrayna savaşında da iki başkentle konuşabilen tek ülke yine Türkiye oldu.
Dünden beri Hamas tarafından rehin alınarak Gazze’ye götürülen İsraillilerin görüntüleri düşüyor önümüze.
İsrail evinde vurulmuş olmanın yarattığı travmayla Gazze’ye yönelik hava harekatını başlattı ardından kara harekatı gelecektir.
Böyle bir harekâtta rehinelerin durumu ne olur bir şey söylemek zor ama iki tarafın da rehinelerin hayatta kalmasını tercih edecekleri kesin.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kongre’de iki tarafa da itidalli davranma çağrısı yaptı, konuya dair de çok uzun konuşma ihtiyacı duymadı.
Buradan yola çıkarak, Türkiye’nin yaşananların bölgesel bir savaşa dönmemesi adına elinden geleni yapacağını ve kapısının mutlaka çalınacağını söylemek hata olmayacaktır. One minute mağduru Peres’in bile “İnsani boyutu siyasi boyuttan önde tuttular” dediği ülke Türkiye.
Bu sadece para ya da silahla elde edilemeyecek bir güç aslında...
Onbaşı Gilad Şalid’in babası Noam Şalid ile Mitepe İla’da...
Savaşın öteki yüzü, propaganda…
Eskiden dünyada medya kuruluşlarının sahibi ya da tepe yöneticisi olmak propaganda savaşını baştan kazanmak anlamına geliyordu.
Sosyal medya bu dengeyi değiştirdi, amatör görüntüler propaganda savaşını direkt etkiler hale geldi.
İsrail’e giren Hamas militanlarına dair sivil halkın çektiği görüntülere bir de Hamas taraflarının servis ettiği, seyretmesi zor, görüntüler eklendi.
Bu görüntüler, onlarca yıl boyunca Gazze’de yaşananları hatırlatmıyor, aksine İsrail’i son derece mağdur bir konuma getiriyor.
Günümüz dünyasında propaganda savaşını kazanmadığınız bir savaşta zafer kazanmak imkansız oysa…
Olimpiyatlara tahtakurusu gölgesi
Paris 2024’te olimpiyatlara ev sahipliği yapacak.
Fransızlar çok önem veriyor olimpiyatlara, en bilinen caddeleri Champs-Elysees’i bile görünüm olarak baştan sona değiştiriyorlar.
Bu heyecana son iki haftada gölge düştü.
Ülke tam bir tahtakurusu istilası altında, Marsilya tarafında 2 okul tatil edildi.
Özellikle toplu taşıma araçlarına dadanan tahtakurularına karşı burnu hassas köpekleri bile görevlendirdiler.
Olimpiyatlara kadar soruna bir çözüm bulunacaktır ama her konuda herkese burnu yukarıdan bakan Fransız siyasetçilerinin tahtakuruları tarafından mağlup edilmelerini izlemek bir tebessüme yol açıyor insanda...