Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Saraybosna temaslarını tamamlayıp Kosova’ya geçti.
Önemli iki gelişmeden bahsedeyim.
Bosna Hersek Savunma Bakanı’nın iki yardımcısı var; biri Hırvat, biri de Sırp.
Ayrılık söylemi kuvvetli olan Sırpların Savunma Bakan Yardımcısı, Milli Savunma Bakanı Akar onuruna verilen akşam yemeğine katıldı.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Sırp üyesi Dodik, Akar’ın Konsey’i ziyaretinde oldukça uyumlu mesajlar verdi, bir savaşın daha ülkeye nelere mal olacağı anlatıldığında da Akar’a hak veren cümleler kurdu.
Bosna Hersek ekonomisi geliştikçe, ülke zenginleştikçe Bosna Hersekli kimliği oluşur mu, aslında kilit nokta bu.
Çok yoğun iki günün özeti şu oldu; Türkiye, Bosna Hersek’in bir kez daha parçalanmaması, aynı insanlık dramının bir kez daha yaşanmaması için elinden geleni yapacak. Bu mesaj net olarak verildi, sahipleri de mesajı aldı.
Görünen o ki yakın bir tarihte Ankara’dan hem Saraybosna hem de bölge ülkelerine üst düzey ziyaretler devam edecek.
Pitbull, arka sokakların zırhlı aracı
İzmir Buca’da bir pitbull faciası daha yaşandı.
Pitbull cinsi köpekler, arka mahallerde, zırhlı araç sayılır biraz.
Biraz kurşun geçirmez yelek,
Biraz da dokunulmaz olma hakkı anlamına gelir.
Hayvan sevgisinden beslenmez o mahallerde pitbull,
Hayvan seven, vahşi olması için köpeğine olmadık işkenceler yapar mı zaten?
Pitbull, arka mahallerde hüküm süren ve yasadan uzak yaşamın bir sembolüdür.
Türkiye’de köpek, vahşileştirilmiş köpek tartışmaları da şu an ön yargılardan yürüyor. Oysa bilgiye ihtiyacımız var. Mesela neden köpek davranış bilimleri uzmanı Can Paksoy ile konuşmuyor kimse?
Üstelik saldırganlaşan pitbull besleme ihtiyacı bir sonuç, asıl tehlikeli olan o ihtiyacı doğuran arka sokak düzeni.
İlk 100 bin içine girip İTÜ’de okumak
Türkiye’de her işin bir yolu bulunur ya, bir süredir yurt dışında lise bitirip Türkiye’de iyi bir üniversiteye direkt kayıt yaptırma modası var.
Milli Eğitim Bakanlığı bu işin önüne geçmek için 4 yıllık lise eğitiminin tamamının yurt dışında olması şartını getirdi.
Sağdan soldan duyuyorum, bazı ülkelerde ciddi paralar karşılığında ayarlamalar yapılıyormuş.
Bu yazdıklarımı çoğu kişi biliyordur ama mesela İTÜ’de mühendislik okumak için sınavda ilk 100 bin içerisine girip hazırlık ve iki yıl Uluslararası Saraybosna Üniversitesi’nde okuduktan sonra öğrenimlerini İTÜ’de tamamlayıp, çift diploma sahibi olabiliyorlar. İstanbul Üniversitesi, Almanya ve Polonya’da üniversitelerle benzer çift diploma anlaşmaları yapılmış ve aslında dolambaçlı yollara dalmadan da çift ve Türkiye’de marka olan üniversitelerden birinin diplomasına sahip olmak mümkün.
Parayla, arka kapıdan dolaşıp iş yapmak, başkalarını enayi yerine koymak kimilerinin hoşuna gidiyor olabilir ama hak ettiğin bir şeye sahip olmanın ne kadar değerli olduğunu da unutmamak lazım.
Son dönemin en iyi haberi
Hepimizin gözü marketlerdeki etiketlerde, fiyat indirdiler mi, indirecekler mi diye merak ediyoruz.
Marketlerin indirimlerinden çok daha önemli bir indirim yaşandı, kimse üzerinde durmadı.
Tarım Kredi Kooperatifleri, kimyevi gübre fiyatlarında ton başına bin 100 liraya varan indirime gitti.
Yavaş salınımlı gübrelerde de fiyatlar yüzde 20 oranında aşağıya indi.
Son iki haftadır yazıyorum, çiftçi fiyatlar nedeniyle kullandığı gübre miktarını iyice azalttı diye.
Hollanda’nın beşte biri, Almanya’nın üçte biri, Yunanistan’ın neredeyse yarısı kadar gübre kullanıyoruz diye.
Verim azaldıkça, üretim düştükçe fiyatlar ister istemez yukarıya doğru gider, ekonominin kuralı bu.
Şimdi bu riski aşma imkânımız doğdu fiyat indirimiyle.
Yeter mi derseniz, yetmez.
Gübre Takip Sistemi çiftçiye çok ciddi bir yük getiriyor. Bu işe, en azından bu zor zamanda bir formül bulması gerekiyor Tarım Bakanlığı’nın.
Güvenlik başta, bir sürü sebep sayılabilir bu uygulamanın devamı için ama zor zamanda aklı zorlamak, öde parayı, hallet işi demekten fazlasını yapmak gerekir.