İspanya’nın Granada şehri
5 Ekim’de önemli bir zirveye ev sahipliği yapacak.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile görüşecek. Görüşmeye Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Almanya Başbakanı Scholz ve AB Başkanı Charles Michel de katılacak.
Aynı gün, bir başka AB kurumu olan Avrupa Parlamentosu başka bir adım atmayı planlıyor.
Avrupa Parlamentosu 3 Ekim’de Karabağ’da yaşananları konuşmak üzere toplanacak ve 5 Ekim’de Azerbaycan’ı kınayan bir bildiriyi oylayacak.
Ahmak diplomasisi dediğim şey tam olarak bu işte.
Avrupa Birliği, Karabağ sorununda taraf olan Macron’u İspanya’da masaya oturtarak, aynı gün Azerbaycan’ı kınayarak mı sorun çözecek?
Açık konuşalım, kimsenin sorun çözmeye falan niyeti yok, önemli olan ülke medyalarına servis edilecek fotoğraf karesinde yer almak.
Avrupa Parlamentosu’na gelince, kitabın ortasından konuşalım:
Kendi ülkesinde milletvekili adayı gösterilmeyenlerin teselli ikramiyesi olarak gönderildikleri yerdir Avrupa Parlamentosu.
Sokakta da büyük bir karşılığı yoktur. Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım oranı 2014’te yüzde 42.6, 2019’da yüzde 51 oldu.
2009 Lizbon Zirvesi’nden önce tamamen sembolikti şimdi daha fazla yetkileri var ama siyasi meselelerde son sözü söyleyen yer değiller asla.
6-9 Haziran 2024’te üye ülkelerde bir kez daha Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak.
Gelecek 9 ay boyunca Avrupa Parlamentosu üzerine vazife olmayan bir sürü konuda kararlar alacak ki, şaşırmaya ya da öfkelenmeye gerek yok.
ANS’nin acar muhabiri ve Adgündaş Ganira…
2004 yılında Bakü’de, Şehitlik alanında tanışmıştım Ganira Paşayeva’yla.
Başbakan Erdoğan’ın ziyaretini takip ediyordum, Erdoğan’ın camiden çıkışını beklemiş ve diğer muhabirler ileride beklerken tek başına bir röportaj yapmayı başarmıştı. Herkesten farklı olma çabasını tebrik etmiştim, öyle tanışmıştık.
Bir sonraki karşılaşmamız 2009’da Ankara’da olmuştu.
Ermenistan açılımıyla ilgili Türkiye’ye gelen 4 kadın milletvekilinden birisiydi.
Teke Tek’e konuk olmadan önce uzunca bir süre sohbet etmiştik.
İkimizin de doğduğu gün aynı çıkmıştı, “adgündaş” denirmiş aynı gün doğanlara, bunu sonradan öğrendim.
Rejide yayını seyrederken davasına inanmış bir insanın hitabet gücüne tanık olmuştum.
2015’te Abbas Güçlü ile Genç Bakış programına katıldı Ganira, gençlerle dolu bir salonu avucunun içine aldı kolaylıkla.
Sonra ekipteki arkadaşlarımdan ne kadar gerçek ve tevazu sahibi olduğunu dinlemiştim.
Ganira Paşayeva’nın Türkiye’de kazandığı sevgi ve saygının sırrı da bu aslında.
Kişiliğine dair tevazusu, fikirlerini savunurken sonsuz bir adanmışlığa dönüşüyor ve asla geri adım atmıyordu.
Ganira Paşayeva’nın ölümünün yarattığı üzüntünün sebebi sadece genç yaşta aramızdan ayrılması değil, aynı zamanda yeri dolmayacak bir boşluk bırakmasından kaynaklanıyor.
1994 Bakü - Suyun kaynatıldığı yer…
1994’te Bakü’de 40 günden uzun süre kaldım. Karabağ’da yaşanan acının çok taze olduğu zamanlardı, tek bir eğlence yeri bile açılmazdı o dönem.
Bugün dev gökdelenlerin yükseldiği yerin adı o zaman Karaşehir’di.
Suyu salgın hastalıklara karşı kaynatarak içerdik, pet şişede suyu her yerde bulmak mümkün değildi.
O günün Bakü ve Azerbaycan manzarasıyla bugünün Bakü ve Azerbaycan manzarası arasında takvim olarak 29 yıl ama hayat standartı olarak 100 yıllık bir fark var.
2023 Heydar Aliyev’in 100. Doğum Yılı olarak kutlanıyor Azerbaycan’da ve halka en büyük hediyeyi vermek de oğul İlham Aliyev’e nasip oldu.