7 kişilik bir masa düşünün.
ABD Başkanı Biden, Kasım’da büyük ihtimalle Trump’a karşı seçimi kaybedecek ve bir sonraki G-7’de olmayacak.
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak’ın, 4 Temmuz’daki erken seçimleri kazanması zor bir ihtimal.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağ partisini ezdiği için 30 Haziran’da erken seçimlere gitme kararı aldı, aklı Paris’te.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, partisi SPD’yi en düşük seviyelere düşürdü, koalisyon ortağı partiler de ağır bir darbe yedi.
Kanada Başbakanı Trudeau’nun ışıltısı gitti, çorapları artık kimsenin ilgisini çekmiyor ve 2025’ten sonra koltuğunu bırakması kaçınılmaz gibi duruyor.
Japonya Başbakanı Kishida, ülkesindeki anketlerde hiç de parlak bir durumda değil...
Koltukların altısının sallandığı masada rahat olan tek kişi İtalya Başbakanı Meloni.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün İtalya’da böyle bir masaya oturacak ve mevkidaşlarıyla konuşacak.
★ ★ ★
Türkiye, G7 üyesi değil ama masada en fazla G7 tecrübesi olan liderlerden birisi Cumhurbaşkanı Erdoğan olacak.
Bugün yapılacak zirvenin Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında başka konukları da olacak. Mesela Papa.
Masadaki ruh halini biraz daha açmak istiyorum: Gelecek yıl büyük ihtimalle başkanlık koltuğunda oturmayacak olan Biden, bırakın ülkesini, partisinin bile adını anmak istemeyeceği Almanya Başbakanı Scholz, Fransa’yı sosyal devlet olmaktan çıkarmaya çalışan Macron, görev süreleri boyunca Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sorunlar yaşadılar. Erdoğan’ın 2004’teki G7 zirvesinde muhatapları Fransa adına Chirac, Almanya adına Schroder’di. Avrupa adına seviye kaybına bakar mısınız? O dönem ABD Başkanı olan oğul Bush için çok parlak cümleler kuramam ama en azından Biden’dan daha iyi bir müttefik olduğunu söyleyebilirim. Türkiye 2009’da da Erdoğan ile G7 zirvesine katılmıştı. O zaman AB’nin liderliğini koltuğunu dolduran Merkel yaptığı için iletişim daha sağlıklı gidebiliyordu. G7 masasının kalibresine bakınca gücün batıdan doğuya geçişini daha iyi anlıyor insan…
★ ★ ★
Bugünkü zirveden çıkacak sonuçların Türkiye’yi en alakadar eden tarafı tahminen Ukrayna’ya yapılacak yardım olacak. Rusya’yı Ukraynalıların kanlarıyla yıpratma amacı giderek küresel bir savaş riskine dönüyor. Dikkatle takip etmemiz gereken birinci nokta bu olacak. Türkiye, Gazze’de yaşanan soykırımı elbette masaya getirecek. Bizi en çok alakadar eden konular daha çok ikili görüşmelerde ele alınacak.
★ ★ ★
ABD ile Suriye’deki terör seçimi işini konuşmaya devam ediyoruz. 9-11 Temmuz da Washington’da yapılacak NATO zirvesine kadar da bu iş gündemde kalmaya devam edecek. İtalya, İngiltere ve İspanya Eurofighter uçaklarının Türkiye’ye satışına sıcak bakıyor, tek sorun çıkaran Almanya’nın başbakanı bakalım bu kez ne diyecek? Hatırlayın Madrid’deki NATO zirvesinde Türkiye’ye ambargo uygulamıyoruz demiş ama ambargo uygulamaya devam etmişti. Suudi Arabistan’a milyarca euro silah satıp Türkiye’ye ambargo uygulamak, Scholz Almanya’sının durumu bu işte.
★ ★ ★
Herkesin 9 günlük tatili düşündüğü bir zamandayız çok uzatmayayım: temmuz çok hareketli geçecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan 3-4 Temmuz’da Astana’da olacak, Rusya ve Putin’in zikzaklarını çözme konusunda önemli bir görüşme olacak, Suriye’deki terör seçimi de ele alınacak. Sonra 6 Temmuz’da Azerbaycan’a gidecek Erdoğan, 9-11 Temmuz’da Washington’da olacak ve 20 Temmuz’da KKTC’de Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. Yılı törenlerine katılacak. Diplomasinin en baş döndürücü dönemine giriyoruz. Bu dönem birçok konuda belirleyici olacak. Yani bu yaz sadece hava değil diplomasi de çok sıcak olacak…