Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki rekabette,
Çim, parke, havuz, pist, minder, ring ve tüm spor alanları rekabet yeridir.
Kadın, erkek, çocuk, yıldızlar, tüm sporcular bu rekabetin parçasıdır.
Galatasaray ve Fenerbahçe’nin taraftar sayısında yarışması da normaldir, hatta Federasyon’da etkin olma, devletten destek bulma çabası da...
Tüm bunlar rekabetin anlaşılabilir, kabul edilebilir tarafları ama bunun da bir sınırı olmalı.
Galatasaraylı futbolcunun eşiyle arasında yaşananları nasıl becerdiysek ezeli rekabetin bir parçası haline getirdik.
Kimsenin özel hayatı, nerede, kiminle, ne yaptığı ezeli rekabetin konusu olamaz, olmamalı da...
Bu bölünmüşlük ve rekabetin düşmanlık noktasına varmış hali, aslında yönetim zafiyetlerinin bir sonucu.
Kulüp yönetimleri, maaş ödedikleri profesyonellerinin tribünlere şirin gözükmek adına ektiği düşmanlık tohumlarına ses çıkarmadılar.
Eskiden muhataplık ilişkisi daha doğru gider, başkan, başkanla, teknik direktör, teknik direktörle, futbolcu, futbolcuyla rekabet ederdi.
Bu doğrudan vazgeçtiğimiz gün başlayan irtifa kaybı bizi özel hayatlara kadar uzanan bir çıkmaza soktu.
Başkalarının dramları üzerinden mutluluk inşa etmeye çalışmak ya da haklı olmakla haklı kalmak arasındaki farkı anlayamamak.
İki kulüp taraftarları arasındaki düşmanlığı yeniden spor rekabeti seviyesine indirmemiz gerek.
Farkında değiliz ama bu düşmanlık ortamı aynı zamanda Türkiye’nin provokasyona en açık fay hattı haline geldi.
Para maymun eder işte…
Bir boks maçı düşünün, parasını öderseniz, ring kenarında oturup, dövüşçülerle fotoğraf çektirme imkânı buluyorsunuz.
Maçta kullanılan eldivenler normal boks eldiveninden daha farklıydı, içlerine ekstra dolgu konulmuştu.
Kimse eldivenlerin bu özelliğine bakmadı ama eski bir Youtuber olan Paul’ün elmaslarla kaplı 1 milyon dolarlık şortu çok konuşuldu.
Mike Tyson 16 dakika süren karşılaşma boyunca toplam 18 yumruk attı, ayakta kaldı, gecenin sonunda cebine 20 milyon dolar koydu.
Paul 16 dakikada toplam 78 yumruk attı, gecenin sonunda cebine 40 milyon dolar gibi bir para koydu.
Bu karşılaşmayı canlı olarak 70 bin kişi izledi, bilet satışlarından elde edilen gelir 18 milyon dolar bile değil, kalanı sponsorların ödediği paralar.
Parayla olan sınavda, insanlar ve organizasyonlardan sonra kaybetme sırası boksa geldi.
Rocky ile büyüyen, yokluğun kazanmak için en büyük motivasyon olduğuna inanan benim kuşağım için bu maçın sonucu değil, yapılmış olması başlı başına bir kayıp sayılır aslında.
Dedim ya, para çok insanı maymun etmişti, bir zamanların en sert, en korkulan insanları da bu listeye eklenmiş oldu.
183 milyar dolarlık fiyasko…
ABD Savunma Bakanlığı, Şubat 2022’den bu yana Ukrayna-Rusya savaşına verdiği katkıyı açıkladı, rakam 182,99 milyar dolar.
Bu açıklamanın yapıldığı gün Almanya Başbakanı Scholz, Rusya Devlet Başkanı Putin’i aradı, yaklaşık bir saat görüştüler.
Bu görüşmeye ABD Başkanı Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un da haftalar öncesinden onay verdiği ortaya çıktı.
Avrupa başkentlerinde Rusya’nın şu an elinde olan toprakların sahibi olacağı, Ukrayna’nın Barış Gücü desteği alacağı ama NATO’ya üye yapılmayacağı senaryoları konuşulmaya başlandı.
Buna karşın Washington’ı yanında tutmaya çalışan Zelenskiy’in danışmanlarından Mihail Podoliak, Ukrayna askerlerinin Avrupa’da, ABD askerlerinin bir kısmının yerini alabileceğini, ABD’ye, Ukrayna’daki nadir minerallere erişim izni verilebileceğini söyledi.
Savaşın başladığı zamandan bu yana geçen 3 yıla yakın sürede yüzbinlerce insan öldü, milyonlarca insan mülteci durumuna düştü, Ukrayna’nın büyük kısmı yıkıldı, topraklar mayınlandı ve şimdi başladığımız yere dönüyoruz.
Rusya hem topraklarını genişletmiş hem de NATO’yu sınırından uzak tutmuş ülke olmaya yaklaştı.
Kimi Ukrayna milletvekilleri faturayı şimdiden Zelenskiy’e kesmeye başladılar bile.
Tarih, Rusya-Ukrayna savaşını emperyal güçlerin bir milletin kanı üzerinden yürüttükleri savaş olarak yazacak.
Başladığı gibi bitecek tarihin en anlamsız savaşı bir başka deyişle...