Bazı medya kuruluşlarının iddiası, Büyükşehir’e bağlı İGDAŞ, fatura okumadan abonelere yüksek miktarda kıyas fatura kesti.
Bu iddia doğru değil.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, karantina bölgeleri ve sayaç okumanın riskli olduğu yerleri kıyas fatura kapsamına almıştı.
İGDAŞ da, “İstanbul karantina bölgesi ilan edilmedi”, “Faturalandırmak yasal zorunluluk ve okuma yapıyoruz” diyor.
Yani kıyas fatura bilgisi yanlış ama yüksek fatura bilgisi doğru.
İnsanlar “Nasıl oluyor da ocak faturasından daha yüksek mart faturası geliyor?” diye soruyorlar.
Bir iki kişi olsa, anlaşılır diyeceğim ama İGDAŞ’ın sosyal medya hesabından yaptığı sayaç okuma açıklamasının altına gelen yorumlar, sadece 4 gün içerisinde Ekşi Sözlük’te yazılan 36 sayfa şikâyet bile bir sıkıntı olduğunu anlamaya yeterli.
İGDAŞ, “Martta evde çok zaman geçirildi, tüketim artışı ondan” diye açıklıyor yüksek faturaları.
İyi de martın neredeyse yarısında kapalı olan iş yerlerinden gelen şikâyetler de var, “Faturam, tam çalıştığımız şubattan yüksek geldi” diye.
Ekrem İmamoğlu için asıl tehlike, faturalarda yazan ve tartışılan rakamlar değil, faturaların son ödeme tarihleri.
Fatura kesmek yasal zorunluluk ama son ödeme tarihini belirlemede yasal zorunluluk yok.
İGDAŞ, o tarihi belirlerken koronavirüs yokmuş, herkes işinde gücünde, kimse işini kaybetmemiş gibi davranmayı tercih etmiş.
Tahminen otomatik ödemeler üzerinden nasılsa parayı toplarız kafasındalar.
Özelleştirilse milyarlarca dolara satılacak olan bir şirket, alacağını 45 gün çevirmeyi beceremiyorsa, vay haline...
Ekrem İmamoğlu, daha önce yaptığı açıklamada “Kimsenin doğal gaz ve suyunu kesmeyeceğiz” demişti ya, o söz test edilecek şimdi.
İGDAŞ kimsenin gazını kesmeyecekse, hayat normale döndüğünde yüklü bir vade farkı faturası çıkaracak insanlara.
Oysa herkes işe dönemeyecek, kimi ücretsiz izinde kimi işsiz, kimi de yarım maaş alıyor olacak
Zor zamanda, vatandaşın gırtlağına çökmek bugüne kadar tek bir siyasetçiye bile fayda sağlamadı, İmamoğlu’na da sağlamaz.
Not: İstanbul’dan sonra, sosyal medyada en fazla fatura şikâyetinin geldiği illerden biri de Bursa olmuş. Belli ki soruna daha yukarılardan müdahale edilmesi gerekiyor.
Şimdiden değişen alışkanlıklar
- 55 yaş üzeri insanlar internet alışverişi keşfettiler mesela. Koronavirüsten sonra da bu alışkanlığı koruyacakları düşünülüyor.
- Ev kadınları dizilerin yeni bölümleri olmadan da hayatın sürebildiğini fark ettiler.
- 20 yaş altı tüketiciler, online dışında bir dünya olduğunu fark ettiler. Radyoların katlanarak artan genç dinleyici sayısı bunun en somut örneği.
- 20-40 yaş grubunda telefon-tablet ekranı bıkkınlığı başladı. Zaman geçirmede, hobi, ev tadilat-tamiratı gibi alternatif arayışlar ön plana çıkmaya başladı.
Bu ne ki? Daha büyük salgınlar geliyor
Alaska tundralarında 1918 İspanyol gribi virüsünün kalıntıları bulundu bir süre önce.
Tibet Platosu’nda, 15 bin yıllık bir buzulun içinden 28’i daha önce hiç bilinmeyen 33 farklı virüs grubu ortaya çıkarıldı.
Sibirya, Yamal’da, 12 yaşındaki bir çocuk, 75 yıl önce, şarbondan ölen bir geyik cesedinden çözülen buzlar nedeniyle yine şarbondan öldü.
Yine Sibirya’da, 1890 yılında, çiçek hastalığından ölen binlerce insan, donmuş toprakların üst tabakasına gömüldü.
Şimdi buzullar eriyor ve çiçek hastalığı o topraklarda tekrar görülebilir diyor bilim insanları.
2007’de, Antarktika’da, buzulların altında donmuş 8 milyon yıllık bir bakteriyi yeniden hayata döndürdüler.
NASA, Meksika’da bir madende 10-15 bin yıllık mikroplar buldu. New Mexico’daki bir mağarada da 4 milyon yıllık bakterileri ortaya çıkardı bilim insanları.
Bugün buzullar erimeye devam ettikçe, Kuzey Buz Denizi’ndeki erime nedeniyle, o alanlarda petrol bulma çabaları sürdükçe başka salgınlar çıkacak.
Uzaylılar değil bizzat dünyalılar getirecek dünyanın sonunu.
26 Ocak erken bir tarihmiş bu yazı için, o yüzden nisanda tekrar koydum köşeme.
Utanmaz adam utandı
Bugüne kadar hiç utandığına şahit olmadığımız bir adam ABD Başkanı Trump.
Mesela Forbes dergisinin milyarderler listesinde yerini beğenmediği için, listeyi hazırlayan muhabire ulaşıp kendisini Trump’ın mali işler sorumlusu olarak tanıtmış ve Donald Trump’ın daha zengin biri olduğuna ikna etmeye çalışmış.
Gizli saklı bilgiler değil bunlar, belgesellerde anlatılıyor, o belgeseller ABD’de de yayınlanıyor.
Bugüne kadar hiç utanmayan Trump, koronavirüs hastalarına damardan dezenfektan enjekte etme fikriyle çok alay edildiği için utandı.
Bundan böyle günlük basın toplantıları yapılacak ama Trump onların sadece belirli bir kısmına katılacak.
Gülünç duruma düşmekten korkmayan bir adamın bile bir sınırı, bir utanma duygusu olduğunu görmek güzel şey dünya adına.
Ülkelere göre tesis turizmi kurtarır mı?
Çekya, Hırvatistan ile bir turizm anlaşması yapmış.
Buna göre Hırvatistan kıyılarındaki belirli oteller sadece Çekya’dan gelen turistleri kabul edecek, koronavirüs önlemlerini Çekya standartlarına göre alacakmış.
Çekya Büyükelçisi Egemen Bağış’ın anlattığı taze bir gelişme bu.
Havayolundan, transfer ve tesisi kadar güvenli turizm koridorları kurmak hiç de yabana atılır bir fikir değil.
Benzer bir proje başta Antalya olmak üzere tatil bölgelerimizde işe yarar mı, durup düşünmek lazım.