DİKKAT K-POP VAR...
Black-Pink ve BTS adlarını hiç duydunuz mu?
10-16 yaş arasında şarkıları en bilinen iki Güney Koreli grup onlar.
Black-Pink kızlardan, BTS, kızlar gibi giyinen erkeklerden oluşuyor.
Bir pazarlama başarısı olarak birbirlerinden nefret ediyorlar oysa aynı kişi tarafından yönetiliyorlar.
Black-Pink’in Türkiye’de inanılmaz bir hayran kitlesi, onlar da damarı görmüş olacaklar ki zaman zaman Türkçe mesajlar da yayımlıyorlar.
Alışveriş sitelerinde Black-Pink baskılı kıyafetlerden, halı ve duvar saatine kadar yüzlerce çeşit ürün var.
Türkiye’de bulunmayan light-stick diye bir aksesuarları var, millet yurt dışından getirtiyor.
Hadımköy’de, Güney Kore’ye gitmek için evden kaçan 3 kızın hikayesi K-pop salgınından ayrı ele alınamaz.
Çocuk oyalanıyor diye kontrolsüz Youtube ve Tik Tok yayınlarının bir sonucu bu.
Bir de para kazanır umuduyla çocuklarına sosyal medya hesabı açan ebeveynler var, durum fena yani.
Ekran bağımlısı çocuklar koronavirüsün hiç konuşmadığımız sonuçlarından birisi.
Hızla dur demek gerekiyor...
BEYEFENDİYİ ÇIKIŞA ALALIM...
Türkiye’ye sığınıp, Türkiye’deki yaşam biçimine karışamazsın Afgan arkadaş.
Kadınların “Burka” giymeye zorlandığı Afganistan’dan kaçıp, Taliban benzeri yapılarla dolu Pakistan’a sığınmayı aklına dahi getirmeyip, Türkiye’ye geldin.
Bolu Belediye Başkanı’nı eleştirebilirsin, bir sürü insan eleştirdi zaten.
Ama Bolu Belediye Başkanı’na kızıp bu ülkenin yaşam biçimine laf edemez, ülkemizde nasıl yaşamamız gerektiğine dair bize ders veremezsin...
Savcılık soruşturma açmış, gerek bile yok aslında.
Göç İdaresi, bu arkadaşı süresiz giriş yasağı da koyarak dışarı alır mısınız lütfen?..
AŞIYI ÖZENDİRMEK İÇİN YAPILABİLECEKLER...
Koronavirüs aşısını eğer özendirecek adımlar atacaksak bir an önce harekete geçmemiz gerekiyor zira kaybedecek vaktimiz yok.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, aşı olanlara, mobilya-televizyon alımı gibi konularda birer ek taksit yapılmasına izin verebilir. Bu süre ağustos sonuna kadar tanınabilir.
Mobil operatörler iki doz aşısını tamamlayanlara bir liradan 1 GB internet paketi satışa sunabilir.
Arçelik, Beko, Vestel gibi beyaz eşya devleri küçük ev aletleri ya da belirli televizyon modellerinde aşı indirimi yapabilir.
Büyükşehir belediyeleri, Meclis’ten geçirecekleri bir kararla belirli bir meblağda kadar şehir içi ücretsiz ulaşım imkânı sağlayabilirler.
Restoran zincirleri, bir kereye mahsus olmak üzere ilk doz aşısını olmuş olanlara yüzde 10, ikinci doz aşısını olmuş olanlara yüzde 20 indirim sağlayabilir.
Vakıf ve devlet üniversitelerinin kantinlerinde aşısını yaptırmış öğrencilere, her ay bir gün bedava tabldot verilebilir.
Bankalar, müşteri sıra numarası dağıtırken iki doz aşısını olmuş müşterilere öncelikli gişe hizmeti verebilir.
KARAYOLLARI, KAMU YARARI İLKESİNDEN HABERDAR MI?
Karayolları Genel Müdürlüğü, köprü ve otoyollardan kaçak geçişlere 4 kat idari para cezası koydu geçen sene.
Yani geçiş ücretini 15 günden sonra öderseniz, ücret artı yüzde 400 ceza ödüyorsunuz.
Eskiden kaçak geçiş ücretleri 10 kattı ama o zaman kilometresini bilmem kaç sente gittiğimiz yollar yoktu.
Karayolları Genel Müdürlüğü’ne bir kaç soru sormakta fayda var:
Bu paralı otoyol ve köprülerden geçen her araç bir geçiş ücreti, 4 kat da para cezası yani 5 araç geçiş ücreti ödüyor.
Bu para cezaları tarifeyi belirleyen Karayollarının mı kasasına gidiyor yoksa Otoyol AŞ, Kuzey Marmara Otoyol İşletme ve ICA’nın kasasına mı?
Eğer bu cezalar özel işletmelerin kasasına gidiyorsa, Genel Müdürlük dönem sonunda hesaba oturduğunda 4 katlık cezalardan elde edilen gelirleri, garanti geçiş ücretinden düşüyor mu?
Kamu Baş denetçisi Şeref Malkoç’u uzun yıllardır tanırım, hiç ihbar gelmediyse bu yazımı ihbar kabul etsin lütfen.
Karayolları Genel Müdürlüğü, yönetmelik değişikliği yaparken kamu yararını gözetmiş mi, etmemiş mi, bilelim.
