Black Water’ı bilmeden Wagner’i anlayamayız…
Prigojin adını hepimiz biliyoruz ama Erin Prince adını çoğunuz ilk kez duyuyorsunuz. Tıpkı Wagner adını bildiğimiz ama Black Water adını neredeyse unuttuğumuz gibi...
Çatışma alanlarına, eski askerlerden oluşan, para için görev yapan adamları sokma işini ABD başlatmıştı.
Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in fikir babası olduğu Black Water, 1997’de Erin Prince tarafından Kuzey Karolayna’da kuruldu. Eski bir donanma mensubu olan Prince, aynı zamanda koyu bir Hristiyan’dı ve hükümetteki Neo-Con’larla yakın ilişki içerisindeydi.
İlk başta küçük olan yapılanma zamanla büyüdü, 2003’te Irak’ın işgali sürecinde ABD Hükümeti adına görev yapan Black-Water eleman sayısı yaklaşık 100 bin kişiyi bulmuştu. Bu 100 bin kişi Washington’a savaş hukukunun etrafından dolanma şansını da verdi.
Irak’ta çok insan öldürmeleri şaşırtıcı olmadı kimse için. Şaşırtıcı olan 2005 yılında Katrina Kasırgası sırasında New Orleans’ta zenginlerin tepelerdeki evlerini korurken, hayatta kalmak için tepelere ulaşmak isteyen ABD vatandaşlarına da ateş açabilmeleri oldu. Black Water için sonun başlangıcı silahlı hizmetlerini ABD dışındaki ülkelere de sunmaya başlamaları oldu.
2016 yılında yabancı ülkelerle anlaşma ve kara para aklama suçlamasıyla Erin Prince hakkında soruşturma açıldı ama elbette ceza verilmedi.
Bugün Black Water adını duymuyoruz ama ABD çatışma bölgelerinde paralı askerler kullanmaya devam ediyor.
DYNCORP’un Afganistan’da verdiği hizmet de bu sürecin halen devam ettiğini gösterdi hepimize. Washington için terör örgütü de aslında ucuz asker gücü ve bugün Suriye’de kullandıklarını ileride Çin’e karşı da kullanabilirler…
Zehirlemediği için Wagner’i kurabildi...
İnsan büyük bir silahlı gücü, masasında garsonluk yapan adama kurdurur mu? Sorunun en basit hali bu.
Cevaptan önce belirteyim, Prigojin, sokakta sosisli satarak başladığı kariyerini Putin ile tanıştıktan sonra Kremlin ve tüm ordusunun kumanya ihtiyacını karşılayan zengin adam olarak sürdürmüştü. Yani şef garson değil, Putin imalatı bir oligarktı.
Gelelim sayfada gördüğünüz fotoğrafa ve basit sorunun cevabına:
Bir devlet başkanı, dünya genelinde operasyonlar-kirli işler yapacak büyük bir örgütlenmeye gidiyorsa, öyle bir yapılanmanın başına getireceği kişinin güvenilir olmasını ister. Askeri taktik ya da stratejik bilgiler, parayla satın alınabilir ama güven satın alınamaz.
Putin için yıllarca yemeğini hazırlayıp, onu zehirlemeye kalkmamış birisinden daha güvenilir kimse olamazdı.
Japonlar ve deprem...
Japonlar aynı mühendislik programlarını kullanarak nasıl oluyor da depremde sağlam binalar inşa ediyorlar sorusunu hep sorarız.
Sayfada gördüğünüz grafik, dünyaca ünlü Tokyo Üniversitesi’nde Profesör Meguro’nun yaptığı bir çalışma.
Hoca, 2011 Tohoku Depremi’nden sonra gazete ve televizyonlardaki deprem haberlerini analiz etmiş, hayatını kaybedenlerle bu şehirlere dair yapılan haberler arasındaki ilişkinin grafiğini çıkarmış.
Profesör Meguro, geçen hafta Ankara büromuzu ziyaret ettiğinde Türkiye’deki çalışmalarına dair çok şey söylemiş ve o söylediklerini manşete taşımıştık. Medya kısmındaki çalışmaları da aldık ve kendi içimizde medyanın depreme yaklaşımı konusunda bir iç çalışma başlattık.
Kendi dersimizi aldıktan sonra bu çalışmayı dileyen meslek örgütlerimizle de paylaşacağız.
Bu arada Profesör Meguro, son derece hassas bir bilim insanı. Sözlerini manşete çektiğimiz 18 Ağustos günü depremlerle ilgili çok sayıda haberi aynı sayfada kullanmıştık. Hoca denetim eksikliklerinden söz etmiş, biz aynı anda Hatay ve Diyarbakır’da çöken lüks bina ve AVM haberlerinden yola çıkarak “Her şey var, denetim yok” başlığını atmıştık. “Başlık bizim, sizin değil” dedim ama Hoca’nın ricasını kırmayıp notunu ileteyim. Bu arada Profesör Meguro belediyelerde 3’er ekipten oluşan ruhsat birimlerine dair bir öneri üzerinde çalıştığını da söylemişti.
Bu titizlikte hazırlanırsa o önerinin çok işe yarayacağını şimdiden söyleyebilirim.
