Ferhat Encü, eski bir HDP milletvekili, emekli vekil olarak TBMM’den maaş alıyor, her türlü tedavi hizmetini vergilerimizle biz ödüyoruz.
Portekiz’e kaybettiğimiz maçtan sonra sosyal medyada paylaştığı “Biji Portikez” mesajı görmezden gelinecek, üzerinde durulmayacak bir mesaj değil.
Aksine içinde “Türkiye” ve “Türk” kelimesi geçen her şeyden nefret eden, her şart altında Türkiye’ye karşı olandan yana duran, devrimci söyleme saklanmış ırkçı bir tavır bu.
Terör örgütü ve sempatizanları içerisinde Ferhat Encü gibi ırkçı bir tutum sergileyen, nefret söylemini devrim kelimesinin arkasına saklayan çok isim var.
İmralı’daki terör başının en çok etkilendiği, alıntı yaptığı isimlerden olan, “Çokluk” kitabının yazarları Hardt ve Negri, kimlik siyasetine dair notlarında, büyük hedefi kendi kimliğinden de arınmak olarak tanımlıyorlar ama aşağıya doğru yansıma gösteriyor ki, konu hiç anlaşılmamış. Aksi olsa böyle bir ırkçı söylemle karşı karşıya kalmazdık.
Hayat çok garip, Sırrı Sakık, 2006 veya 2007 yılında o zaman A Milli Takım’ın başında olan Fatih Terim’in aldığı maaşın yüksekliğine dair bir soru önergesi vermiş, bir sürü insan da sana mı kaldı diye tepki göstermişti. O zaman bu soru önergesini savunmuş ve bir Türkiye partisi refleksi gösteriyorlar, kızmak doğru değil demiştim.
Şimdi 2024 yılındayız ve DEM yetkilileri arkadaşlarımın sorularına rağmen Ferhat Encü’nün açıklamasına dair tek bir yorum cümlesi kurmadılar.
Ferhat Encü’nün yazdığı mesaj teori ile pratiğin nasıl çeliştiğinin somut bir kanıtıdır.
Garip olan, bu ırksal rahatsızlığın Türk devletinden maaş alırken hiç akla gelmemesidir...
Kemal Bey’in yemekleri...
Altılı Masa’nın toplanıp toplanıp yemek yiyip, aday belirlememesi skeçlere konu olmuştu zamanında.
Sonradan anlaşıldı ki, Cumhurbaşkanı adayı konusunun açılmadığı o buluşmalar Kılıçdaroğlu’nun adaylığının onaylanması için zamanı kullanmakmış.
O zamanlarda hesabı kim ödüyor esprileri de yapılıyordu, hesabı CHP ödedi.
CHP seçmeninin oylarından küçük sağ partilere 37 milletvekilliği ve seçimin kazanılması halinde dağıtılacak 4 Cumhurbaşkanı yardımcısı koltuğu verildi.
O yemekler ve seçim mağlubiyetinin ardından Kılıçdaroğlu dönemi bitti zannediyorduk, meğer bitmemiş.
Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve ileride de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla yine yemek yiyecekmiş.
Mansur Yavaş, MHP kökenli bir isim, 2028’deki potansiyel cumhurbaşkanı adaylığı için milliyetçi oylara güveniyor.
Ekrem İmamoğlu, kök CHP’li değil, o da 2028 adaylığı için DEM’in oylarına güveniyor.
İmamoğlu medyasından, bir zamanların medya yöneticiliği yapmış ismi zaten formülü yazmış, Özel, Genel Başkan olur, Güneydoğu’dan da oy alabilen bir Cumhurbaşkanı adayı olarak İmamoğlu yürür demişti.
Bu başka ideolojilerden gelen iki isim şimdi CHP’nin adayı olmak için Kılıçdaroğlu’yla buluşup, özgül ağırlıklarını kamuoyuna hatırlatmak istiyorlar.
Durduk yere olmuyor elbette bu, Özgür Özel’in CHP Genel Başkanı olarak ortaya koyduğu performans, gölgede kalma endişesi, bu adımları attırıyor.
Fakat ortada tam bir ava giderken avlanma durumu da yok değil.
Kılıçdaroğlu’nun medyaya fısıldayan dudakları, gelen bu randevu taleplerini belediye başkanları da Kemal Bey gibi partinin gidişatından rahatsız diye kulislere fısıldıyorlar.
Bununla da yetinmeyip, Kılıçdaroğlu’nun halen kırgın olduğu İmamoğlu’na yemek değil ofisinde randevu vereceğini söylüyorlar.
Yani belediye başkanları aslında Kılıçdaroğlu’nun değirmenine su taşıyorlar. CHP’yi DEM’leştirme sürecini başlatan isim Kılıçdaroğlu’yla milliyetçi oylara talip Mansur Yavaş acaba hangi noktayı konuşacaklar?
İmamoğlu, kurultayda devrilmesine neden olduğu, bir zamanlar telefonlarına dahi çıkmayan Kılıçdaroğlu ile CHP’nin geleceğini mi konuşacak?
Ava giderken avlanmamak adına her iki başkanın da çıkışta yapacakları açıklamalara çok dikkat etmesi, Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresi olarak medyaya fısıldamalarda bulunan isimlerin görüşmenin içeriğine dair söyleyeceklerini dikkatle takip etmeleri gerekiyor.
Aksi durumda her iki başkan da Tüzük Kurultayı’nı seçimli kurultaya çevirmeye ve tekrar partinin başına gelmeye çalışan Kılıçdaroğlu’nun ekmeğine yağ sürmüş olurlar...