Arda Güler, Real Madrid’de forma giyen 4. Türk futbolcu oldu diye yazdı herkes.
Mesut Özil, Nuri Şahin ve Hamit Altıntop isimlerinin aklımızda olması, gururlanmak tamam da işin acı bir tarafı da yok değil.
Almanya’da yaşayan 3 milyon civarında Türk vatandaşı arasından çıkan dünya yıldızı sayısı, Türkiye’den çıkan dünya yıldızı sayısından fazla.
Tesis olarak Almanya’dan çok da geri değil kulüplerimiz.
Sorun altyapıdaki hocalardan mı kaynaklanıyor, altyapıda bile kulüpte torpili olanlar mı forma şansı buluyor, yoksa sınavlarla dolu eğitim sistemimiz mi dünya yıldızları çıkarmamıza engel oluyor?
Birden çok cevabı olabilir bu sorunun ama Arda Güler ile gururlanmak daha kolay, biz de onu yapıyoruz.
***
Cuma günü, bir sürü yerde “Arda Güler Christian Ronaldo’yu geçti” başlıkları atıldı.
Rakam olarak doğru, Christian Ronaldo, 2003 yılında Sporting Lizbon’dan Manchester United’a 19 milyon euro bedelle transfer olmuştu.
Avrupa’da yaşanan enflasyonu falan hesaba katmazsak rakam doğru da asıl sorunumuz bu değil.
Arda Güler, dünya devi Real Madrid’e transfer olduğu sezonda, üç milli maçta toplam 123 dakika sahada kalmıştı.
Takımı Fenerbahçe’de aldığı toplam süre 1547 dakika.
Fenerbahçe geçen sezon hazırlık karşılaşmaları dâhil 60’tan fazla maç oynadı, Arda’nın aldığı dakikaların toplamı 18 maç etmiyor.
“Ne var bunda? Genç yetenek o” diyenler çıkacaktır mutlaka.
Dünyanın en iyi futbolcularından Kylian Mbappé, 20 yaşındayken, Dünya Şampiyonu olan Fransa’nın en önemli oyuncularından biriydi.
Yine 20 yaşında Monaco’dan Paris SG’e 180 milyon euro bonservis parasıyla transfer olmuştu.
Fenerbahçe’den “Genç Semih”i getirin aklınıza, 25 yaşında halen kulübede olmasını normal karşılıyorduk.
***
Fenerbahçe’nin Güney Koreli oyuncusu Kim Min-Jae, geçen sene 18 milyon euro’ya Napoli’ye transfer olmuştu.
Napoli bir sezon boyunca Kim Min-Jae’den faydalandı ve şimdi Bayern Münih’e transfer sonucu kasasına 48 milyon euro koyacak.
Bir sezon için büyük bir kâr.
Bu büyük transferler neden Türkiye Süper Ligi’nden yapılmıyor peki diye düşünelim bir an.
Avrupa vitrinine çıkan takımlarımızın gidebildiği yer, oynayabildiği ve kazandığı maç sayısı çok düşük.
Süper Lig’in büyük takımlarının yöneticilerine, kulüplerinde başarılı olamamış, yıldızı sönmekte olan isimleri kiralayıp, taraftara kombine satmak daha kolay geliyor.
Büyük takımlardaki Türk futbolcularının çoğunun gurbetçi çocuğu olması da tesadüf değil sonuçta.
Yani her seferinde başladığımız yere, altyapıya dönüyoruz, arada Arda Güler gibi örnekler çıktığında da çok seviniyoruz.
***
Dünya yıldızları için ballı son transfer yapılan yerlerden biri Türkiye, diğeri de Çin’di.
Şimdi Suudi Arabistan işin içine girdi, rakamlar inanılmaz boyutlara ulaştı.
Artık dünyadan yıldız alamıyor, eski yıldızları kiralıyor ve Türkiye’de yeniden kendilerini bulacaklarını ümit ediyoruz.
Play-Station oynarken şampiyon olmak için transfer yapmak şart ya, Türkiye’de de futbol düzeni buna benziyor.
Arda Güler, bu sene Real Madrid’de ne kadar süre alabilir bilmiyorum ama bildiğim, her gün daha da gelişmesinin sağlanacağı bir futbol düzeninde yaşayacağı. Büyük takımlarımızın teknik direktörlerine bakın, şampiyonluk baskısı, kovulma endişesi nedeniyle formaları hep tecrübeli futbolculara teslim ediyorlar.
Arda’nın Real Madrid’e transferi kötü futbol düzenimizi saklamaya ne kadar bir süre yetecek acaba?
Nasıl olsa, İngiltere’nin küme düşmemeye oynayan takımlarından ayrılanlar, Fransa’nın 2. liginden gelen isimlerle beraber kendi futbol düzenimize döneceğiz. Şans eseri bir başka Arda daha çıkması için bekleyecek zamanımız çok nasılsa...
An’lar
1903, Galata Köprüsü: İstanbul’da en fazla fotoğrafı olan yerin 120 yıl önceki hali.
1912, İskele: Balkan Savaşı’nın ardından hayatta kalmak için İstanbul’a akın eden Balkan Türkleri.
1910, Beyazıt: Açık havada saç tıraşını depremlerin ardından Hatay’da görmüştüm bu sene. Meğer İstanbul’da tarihi çok eskilere dayanıyormuş.
Haftanın fotoğrafı
Hikâyesi biraz peri masalına benziyor ama bu masalı gerçek yapan şey şans değil inanılmaz bir çalışma azmi. Babası sol ayağının gelişmesi için futbol topu ve balonla çalıştırmış bir zamanlar Arda’yı. Milyonlarca euro para alanların arasında ve onların şöhretlerinden çekinmeden sahada kendini gösterebilmek, risk almak, gol aramak.
Tüm bunlar Arda’yı Real Madrid’e taşıdı. Bundan sonrası da mücadeleyle geçecek. Çok erken yakaladığı şöhreti taşıyabilmek, dünya yıldızları arasında kendini gösterebilmek gibi dertleri olacak Arda’nın...