ABD’de çekilen suç belgesellerinde cinsel saldırıya maruz kalan kadınlar kurban olarak konuşur, onlara en büyük desteği veren de eşleri olur.
Türkiye’de tecavüze uğrayan kadınlar en iyi ihtimalle kocaları tarafından boşanır, diğer seçenek zaten ölümdür.
Namus kavramını sadece bacak arasına indiren tavrımızın siyaset dizaynında uzun zamandır etkisini gösteriyor.
ABD’nin en unutulmaz 2 Başkan’ı, John F. Kennedy ve Bill Clinton’ın hikâyelerine bir bakmak lazım:
John F. Kennedy’nin, Marilyn Monroe ile yaşadığı aşk ilişkisi ya da Bill Clinton’ın Beyaz Saray stajyeriyle Oval Ofis’te yaşadığı macera siyasi hayatlarının sonu olmadı. Aksine her ikisi de ABD’nin en başarılı başkanları listesinde halen ilk 10’un içerisinde yer alıyor.
Türkiye bu konuda eskiden daha farklı bir ülkeydi.
Rahmetli Menderes’in gönül ilişkileri ya da rahmetli Fatin Rüştü Zorlu’nun Vesamet Hanım’la yaşadığı aşk, kimsenin konuştuğu işler değildi. İnsanlar seçtikleri kişinin yaptıkları işlere bakıyor, karı-koca arasındaki ilişkiye
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, seçimleri 400 uzman ve 100 kadar temsilciyle takip edecek.
Türkiye bu temsilcilerden ikisini veto etti.
Veto edilenlerden birisinin adı Kadir Kasırga.
Resmi sıfatı İsveç Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili ama fiili işi Türkiye’nin bölünmesini sağlamak.
Abartma diyenler çıkacaktır. Mayıs 2020’de İsveç Parlamentosu’na, Türkiye, İran, Irak ve Suriye topraklarından bölümler içeren Kürdistan devletinin kurulması için önerge veren isimlerden birisi bu Kadir Kasırga.
PKK’nın İsveç’teki tüm eylemlerine katılan, terör örgütünün sözcülüğünü yapan bir adamı Türkiye’ye gözlemci olarak yollamaya çalışmak…
Sevr hortladı da gerçekten haberimiz mi olmadı?
Diğer veto edilen ismi de yazayım: Danimarkalı, Kızıl-Yeşil hareketinden parlamenter seçilen Sören Söndergaard.
Batı ve demokrasi kelimeleri aynı cümle içerisinde çok fazla kullanılır.
Hemen 1951 yılına gidelim o zaman.
İran’da Başbakan seçilen Musaddık ülke petrolünü millileştirme kararı aldı.
İran petrolü üzerinde çıkarma, rafine etme ve satma hakkına sahip olup, Tahran’a sadece yüzde 16 pay veren anlaşmanın iptali demekti bu.
Düşünün İran petrolü sayesinde 1948 yılında 62 milyon sterlin kâr eden İngiliz şirketi kendi hükümetine 28 milyon sterlin vergi ödemiş ama petrolün sahibi Tahran Yönetimi sadece 1.4 milyon sterlin para alabilmişti.
İran, Birleşik Krallık’taki çelik-kömür sektörünü millileştiren İngiltere’nin bu karara saygı duyacağını zannetti.
İngilizler darbe hazırlığında yakalandılar, büyükelçilikleri kapatıldı, darbe yapma güçleri de sona erdi.
Onlar da ABD’den yardım istediler ve para, etki ajanları, Batı medyası ve çıkarılan iç karışıklıklarla beraber halkın oylarıyla seçilmiş Musaddık, ABD eliyle yapılan bir darbe sonucu
Temmuz 1994’te dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, Cudi’ye Türk bayrağı diktik diye açıklama yapmıştı.
Bugün Cudi Dağı’nın Sefine bölgesinde arbena eşliğinde yürüyüşler yapılıyor, insanlar Nuh’un gemisinin karaya oturduğu yere kadar gidebiliyor.
***
Eylül 2012’de PKK terörü Beytüşşebap ilçe merkezindeki askeri birliği hedef almıştı. O saldırıda 10 şehit vermiştik. Ardından Kato Dağı’nda başlatılan operasyonda 2 askerimiz daha şehit olmuştu. Bugün Şırnak’ın bu güzel ilçesi, Kato Dağı’nın eteklerindeki Zümrüt Kaplıcası sayesinde yerli turistlerin yaz-kış gittiği yerlerden biri oldu.
***
Yine Şırnak’ın Gabar Dağı’na bakalım. Ekim 2007’de operasyondan dönen askerlerimiz pusuya düşürülmüş ve 13 şehit vermiştik. Bugün o bölgelerde günlük turlarla gelip, dağ yürüyüşü yapıyor insanlar.
***
Hakkari’ye ayrı bir başlık açmak lazım. Terör örgütünün en büyük hedeflerinden biriydi Hakkari. 1985’te Serin Karakolu&rsqu
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı seçim bölgesi Kayseri’de izledim dün gün boyu.
İlk bakışta hayatının 4’te 3’ünde, topuk selamı ve tekmil almış, en fazla duyduğu söz “Emredersiniz” olan birinin sahada seçmenle diyaloğunu izlemek çok heyecan verici gelebilir insana.
Buna karşın Bakan Akar’ın 6 Şubat sabahından itibaren Hatay’da geçirdiği haftalar boyunca halkla kurduğu diyaloğu gördüğüm için Kayseri’de bulduklarım fazla şaşırtmadı beni.
Her siyasetçi gibi Bakan Akar ve ekibi de vatandaşın isteklerini not alıyor, bu bildiğimiz manzara.
Şaşırtıcı olan, istek sahipleriyle ilk yarım saatte temasın başlatılmış olması.
Sistem şöyle işliyor; vatandaşın arzusu tam olarak öğrenildikten sonra ilgili birimlerle koordinasyon sağlanıyor.
Bu noktada tek koşul, taleplerin yasal olması ve nüfuz ticareti içermemesi.
***
Kızıl Elma, Milli Muharip Uçak, Bayraktar TB2, delta kanatlı ANKA 3, Hürkuş... Son dönemde hiç olmadığı kadar havacılık konuşuyoruz.
Geçmişte Kayseri’de toprağa gömülen uçaklar iddiasından, Nuri Demirağ’ın batırılan yerli uçak girişimine, hepimizin adını ezbere bilip, hikâyesini bilmediği Vecihi Hürkuş’tan konuşurduk, şimdi somut işleri konuşuyor olmak keyifli ama bunu doğru bilgilerle yapmak lazım...
Dünya harp tarihinde uçaklarla başı belaya giren ilk ordu Osmanlı Ordusu olmuştu. Uçaktan atılan ilk bomba,
Kasım 1911’de, Trablusgarp Savaşı’nda Osmanlı askerlerinin üzerine atıldı.
Bir uçağa karşı ilk topçu ateşini
15 Aralık 1911’de Osmanlı birlikleri açtı. İtalyan Yüzbaşı Roberti yara almadı.
31 Ocak 1912’de İtalyan Yüzbaşı Carlo Montu yerden açılan ateşle yaralanan ilk pilot oldu. İlk gece bombardımanı
11 Haziran 1912’de Aziziye bölgesinde Yüzbaşı Morengo tarafından yapıldı.
Çarşamba günü Suriye ve Irak’taki Uluslararası Koalisyon güçlerinin genel komutanı General McFarlane ve Ortadoğu’dan Sorumlu ABD Savunma Bakan Yardımcısı Dana Stroul, adını vermeden Türkiye’ye parmak sallayan açıklamalar yaptılar.
Özellikle Bakan Yardımcısı Stroul, terör örgütünün Suriye kolu yöneticisi Mazlum Abdi’nin Süleymaniye’deki konvoyunun yakınına düşen bombalar konusunda öfkeliydi. “Soruşturma sürüyor” dedi, ülkesinin personeli ve ortaklarını tehlikeye düşürecek girişimlere şiddetle karşı olduklarını söyledi. Utanmazlığa bakar mısınız? “Müttefiki” Türkiye’ye karşı terör yöneticisini koruyan ABD Savunma Bakan Yardımcısı.
Acaba terör örgütüyle nasıl bir ilişkisi var diye bu Bakan Yardımcısı’nı araştırmaya başladım.
Bakan Yardımcısı’nın Türkiye’ye karşı çok açıklaması var. Bu Bakan Yardımcısı’nın Türkiye’ye karşı yaptığı her açıklamayı alıp, terör örgütü propagandası haline
Biz bayram telaşında ve ardından sadece gözümüzü değil cebimizi de yakan soğan fiyatını konuşurken çok önemli bir gelişme yaşandı.
ABD’nin Ukrayna Savaşı’ndaki rolünü ortaya çıkaran Discord Belgeleri’nden oldukça gizli bir plan ortaya çıkarıldı.
Washington Post’un verdiği, herkesin bir yanına dikkat ettiği habere göre Ukrayna İstihbaratı, ABD aracılığıyla, terör örgütünün Suriye koluyla bir anlaşma yapmış ve Suriye’deki Rus hedeflerine saldırma kararı almış.
29 Aralık 2022’de durdurulan plana göre, PKK’nın Suriye kolu üyeleri, insansız hava araçlarıyla başta paralı asker grubu Wagner olmak üzere, Rus hedeflerine saldırılar düzenleyeceklerdi.
Plana dair görseller hedefin sadece Wagner Grubu olmadığını, Rusya’nın Suriye’deki hava ve deniz üslerinin de hedef alındığını gösteriyor.
Buraya kadar olan haberi iyi kötü herkes duydu ama asıl önemli olan tarafa geçeyim:
Terör örgütünün Suriye kolunun, bu taşeron saldırılar karşılığında Ukrayna’dan neler