Biz bayram telaşında ve ardından sadece gözümüzü değil cebimizi de yakan soğan fiyatını konuşurken çok önemli bir gelişme yaşandı.
ABD’nin Ukrayna Savaşı’ndaki rolünü ortaya çıkaran Discord Belgeleri’nden oldukça gizli bir plan ortaya çıkarıldı.
Washington Post’un verdiği, herkesin bir yanına dikkat ettiği habere göre Ukrayna İstihbaratı, ABD aracılığıyla, terör örgütünün Suriye koluyla bir anlaşma yapmış ve Suriye’deki Rus hedeflerine saldırma kararı almış.
29 Aralık 2022’de durdurulan plana göre, PKK’nın Suriye kolu üyeleri, insansız hava araçlarıyla başta paralı asker grubu Wagner olmak üzere, Rus hedeflerine saldırılar düzenleyeceklerdi.
Plana dair görseller hedefin sadece Wagner Grubu olmadığını, Rusya’nın Suriye’deki hava ve deniz üslerinin de hedef alındığını gösteriyor.
Buraya kadar olan haberi iyi kötü herkes duydu ama asıl önemli olan tarafa geçeyim:
Terör örgütünün Suriye kolunun, bu taşeron saldırılar karşılığında Ukrayna’dan neler istediğine kimse dikkat etmedi.
Terör örgütü operasyonlar karşılığında Ukrayna’dan hava savunma sistemleri, eğitim ve rolünün gizli tutulacağına dair garanti istedi.
Bu kısım önemli zira ABD ve Avrupa, Rusya’ya karşı en gelişmiş silahları Ukrayna’ya yolluyorlar.
Bu silahların bazılarının karaborsada satıldığına dair çok haber çıkmıştı, terör örgütü bu kez kaynağından sofistike silah sistemlerine ulaşma şansına erişmiş olabilir.
***
Şimdi sıkı durun lütfen.
Oleg Kalaşnikov ve Taras Savin adları bize ilk başta bir anlam ifade etmiyor ama Ukrayna’dan PKK’ya silah ticareti açısından önemli.
Kalaşnikov, bir zamanlar Harkov’da silah ve uyuşturucu ticaretiyle mücadele eden birimin başındaki istihbarat yetkilisi.
Savin ise, Rus yanlısı bir partiden siyaseti denemiş, başarısız olmuş, Moskova ile bağlantıları olan biri.
Bu ikili Mayıs 2017’de Kiev’de terör örgütü mensuplarıyla buluşuyorlar.
Terör örgütü, ikiliden, Rus yapımı hava savunma sistemi MANPAD, dürbünlü tüfekler, gece görüş gözlükleri, sinyal bozucu cihazlar istiyor.
Bir milyon dolar avans ödenmesi ve silahların Süleymaniye Havalimanı’nda teslimi konusunda anlaşma sağlanıyor.
Fakat terör örgütü silahlar gelinceye kadar iki Ukraynalının rehine olarak kendilerine teslim edilmesini istiyorlar.
13 Temmuz 2017’de Savin ve petrol ticareti diye kandırdığı iki Ukrayna vatandaşı Süleymaniye’ye gidiyor.
Terör örgütü parayı ödüyor, iki Ukraynalı orada rehin kalıyor ve silahlar haftalarca teslim edilmeyince terör örgütü dolandırıldığını anlıyor.
Onlar da petrolden kolay para kazanacağını zanneden bu iki Ukraynalıyı 3.5 yıl ellerinde rehine olarak tutuyorlar.
Olay duyulduktan sonra kendini fahri konsolos olarak tanıtan Suriye Kürdü ve terör örgütü sempatizanı olarak bilinen Ferhad Ali Şahin devreye giriyor, pazarlığı yürütüyor. Burada önemli olan nokta şu: Mart 2021’de Ferhad Ali Şahin, kendisine ulaşan Al Monitor ekibine, konuşmak için Ukrayna İstihbaratı’ndan izin almam gerek diye yanıt vermiş.
Rusya ile savaşında en kritik hava gücünü Türkiye sayesinde sağlayan Ukrayna İstihbaratı, terör örgütüyle ilişkisinin boyutları hakkında ne diyecek acaba? Bu arada detaylarını bilmiyoruz ama sonuçta rehineler serbest kalıyor ve Ukrayna’ya dönüyorlar.
***
Yukarıda yazdığım bölümden Rus yapımı hava savunma sistemi MANPAD’a terör örgütü bir şekilde ulaşmış.
Türk Silahlı Kuvvetleri, 2017’de Batman’ın Sason ilçesinde ve 2019’da Kuzey Irak’ta bu MANPAD’lardan ele geçirdi.
Karanlıkta kullanılamayan bu sisteme karşı o dönem bazı uçuşların gece yapıldığını da biliyoruz.
Gelelim zurnanın zırt dediği yere.
Terör örgütü eskiden Rus yapımı silahlarla, ABD’nin Irak’ı işgali sırasında kullanılmış, sonra da Kuzey Irak’taki silah azarlarına düşmüş silahları kullanıyordu. Bugün o noktadan çok daha ileri gittiler.
Terör örgütünün kullandığı Batı silahlarının tamamının menşeini yazacağım ama İran’ı es geçmemek lazım.
Terör örgütünde İran yapımı M57, RPG-7 roketatarlar, PG7-A, PG7 AT roketatarlar ve NR431 A seri numaralı, 60 mm havan mermileri ele geçti.
Bugünlerde uçuş yasağı uyguladığımız Süleymaniye’de terör örgütüne göz yuman, Urumiye ve Şam’a terör örgütü yöneticilerini taşıyan İran uçaklarından bahsetmiştim 10 gün önce. Bu silahlar tabloyu çok daha anlaşılır kılıyor sanırım.
***
Gelelim terör örgütünün sahip olduğu, Batı ve hepsi müttefikimiz olan ülkelere ait olan silahlara.
Bir zamanlar kurtarmak için şehitler verdiğimiz Güney Kore’nin K413 el bombaları terör örgütünde. Seul, Irak ordusuna satmıştı, oradan terör örgütüne geçmiş. Alman yapımı DM41 ve DM51, ABD yapımı M26/61 ve M67 el bombaları da terör örgütünün stokunda.
Terör örgütünün kullandığı saldırı tüfeklerinin iki tipi ABD, diğer iki tip Kanada ve Polonya’ya ait.
Litvanya merkezli Pulsar’ın ürettiği iki çeşit optik araç ve ABD üretimi ACOG ve İsrail yapımı Meprolight 21 optik araçları da teröristlerin elinde.
Gelelim tanksavarlara… Fransızların Milan’ın da tutun da ABD yapımı Javelin ve İsveç yapımı AT4’lere kadar elinde terör örgütünün.
Keskin nişancı tüfeği olarak eskiden Rus yapımı silahlar kullanırlardı, şimdi Kanada yapımı Cadex-CDX 50 kullanıyorlar.
Tamburlu bomba atarları Hırvatistan üretimi, Avusturya yapımı Glock tabanca taşıyorlar.
İzleri sürülemesin diye seri numaraları tamamen kazınmış halde teslim ediliyor tüm bu silahlar.
NATO toplantısında Türk bayrağı yanında bayrakları asılı müttefiklerimizin silahları doğrultuluyor askerimize.
***
Soğan, fiyatıyla gözümüzü de cebimizi de yakıyor demiştim yazının girişinde.
Soğanı daha çok üretirsin, bir şekilde durum düzelir de bu ciğerimizi yakan durumu ne yapacağız?
Avusturya, terör örgütünde Türk polisinde olandan daha fazla Glock tabanca olmasını açıklayabilir mi bize?
Kimse DAEŞ’e karşı masalını anlatmasın bize.
Saydığım silahlar Türkiye sınırları içerisinde de ele geçirildi ve güvenlik güçlerimize karşı kullanıldı.
Şimdi de cevabını aradığımız soru şu:
Ukrayna’ya yardım olarak giden sofistike silahlardan acaba terör örgütünün eline geçen oldu mu?
Ortadoğu’nun tarihi yeniden yazılıyor doğru ama alçaklığın tarihinde de en üst noktada müttefiklerimiz ve İran...