2011 yılıydı... Konak Belediyesi, Sevgi Yolu’nu Sevgililer Günü’ne yetiştirmek için çalışıyordu. Çalışmalar bitince Sevgi Yolu sadece alışveriş yeri değil, sanatseverler için de bir buluşma noktası olacak, uzun yıllar sıkıntı çeken kitapçılar moral bulacaktı. Palmiyeler ışıklandırıldı, özel aydınlatma aparatları dikildi, tuvalet inşa edildi, giriş çıkışlara banklar, heykeller havuzlar kondu, duvarlara eski İzmir fotoğrafları asıldı, zemin için granit ve mermer kaplamalar seçildi. Taş ustaları, siyah mermeri oyup içine beyaz mermerden yıldız yerleştirip 33 ünlünün adını kazıdı. Ses sanatçısı olarak Zeki Müren, Barış Manço, Tanju Okan, Sezen Aksu, Neşat Ertaş, Cem Karaca, Zuhal Olcay, tiyatro ve sinema dünyasından Münir Özkul, Ali Poyrazoğlu, Kadir İnanır, Cüneyt Arkın, Ahmet Mekin, Hulusi Kentmen, Yılmaz Güney, Suat Taşer, Çetin Tekindor, Müjdat Gezen, Dilek Türker, Vasfi Rıza Zobu, Türkân Şoray, Hülya Koçyiğit, Belgin Doruk, Nubar Terziyan, Filiz Akın, Fatma Girik, Bedia Muvahhit, Çolpan İlhan, Eşref Kolçak, Tarık Akan, Kemal Sunal, futbolcu olarak Metin Oktay, yazar olarak Âttila İlhan’ın adları yazıldı. Neden 33 sanatçı seçildi? Nubar Terziyan’ın yanına İzmirli Hüseyin Baradan, Efkan Efekan, Ayfer Feray, Lale Oraloğlu, Nedret Güvenç, Âttila İlhan ve Suat Taşer’in yanına Salah Birsel, Necati Cumalı, Tarık Dursun K., Homeros, Ahmet Adnan Saygun, Dario Moreno, Ferdi Özbeğen, Gönül Yazar, Yusuf Nalkesen, Ekrem Akurgal, Mübahat Kütükoğlu, Rauf Beyru, Münir Aktepe gibi, İzmir kökenli sanat, kültür ve bilim insanlarının adı yazılmadı diyenler oldu, sonra unutuldu...
Kentli yurttaş olarak, sevdiğim insanların adlarını geleneksel kültürümüzde olduğu gibi, ayak altında değil, daha yüksek yerde görmek isterdim. Bu nedenle, sayısız kez yürüdüğüm Sevgi Yolu’nda yere döşenen isimlere basmamaya özen gösterdim... Zamanla yeni seçilen belediye başkanları, aynı partiden olmasına rağmen, önceki belediye başkanlarının yaptığı projelere, Oteller Sokağı’nda olduğu gibi özen göstermedi... İhmalkârlık, ilgisizlik nedeniyle gün geldi kitapçıların kitapları yağmur sularından ıslandı, arkasından güvenlik sorunları çıktı, sokağa dadanan hırsızlar esnafın kitaplarını çaldı.
Geçen gün Sevgi Yolu’ndan geçtim, şantiye görünümündeydi. Yağmurlardan zarar gören esnafın şikâyeti üzerine yola kanal döşeniyordu. Aslında 10 yıl önce yapılması gereken işler yapılıyordu. Araştırılmadan, planlanmadan yapılan imalatların sökülüp tekrar yapılması, milli servetin çöpe atılmasından başka bir şey değildir desek de sonuç değişmiyor. Gelelim asıl anlatmak istediğime; Sevgi Yolu’nda ünlülerin adının yazılı olduğu, paslanmaz metal plakaların yerinden sökülmüş olduğunu gördüm, sadece Barış Manço ve Hulusi Kentmen’in adı yazılı plakalara dokunulmamış. Konuştuğum esnaf, plakaların çalındığını söyledi. Sevgi Yolu’ndan sökülerek çalınan metaller, kime nasıl nerede hurda fiyatına satıldı? Kent mobilyalarına verilen zarar her gün büyüyor. Geçen hafta Sakarya Mahallesi’nde kaderine terk edilen Rum okuluna enkaz sökücülerin ve definecilerin verdiği zararı yazmıştım. Kapısı, penceresi, bahçe korkulukları çalınmıştı. Benzer yağmayı Sevgi Yolu’nda gördüğüm için, yazıma ‘Sevgi Yolu yıldızlarını arıyor’ başlığını attım. Dilerim, yıldızların sayısı artırılarak bu kez yere değil, daha yüksek bir yere asılır.
Gönlümden gökyüzü geçiyor...