İzmir-Aydın Demiryolu hattının ilk istasyonlarından biri olan Kemer Tren İstasyonu, 1,5 asrı geçen tarihiyle sayısız yolculuk öykülerine sahne olmuş, tescilli bir İzmir yapısıdır. Hangi cephesine bakarsanız bakın, detaylarında İzmir’in ulaşım tarihinden kesitler görürsünüz. Gün geldi diğer yapılar gibi Kemer İstasyonu da zamana yenik düştü, önce lojman pencerelerinden sarkan sardunları kurudu; peronuna trenler, yolcu salonuna yolcuları uğramaz oldu... İstasyonun terk edilmiş bakımsız hali, demiryollarına emek verenlerin dikkatinden kaçmadı. TCDD, Pakben Mimarlık ve Restorasyon Ofisi’ne çizdirdiği restorasyon projesini aslına sadık kalarak hayata geçirdi. Demir parmaklıklarla çevrili, güvenlikçisi olmayan istasyona birkaç kez hırsız girdiği için, önlem olarak zemin kat pencereleri ve kapıları, kurum tarafından geçici olarak siyah renkli sac panolarla kapatıldı. Arkasından, kullanımı için Konak Belediyesi’ne tahsis edildi... Kemer Tren İstasyonu’nun kültür amaçlı buluşma yeri olmasını arzu ederken, mekân-insan ilişkisini olumsuz yönde etkileyecek madde bağımlıları rehabilitasyon merkezi yapılması konusunda görüşlerimi belirttiğim için üzerinde durmayacağım. Kemer Tren İstasyonu’nun güvenliği bir an önce sağlanmalı, hapishane görüntüsünden kurtarılıp pencereleri, ahşap panjurları ve kapıları görünür hale getirilmelidir.
Son yıllarda restore edilen eski İzmir evlerinin pencere kepenklerinin siyah renge boyandığını görüyorum. Özellikle kentsel sit alanlarında, “Binanın mülkiyeti bende, istediğim renge boyarım” demek, kentin peyzajını ve binanın özgünlüğünü bozmaktan başka bir işe yaramaz. İzmir coğrafyasına zıt olan, iç mekânda koyu ahşap, dış cephede siyah renk tutkusu nereden geliyor? Siyah renk uygulaması, Basmane’de Kadın Müzesi pencerelerinde başladı, aynı hızla yayılmaya devam ediyor. Kadın Müzesi binası satın alınmadan önce, pencerelerine siyah boya sürülürken görüp, sahiplerine “Binayı neden karartıyorsunuz?” diye sormuştum. “Astar olarak sürüyoruz, ikinci katını açık krem rengi yapacağız” demişlerdi. Bu sırada bina el değiştirdi, orijinal renk yanılgısıyla kepenkler siyaha boyandı. Alanyalı Konağı ve İstiklal Okulu’nun önünden geçerseniz, pencerelerinin siyah boyayla karartıldığını görürsünüz. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girme uğraşı veren kentte, ayrıntılara, renk ve kütle ilişkilerine dikkat etmek gerekiyor...
Müzecilik Haftası’ndayız... Yıllar önce, “İzmir Mimarlık Müzesi kurulsun, sanatsal değeri olan objeler hurdaya gideceğine müzede sergilensin” diyen, kentli bir yurttaş olarak, Kemer Tren İstasyonu’na komşu olan demiryolu hangarının, mimarlık müzesi veya sergileme mekânı olarak hazırlanmasına sevindim. Bu konuda emek sarf eden İzmir Mimarlar Odası yöneticilerini kutluyorum.
Eşrefpaşa Hastanesi çalışanlarına, Dr. Yavuz Uçar, Dr. Gaffar Karadoğan ve Sevgili Hasan Tahsin Kocabaş’a, sağlığım için gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ederim...