Orhan Beşikçi

Orhan Beşikçi

-

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TCDD tarafından Konak Belediyesi’ne devredilen Kemer Tren İstasyonu’nun “Uyuşturucu Bağımlıları Tedavi Merkezi” olması haberini duyunca şaşırdım. İzmir-Aydın güzergâhında demiryolu taşımacılığına hizmet vermiş istasyonun tedavi merkezine dönüştürülmesi doğru bir seçim mi? Konuyla ilgili olarak Tepecikli (Yenişehir) dostlarıma düşüncelerini sordum, suratları asıldı haber hoşlarına gitmedi.

Çözüm bekleyen konular




İsmi olumsuzluklarla anılan semtlerinde tedavi merkezi olması halinde “Tepecik’in yıllardır kanayan yarasının daha da büyüyeceğini, bölgeyi daha da itici ve korkulur hale getireceğini söylediler. Ben de Tepecikli dostlarım gibi lojmanı, çeşmesi, sundurması, büfesi, ambarı, gar şefi odası ve unutulmaz hatıraları olan tarihi istasyonu kültür merkezi veya müze olarak görmeyi arzu ediyorum. Uyuşturucu Bağımlıları Tedavi Merkezi kurulsun, ama Türkiye’de ilk inşa edilen Kemer Tren İstasyonu’na değil…


Bayram günü eski İzmir mahallelerinde dolaştım, restore edilmelerini beklediğim bazı eski İzmir evlerinin boş arsalarıyla karşılaştım. Savaştan çıkmış ülkeler enkaz haline gelmiş kültür varlıklarını onarıp korurken biz elimizde bulunan sağlam binalara sahip çıkamıyoruz… Altınordu Mahallesi’nde Evliya Çelebi’nin ziyaret ettiği Şeyh Camii’nin tuğlalı minaresinin onarıldığını gördüm. Bu onarım Vakıflar Bölge Müdürlüğü gözetiminde mi yapıldı merak ediyorum?
Aynı şekilde daha yeni restore edilen Mısri Dergâhı akaretlerindeki bozulmaları ve diğer konuları Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne özellikle sormuştum, ancak henüz cevap gelmedi. Yıllardır yazıyorum, kültürel miras denetimsizlik yüzünden yok oluyor. Göçlerle gelenlerin oturdukları evlerin mimarisine arabesk tarzda müdahale etmeleri acilen önlenmeli…

Kemeraltı Çarşısı için onlarca haber yapmış bir gazeteci arkadaşım Anafartalar Caddesi’ne asılan gölgeliklerin başta yangın olmak üzere olası tehlikeleri haber yaparak gündeme getirdi. Bütün tarihinde Kemeraltı Çarşısı’nın üstü hiç kapalı olmadı, ayrıca üst örtü yapılması teknik olarak çok zor. Eskiden olduğu gibi dükkânların önüne güneşten, yağmurdan koruyan açıp kapatılan tenteler en akılcı çözümdür…

III Murat döneminde Bergamalı bir köylünün bulduğu ilginç öyküsü olan Helenistik döneme ait 3 küpün 2’si Aya Sofya’da diğeri de Louvre Müzesi’nde sergileniyor. Camiye çevrilmesinden sonra Ayasofya’da bulunan bazı eserlerin Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Tapu ve Kadastro 2. Bölge Müdürlüğü binasına taşınıp burada sergileneceğini duyuruldu. Masif mermer küpleri, İstanbul’dan istemenin tam zamanı.

Küpleri Bergama’ya vatanına taşısak, Küplü Hamam’da veya müzede sergilesek fena mı olur. Bu taşımadan cesaret alıp Louvre Müzesi’nde sergilenen sanat harikası süvari motifli diğer küpü de geri isteriz…


Çözüm bekleyen konular