1970’li yılların başında, fuar coşkusunu yaşamak için okul arkadaşlarımla birlikte, İstanbul’dan bindiğimiz otobüsten sabah erken saatlerde Basmane’de indik. O yıllarda otobüs garajı, meydanda şimdiki meşhur çukurun olduğu yerdeydi.
Fuar zamanı olduğu için otel bulmakta zorlandık. Bölgede çok otel olmasına rağmen otelciler kapılarına doluyuz tabelası asmıştı. Birlikte seyahat ettiğim arkadaşımın tanıdığı vasıtasıyla sokağın girişinde bir otelin zemin katında, koğuşa benzer yüksek tavanlı odada yer bulduk. Odanın penceresi sokağa bakıyordu, bir dönem burası postane olarak kullanılmış… Otel kâtibinin; otelin Latife Hanım’ın dedesinden kalma konak olduğunu söylemesi binaya ilgimi daha da artırdı. Latife Hanım’ın dedesi Uşakizade Sadık Bey’in adını taşıyan otel ve diğer oteller tıka basa doluydu. Otel lobisinde, koltuklarda, yerlerde uyuyanlar vardı… Üçüncü sınıf otele dönüştürülmüş İzmir köşkünde Latife Hanım’ın hatırası var mıydı? Mesela, koridordaki taş aynaya bakıp saçlarını taradı mı? O günlerde Latife Hanım sağdı, İstanbul’da Harbiye’deki dairesinde yaşıyordu… İzmir konaklarından dönüştürülmüş otel ve iş yerlerinin önünden geçerken; kapı girişleri, renkli camlar, salon aynaları, tavan süslemeleri, bahçesindeki havuzlar, palmiyeler ilgimi çekti. Kaldığımız otelin çatısında camdan yapılmış piramit aydınlığın benzerini kapısında “Arkeoloji Müzesi” yazan binanın çatısında da gördüm. O gün müze kapalıydı…
Arkadaşlarım gündüz fuarda gezerken, ben Basmane’nin arka sokaklarında dolaştım. Sokakta neşeli sünnet düğününe rastladım. Düğünde, orkestrasını gözleriyle idare eden göbekli kemancı; her şarkının arkasından önündeki kadehini yudumluyor, yudumladıkça coşuyordu…
Altınpark’ta şimdi kahvehane olan, Ünalan Çorbacısı’nın önünde, fuar gazinolarında ünlü sanatçılara eşlik eden müzisyenler, gecenin ilerleyen saatlerinde kendilerine konser veriyordu. Klarnet, kanun, cümbüş, keman, darbuka sesi gecenin sessizliğini bozsa da sürpriz sokak konserini kalabalık bir grupla birlikte karşı kaldırımdan izledim... Müzisyenlerin yanında bulunan bayan sanatçı, Gönül Akkor olabilir miydi? Fuarın içi kadar Altınpark da renkli ve hareketliydi… Altınpark’ta küçük tatlıcı dükkânının vitrininde görüp tattığım, irmik helvasının lezzetini unutmadım… Oteller Sokağı, cumbalı evler, Basmane Karakolu, ağaçlı yol, Çorakkapı Hamamı, Dönertaş Sebili, Tevfik Paşa Konağı, meyhaneler, hasır üstünde bağdaş kurup nargile içenler, çöp toplayan eşekler, sokak düğünü, otel odası, palmiyeler, ulu çınar ve çitlembik ağaçları Basmane’de ilk gördüğüm hafızamdan silinmeyen görüntüler olarak kaldı…