‘1 Numaralı Peron’ kitabının yazarı Ece Yazıcı, hayat koşullarının bizim dışımızda değişebileceğini vurgularken şunları söylüyor: ’’Başlangıç noktası ne olursa olsun, değişimi görmek, kabullenmek ve ilerlemek başından sonuna bir yolculuktur. Bu yolculuğun içinde aşk da vardır, birleşmek de, ayrılmak da... 1 Numaralı Peron’dan kalkan tren gibi, hayatımızın her durağında birileri biner, birileri de zamanı geldiğinde sessiz sedasız gider.’’
- Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?
1977 yılında Tekirdağ’da doğdum. Yaşamımın çok büyük bir kısmını İstanbul’da geçirdim. 1998 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, dönemin konjonktürü itibariyle bankacılık sınavlarına girmeye başladım. Sektöre ilk adımları böylece attım. İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası Bankacılık ve Finans yüksek lisansından dönem birincisi ve onur derecesi ile mezun oldum. Ama bir süre sonra, işin dışında başka bir dünya olduğunu fark edince, içimde ukde kalan şeylere yönelmeye başladım.
B&ou
Burçe Karaca, 1989 yılında Ankara'da doğdu bir piyano aşkıyla doğdu. İlk oyuncağı oyuncak bir piyanoydu. Daha sonra ailesinin de yardımıyla beş yaşında piyanoya başladı. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi flüt bölümünden mezun oldu. Başkent Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzik Teorisi ve Kompozisyon Bölümü’nü birincilikle ve tam bursla kazandı. Takip eden sene, ikinci dal okumak üzere girdiği piyano bölümü sınavında da başarı göstererek bu bölümde de okumaya hak kazandı. Üniversite eğitimini iki bölümden de birincilikle mezun olarak tamamladı. 3 Aralık 2020 tarihinde 6 parçadan oluşan ‘Moving Along the Blanks’ adlı ilk albümünü yayınladı. Sinematik ve minimalist tarzda yazılmış bu eserlerin nota kitabı Temmuz ayında dinleyiciler ile buluştu. Burçe, birçok yardım konserlerinde aktif rol alıyor. Özellikle sanata gönül veren ama yeterli imkanlarla sahip olmayan öğrenciler için çalışmaları devam ediyor.
Piyano benim için eski bir dost
Arda Foster, genç bir müzisyen. Henüz yolun başında ama müzik adına geleceğe dönük pek çok hayali var. İlk single çalışması ‘Gına Geldi’ye çok inanıyor ve dinleyicileriyle müzik aracılığıyla sıkı bir bağ kurmak istiyor.
- Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?
Çocuk yaşlarımdan beri müzikle uğraşıyorum. Müzik her zaman tutkularımdan biri oldu. Hem popüler müzikle ilgileniyorum hem de geçmiş yılların klasiklerini seviyorum. Uzun dönem profesyonel olarak voleybol oynadım. Hala da voleybolun sıkı bir takipçisiyim. Şu anda, yeni şarkım ‘Gına Geldi’ ile büyük bir heyecan yaşıyorum ve bu heyecanımı herkesle paylaşmak istiyorum.
- Müzik eğitimi aldınız mı?
Halk arasında ilk ağız sütü olarak bilinine ve doğumdan sonraki ilk 24 ila 72 saat arasında salgılanan ‘kolostrum’, içeriği itibariyle cilt için de inanılmaz bir bileşen… Tüm canlılar için bağışıklığı güçlendiren adeta bir ‘ilk aşı’ etkisi, yaşlanma etkileriyle savaşıyor. Detayları, Dermalista Laboratories kurucusu Bengühan Bora Usta’dan dinledim…
- Kozmetikteki yolculuğunuz nasıl başladı?
İki çocuk sahibi bir anneyim. 15 yılı aşkın süredir reklam sektöründe yer alan bir iletişimci olmanın yanı sıra, ulusal ve uluslararası alanda sektöründe öncü birçok markayla çalışan bir kreatif ajansın kurucu başkanıyım. Hayatım boyunca yeni başarılara imza atmak ve fark yaratmak odağıyla bir keşif arayışında oldum. Hep aklımda olan bir hedef olmasa da cilt bakım alanında bir marka yaratmak bu arayışla ortaya çıktı diyebilirim. Bu noktada yeni bir şeyler üretmek, mesleki bir yatkınlık diye düşünüyorum.
- ‘Kolostrum’ nedir?
Halk arasında ilk süt, ağız sütü veya altın süt olarak da bilinen
Aile dizimi konusu son günlerin en konuşulan ve en deneyimlenmek istenen konularından bir olarak karşımıza çıkıyor. Hatta uygulamayı merak edenler kişiler aynı zamanda bu deneyimi yaşamak istiyor. Yöntemi destekleyenler olduğu gibi karşı çıkanlar da var. Aile dizimi uygulamasının temelini, bilimsel yanlarını, kimlere, nasıl güveneceğimize dair aile dizimi eğitmeni Devani Dilek Yıldız Işık ile konuştuk.
- Bize öncelikle aile dizimi nedir anlatabilir misiniz?
Aile dizimi, benim de uzun yıllar eğitim aldığım hocam, Alman psikoterapist Bert Hellinger tarafından geliştirilmiş, kişiyi içine doğduğu aile sistemi (önceki kuşaklar dahil) ve orada fark edilmeyen gizli bağları da dahil ederek daha bütünsel şekilde ele alan bir yöntem. Psikoterapist Virginia Satir'in Aile Heykeli, Moreno'nun Psikodrama, Transaksiyonel Analiz gibi kendisinden önceki pek çok başka yönteminden de esinlenmiş. En basit anlatımla, biz ailelerimizden sadece saç, göz rengi gibi fiziksel özelliklerimizi, yeteneklerimizi miras almıyoruz, aynı zamanda ebeveynlerimiz ve onlardan önceki ebeveynlerinin kendi yaşam
Uzun bir süre önce dağılmalarına rağmen hala popülerliğini koruyan Hepsi grubunun sportif üyesi Yasemin Yürük, ‘Düştüm Gülüşüne’ adlı teklisiyle müziğe geri döndü. Prodüktör Selami Bilgiç ile stüdyoya giren Yasemin Yürük, yaz aylarının dinamizmini yansıtan bir dans şarkısı olan ‘Düştüm Gülüşüne’ ile sevenlerinin karşısına çıkıyor. Geri dönmesi konusunda şarkının süpervizörlüğünü de yapan Yasemin Şefik’in kendisini ikna ettiğini söyleyen Yasemin Yürük, parçanın hikayesini şöyle anlatıyor: “Her şey Yasemin’in ‘Hadi gel, Selami’nin şarkısını sen oku’ demesiyle başladı. ‘Yok yapamam, kaç yıl oldu’ dedim ama kendimi bir anda stüdyoda buldum’ diyor. Hikayenin devamı sohbetimizde…
- Hepsi grubundan sonra uzun bir soluklanmanın ardından yeni single’ınızı yayınlandınız? Neden bu kadar ara verdiniz?
Hmmm, aslında kendimle kalmayı seçtim… Ne istediğimi bulmalıydım. Ama neleri istemiyorum
‘Davet Sofraları’… Doğan Solibri’den yayınlanan kitap, mevsimler hatta aylara göre evde arkadaşlara, dostlara verilecek bir davet için menüler sunuyor. Tariflerin yanı sıra masa düzenleri de yer alan kitapta 8 kişilik ve her ay için 10 farklı sebze, meyve ve et yemeklerinden oluşan yemekli davet menüleri bulunuyor. Her mevsimde raflarda yer alan taze sebzelere göre hazırlanan menüler, yemeklerin birbiriyle uyumunun yanı sıra, dengeli beslenme esasları da gözetilerek kaleme alınmış. Tüm menüler; 1 çorba, 4-5 soğuk meze, 1 sıcak meze, 1 ana yemek + yan yemek ve son olarak da tatlı servisi içeriyor.
Ancak kitabın yazarı Pet Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, KEV (Köksal Eğitim Vakfı) Başkanı Zeynep Köksal Yaykıran, bu ikinci kitabıyla aynı zamanda ülkemizde olmayan bir konuya da el atıyor. Kitap, Köksal Eğitim Vakfı’nın başarılı çalışkan öğrencilerine burs fonu oluşturan bir sosyal girişimcilik projesi. Yaykıran, tüm telif hakkını Yönetim Kurulu Başkanı olduğu, Köksal Eğitim Vakfı’nın burs fonuna bağışlıyor. Yani bir
Kimya mühendisi annesi ile birlikte Türkiye’nin zeytin cenneti olarak bilinen Ayvalık’ta sentetik kimyasal içermeyen, doğal ve temiz kozmetiğin gücüne inanarak yarattığı Misbahçe markasının sahibi Serra Göney ile temiz kozmetik, aromaterapi, dermokozmetik, yeni içerikler ve trendler üzerine konuştuk…
- Doğal ve temiz içerikli kozmetik son zamanlarda bir hayli önemli bir konu. Bu konuda sizin düşünceleriniz neler?
Temiz kozmetik ya da temiz içerikli kozmetik, organik besinler gibi bazı zararlı katkı maddelerini içermeyen kozmetiklerdir. İster cilt ürünleri ister renkli kozmetik olsun, kadınlar temiz içerikli ürünleri güzellik lügatının içine dahil etti. Temiz içerikli ürünler zararlı kimyasallar içermediği için son zamanlarda bir hayli ön plana çıktı. Özellikle dermokozmetik markalar yenilikçi içeriklerle bu yolda ilerlediklerinden dolayı ön plana çıkıyorlar. Artık yüzde yüz doğal ve toksik olmayan ürünler yalnızca kanıtlanmış sonuçlar