Sorbonne Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği International Executive MBA Programı, Eylül ayında ilk kez Türkiye’ye geliyor. Kurumların üst ve orta düzey yöneticilerini, değişen dünyanın rekabetçi ortamında vizyoner bakış açısına sahip, stratejik düşünebilen, çağdaş ve yönetim metodolojilerine hakim sıra dışı liderlere dönüştürmek için özel olarak tasarlanmış olan program, Paris ve İstanbul arasında etkileyici bir gelişim köprüsü kurmaya hazırlanıyor. Detayları, bu işbirliğini gerçekleştiren BMI Business School'un Genel Müdürü Hasan Altunkaya’dan aldım.
Türkiye’de ilk kez gerçekleşecek uzun soluklu bir MBA programını başlatıyorsunuz. Bu çok özel eğitimden bahseder misiniz?
Türkiye’de bir ‘iş okulu’ yapılanması oluşturmak istiyoruz. Dünyada özellikle ABD ve Avrupa’da son 50-60 yıldır bu okullar çok öne çıkıyor. Bir kısmı üniversitelerin içinde yer alırken bir kısmı da bağımsız olarak çalışmalarını
Ünlü ressam, eğitimci Prof. Dr. Zahit Büyükişliyen’in zorluklar ve başarılarla dolu yaşamı, kızı Burçak Büyükişliyen Gönül tarafından kaleme alındı. ‘Yel Değirmenlerine Karşı’ adını taşıyan kitap aynı zamanda çağdaş Türk resminin gelişimine de tanıklık etme fırsatı tanıyor. Burçak Büyükişliyen Gönül ile kitaptan ve babasından bahsettiğimiz hoş bir sohbet gerçekleştirdik.
- Burçak Hanım, biraz kendinizden bahseder misiniz?
1970 yılında İskenderun’da doğdum. Çocukluğumun ilk yılları orada, sonra Almanya Kassel’da geçti. Kimya Mühendisiyim. Çok kitap okunan bir ailede, sanatın içinde büyüdüm; ressam bir baba, grafik sanatçısı bir anne, çello sanatçısı bir kız kardeş… İlk gençliğimin geçtiği Ankara’dan İstanbul’a göçerek, uzun yıllar ilaç sektöründe yönetici pozisyonlarında görev yaptım. Daha sonra kurumsal yapılara eğitmen-danışman olarak hizmet veren bir firmanın yönetici ortağı oldum. Şu anda Abu Dhabi’de
Kadının iyileştirici gücüne inanan, mesleğini aşkla yapan Eczacı, Homeopat, Aromaterapist Ezgi Nevçehan, homeopati mucizesini bizlerle paylaştı.
- Bitkilerle olan deneyiminizi anlatır mısınız?
Çocukluğumda çok şehir dolayısıyla çok okul değiştirmiş ve bu sayede çeşitli coğrafyalara dair renkli bir insan kültürüyle büyümüş biriyim. Belki de bu sayede insanlarla hızlı iletişim kurabilme, olayları hızlı analiz edebilme yetisi kazanabildim. Çocukluğumdan beri ilaç içmeyi sevmem. Babama, ‘ilaçsız iyileşmenin bir yolu olmalı’ diyordum ve ilaç içmemek için her yolu deniyordum. Kaçtığınız her neyse yaşam sizi hep onunla kavuşturur ki aslında kaçmayı bırakın diye… Misal ben kendimi Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde buluverdim.
Tam 22 yıldır serbest eczacılık yapıyorum. Geçen bu sürede mesleki yaklaşımım, mesleğimin ilk gününden bu güne ilaçsız iyi olma, kaliteli ve sağlıklı yaşamın doğadan gelen ve kadim bilgilerle harmanlanmış sırlarını danışmanlarımla paylaşmaktı. Bu uğurda
Feminen ama aynı zamanda maskülen… Sade ama aynı zamanda temiz ve şık görünümlü… 2022 yazının tırnak trendi doğal renkler, boyut ve desenlerle modaya ilham olmaya devam ediyor. Buk Beauty kurucu Buket Acar Önal, tırnak modası hakkında bilgi verdi.
- 2022 yaz mevsiminde bizi tırnaklarla ilgili hangi yenilikler bekliyor olacak?
Nasıl ki, moda sektöründe 80’ler 90’lar tarzı geri geliyorsa, tıpkı tırnaklarda da aşırıya kaçılmamış, daha feminen ve aynı zamanda maskülen diyebileceğimiz, sade fakat oldukça temiz ve şık duran, her insanın el ve tırnak tipine uygun, doğal görünümü bozmayan renk, boyut ve şekiller tercih ediliyor.
- Renkler, desenler ve tırnak formları hakkında bilgi verir misiniz?
Son zamanların trend renkleri tırnaklar için de her zaman ilham oluyor. Örneğin yazın bronz tenlerde, kimi kullanıcı neon renkleri tercih ederken, kimisi de kireç beyazı, süt beyazı gibi klasiklerden vazgeçmiyor. Tırnak şekilleri kişinin tırnak yapısına uygun formda seçiliyor. Bilinen küt ve oval tırnak şekilleri haricinde de son yıllarda birçok
Moda tutkunu iki üniversite arkadaşı olan Neslişah Aygören ve Duygu Peker Tunçyürek'in bir araya gelerek oluşturdukları bir kolektif kiralama platformu olan Modaloop'te hem ünlü tasarımcıların kıyafetlerine erişebilir hem de kendi gardırobunuzu paylaşarak gelir elde edebilirsiniz. Detaylar, sohbetimizde...
- Öncelikle sizi bir araya getiren ‘Modaloop’ fikri nasıl doğdu?
Duygu: Kendi ihtiyaçlarımız doğrultusunda bir araştırma yaparken, yurtdışındaki yükselen trendleri keşfetmemizle doğdu. Neslişah ile Koç Üniversitesi’nden tanışıyoruz. Fark ettik ki, hem yeni trendleri denemek istiyoruz hem de tasarım ve lüks markalardan giyinmek istiyoruz. Ancak, hem lüks markalara ulaşım artık ekonomik nedenlerle çoğumuz için çok zor, hem de sürdürülebilir modanın etkisiyle fazla tüketimden de kaçınıyoruz. Globaldeki trendleri ve yeni girişimleri araştırırken, kullanıcılar arası ikinci el satış ve kiralama sistemlerinin ne kadar yükselişte olduğunu keşfettik. Bu sistem bizi çok heyecanlandırdı ve modada bir değişim yaratabileceğimizi
Her gün yeni bir alanda kendini göstermeye başlayan blok zinciri teknolojilerine bu kez yayıncılık sektörü de dahil oldu. Yenilikçi e-kitap ve sesli kitap platformu Boodio tarafından geliştirilen yeni platform BODI Coin, tüm yayıncılık ekosistemini blok zincir üzerine taşımaya hazırlanıyor. Tam 12 ülkeden 150 yayınevinin dahil olduğu ve yayınevlerinin yanında yazarların da bağımsız olarak yer almasına imkan tanıyan bu platformu ve bu alanın nasıl işlediğini platformun Teknoloji CEO’su Niyazi Yılmaz’dan dinledik.
- Kitapseverleri ve yayıncılık sektöründeki bu yeni projenizi anlatır mısınız?
Son dönemde hayatın birçok alanında önemli avantajlar sağlayan blok zinciri teknolojisinin avantajlarını yayıncılık ekosistemine getiriyoruz. Global yayıncılık sektörünü merkeziyetsiz blok zincir üzerine taşımayı amaçlıyor. Amacımız, yayıncılık sektörü ürünlerinde yüzde 60'ın üzerine çıkan satış komisyonlarını ortadan kaldırarak, kitapseverleri uygun maliyetli ve benzersiz kitaplarla buluşturmak... Yayıncılara da 1 dakikanın altında tahsilat imkanı
Cengiz Yatağan, hem dünyada hem de Türkiye'deki önemli galerilerde çalışmaları sergilenen bir isim. Aynı zamanda çalışmalarıyla sık sık sokak hayvanları yararına projeler gerçekleştiriyor. Sanatçıyla projeleri hakkında konuştuk...
- Sosyal sorumluluk projeleriniz çerçevesinde şu sıralar Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği yararına bir projeniz oldu? Bu proje nasıl gelişti?
Yaşamım boyunca hayvanları insanlardan hiç ayırmadım. Hepimizin yaradanın mucizesi olduğumuza inanıyorum. Geçtiğimiz yıl Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği yararına sanatçı arkadaşlarımla beraber karma bir sergide yer aldık. Çalışmalarımızı da dernek yararına bağışladık. Çok başarılı oldu, inanılmaz bir etki ve katkı sağladık. Bu yakaladığımız sinerjiyi bu yıl da sürdürülebilir kılarak devam ettirmek istedim. Beyoğlu’ndaki atölyemde Mart sonunda bir etkinlik gerçekleştirdim ve gelirini de sokak hayvanlarına bağışladım. Elde edilen gelir Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği vasıtasıyla var olan barınakların geliştirilmesi, büyütülmesi, mama ve tıbbi giderleri ile
Hayatındaki ada teması Bozcaada'daki çocukluğuyla başlayan ressam Pınar Tınç kariyeri boyunca ada, doğa, deniz, bitki örtüsü, kuşlar, gece ve gündüz temasını işledi. Yurt içi ve dışında defalarca eserlerini sergiledi. Ressam, Hint Okyanusu’ndaki Fransa’ya bağlı Reunion adasında, 2014'te sanatseverlerle buluşturduğu 'Adaların Renkleri' sergisinden tam 8 yıl sonra 26 Mart’ta bu adaya yeni sergisi 'Adaların Rüyaları' ile geri döndü.
- Yolunuz nasıl Hint Okyanusu'ndaki bir adaya düştü?
Aslında hiç beklemediğimiz bir zamanda böyle bir fırsatımız çıktı. Hint Okyanusunda tropikal kuşağın en ucunda Madagaskar’ın hemen güney doğusunda tropikal bir Fransız adası olan Reunion, Fransız Hukuk Profesörü eşimin işi dolayısıyla birden gündemimize girdi. Bütün ailemizin arkadaşlarımızın yani çevremizdeki herkesin karşı çıkmasına rağmen 3 valizle Türkiye’den 10 bin km uzaklıktaki adaya taşındık. Oğlum Kerem 3 ay önce doğmuştu. Ardından kızımız Ada’ya hamile kalmıştım. Ada Reunion’da doğan ilk Türk – Fransız