Halk arasında ilk ağız sütü olarak bilinine ve doğumdan sonraki ilk 24 ila 72 saat arasında salgılanan ‘kolostrum’, içeriği itibariyle cilt için de inanılmaz bir bileşen… Tüm canlılar için bağışıklığı güçlendiren adeta bir ‘ilk aşı’ etkisi, yaşlanma etkileriyle savaşıyor. Detayları, Dermalista Laboratories kurucusu Bengühan Bora Usta’dan dinledim…
- Kozmetikteki yolculuğunuz nasıl başladı?
İki çocuk sahibi bir anneyim. 15 yılı aşkın süredir reklam sektöründe yer alan bir iletişimci olmanın yanı sıra, ulusal ve uluslararası alanda sektöründe öncü birçok markayla çalışan bir kreatif ajansın kurucu başkanıyım. Hayatım boyunca yeni başarılara imza atmak ve fark yaratmak odağıyla bir keşif arayışında oldum. Hep aklımda olan bir hedef olmasa da cilt bakım alanında bir marka yaratmak bu arayışla ortaya çıktı diyebilirim. Bu noktada yeni bir şeyler üretmek, mesleki bir yatkınlık diye düşünüyorum.
- ‘Kolostrum’ nedir?
Halk arasında ilk süt, ağız sütü veya altın süt olarak da bilinen kolostrum, doğumdan sonraki ilk 24 ile 72 saatler arasında salgılanan çok kıymetli bir bileşendir. Her yeni doğan memeliye ilk gıdayla birlikte geçerek büyümeyi ve gelişmeyi destekler, bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklardan korur. Olağanüstü faydaları sebebiyle adeta canlılar için bir ilk aşıdır. Kendi doğumumda yanımda yer alan ebenin bu sütü yüzüme sürdüğümde yaşayacağım mucizelerden bahsetmesiyle ilk farkındalığa ulaştım.
- İlk ağız sütü ya da kolostrumun faydalarından bahseder misiniz?
Kolostrum, probiyotik bir içeriğin ötesinde çok daha komplike bir bileşen. Yüksek immunoglobulin, hyalüronik asid, K2 vitamini, D vitamini, C vitamini, silika, probiyotik ve protein içeriğine sahip. Ciltte, büyüme faktörlerinin sayısını artırır, anti-aging etki sağlar ve cilt bariyerini onarır. Antimikrobiyal etkisi ile de ciltte inflamatuvar oluşumunu da azaltır. Bu sayede hassas cilt şikayetlerini gidermeye de yardımcı olur. Her yönüyle iyileştirici güce sahip olan kolostrum, vücudumuzun doğal yaşlanma etkileriyle mücadele etmek için ihtiyaç duyduğu birçok aktif maddeyi içerir. DNA yaşlanmasını yavaşlatmaya yardımcı olabilecek, sadece kolostrumda bulunan enzim olan telomeraz, DNA zincirlerinin kısalmasını önleyebilir ve hasar görmemiş cilt hücrelerinin kendilerini tekrar tekrar kopyalamasını sağlayabilir.
- Güzellik dünyasında bugün gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her yıl piyasaya yeni ürünlerin giriş yaptığını görüyoruz; fakat kozmetik pazarı genişlese de bu ürünlerin aşağı yukarı bileşenleri hemen hemen aynı. Ciddi anlamda bir tekrara düşme durumu var. Ancak kolostrum ciddi bir farkla ayrışıyor; ilk kez bebekliğimizde tek seferlik olmak üzere karşılaştığımız ve bağışıklık sistemimizi kurarak bizi hayata hazırlayabilecek güce sahip bir bileşen. Bu sebeple yaşlanma karşıtı birçok biyoaktif maddeyi içeren kolostrum, gelecek yüzyıla damga vuracak diyebilirim.
- Son dönemin en favori güzellik içerikleri neler?
Son dönemin en favori içeriğinin, doğal ürünler olduğunu söyleyebilirim. Doğala olan ilgi, her geçen gün artarak devam ediyor; ki, bu bizi fazlasıyla sevindiren bir gidişat. Doğadan gelen bitki özleri, güzellik içeriklerinde hala popülerliğini koruyor. Ben de bu ürünleri çok seviyorum.
- Siz kişisel bakımınızı nasıl yapıyorsunuz?
Genel olarak dermokozmetik ya da doğal içerikli ürünler kullanmaya özen gösteririm. Eczacı olan bir anneyeve ve teyzeye sahip olmanın avantajıyla her zaman doğal ve dermokozmetik ürünler tercih ettim. Hatta, annemi eczanemizdeki laboratuvarında cilt ürünleri hazırlarken merakla ve hayranlıkla izlerdim. Yaşım ilerledikçe de bu ürünleri deneyimleme şansım oldu. Annemin de yönlendirmeleriyle, hep bilinçli bir tüketici oldum. Rutin cilt bakımımda serum ve nemlendiriciler önemli bir yere sahip oldu. Tüketici olarak hep var olmayanı aradım çünkü tatmin noktam, gerçekten fayda sağlayacak etkinlikte ürünleri deneyimlemek.
- Doğal ve temiz içerikli kozmetik konusunda düşünceleriniz neler?
Doğal ve temiz içerikli kozmetik, zararlı kimyasal ve katkı maddesi içermeyen ürünlerden oluşur. Özellikle son dönemde, kullanıcıların dermokozmetik alanında daha da bilinçlenmesi, temiz içerikli kozmetiğe yönelmeyi arttırmış durumda. Günümüzde üretilen yüzde 100 doğal ürünlerin, aynı zamanda çevre dostu olmasına da özen gösterilmesi gerekiyor. ‘Temiz içerikli’ markalar, camdan, geri dönüştürülmüş veya geri dönüştürülebilir plastikten kozmetikler için kaplar ve ambalajlar üretmeli. Birçok marka, yenilikleri yakından takip ederek ürün portföyünü bu yönde geliştirme yolunda ilerliyor. Ayrıca tüketiciler, ürün satın alırken üzerinde yazan “doğal” ya da “bitkisel” kelimelerine aldanmadan, ürünlerin sertifikalı olup olmadığı konusunda dikkatli davranmalı.