Aile dizimi konusu son günlerin en konuşulan ve en deneyimlenmek istenen konularından bir olarak karşımıza çıkıyor. Hatta uygulamayı merak edenler kişiler aynı zamanda bu deneyimi yaşamak istiyor. Yöntemi destekleyenler olduğu gibi karşı çıkanlar da var. Aile dizimi uygulamasının temelini, bilimsel yanlarını, kimlere, nasıl güveneceğimize dair aile dizimi eğitmeni Devani Dilek Yıldız Işık ile konuştuk.
- Bize öncelikle aile dizimi nedir anlatabilir misiniz?
Aile dizimi, benim de uzun yıllar eğitim aldığım hocam, Alman psikoterapist Bert Hellinger tarafından geliştirilmiş, kişiyi içine doğduğu aile sistemi (önceki kuşaklar dahil) ve orada fark edilmeyen gizli bağları da dahil ederek daha bütünsel şekilde ele alan bir yöntem. Psikoterapist Virginia Satir'in Aile Heykeli, Moreno'nun Psikodrama, Transaksiyonel Analiz gibi kendisinden önceki pek çok başka yönteminden de esinlenmiş. En basit anlatımla, biz ailelerimizden sadece saç, göz rengi gibi fiziksel özelliklerimizi, yeteneklerimizi miras almıyoruz, aynı zamanda ebeveynlerimiz ve onlardan önceki ebeveynlerinin kendi yaşam süreçlerinde, çok zor olduğu için sinir sistemlerinin sindiremediği, tamamlanmamış duygularını da (korku, acı, öfke vb gibi) miras alıyoruz der. Bu aile diziminin kuşaklar arası travma aktarımı diye bilinen bölümü.
- Bu aktarımlar üzerine bilimsel bir kanıt var mı?
Pek çok farklı bilimsel araştırma var. Mesela, Atlanta'da Emory Üniversitesi’nde fareler üzerinde araştırmalar yapılmış. Erkek farelere kiraz çiçeği koklatırken aynı zamanda elektro şok verilmiş, sonra bu erkek farelerden alınan spermlerle hiç şok ve travma yaşamamış dişi fareler döllenmiş. Bu dişi farelerden doğan çocuklara kiraz çiçeği koklatıldığında (bireysel deneyim olarak kendi hayatlarında daha önce hiçbir korku unsuru ile karşılaşmadıkları halde) sanki elektro şok veriliyormuşçasına çok büyük endişe ve korku deneyimledikleri saptanmış (beyinlerinin ve burunlarının korkuyla ilgili bölümlerinde büyük tepkiler ve değişimler ölçümlenmiş). Epigenetik aktarımla ilgili uyanışın başlaması açısından bu deneyler jenerasyonlar arası aktarımı görebilmemiz için çok çarpıcı bir başlangıç oluyor.
Çok sevdiğim bir diğer çarpıcı araştırma, New York’ta bir tıp fakültesinde Psikiyatri ve Nörobilim alanlarında uzman olan Profesör Dr. Rachel Yehuda’ya ait. Kendisi aynı zamanda travma sonrası stres bozukluğu konusunda da dünyada önde gelen uzmanlardan. Yehuda, pek çok çalışmayla savaş gazilerini, soykırımdan kurtulanları ve onların çocuklarındaki hatta torunlarındaki nörobiyolojik durumu inceliyor. Sonrasında araştırmalar ispatlıyor ki bu kişilerin sonradan gelen kuşakları, kendi hayatlarında böyle travmalar yaşamamış oldukları halde, ‘Travma Sonrası Stres Bozuklukluğu’ belirtilerine sahip oluyorlar. Bunlara benzer pek çok başka bilimsel araştırmalar da mevcut.
Aile diziminin kapsadığı ve vurguladığı diğer önemli açı ise Jung’un da çok önemsediği kolektif vicdan konusu; içine doğduğumuz aileye aidiyet duygumuz ve sadakatimiz üzerinden bizi etkiler. Örneğin, annem mutsuz bir kadın ise ben de mutlu olmaya cesaret edememem, mutluluğa her yaklaştığımda belki de farkında olmadan kendimi sabote ederim. Bu aidiyet duygusu ve sadakat etkisi ile önceki kuşaklarda yaşanan zorlukları tekrarlamaya meylimiz olur. Mesela köklerimizde göç varsa, atalarımız göç ederken malını, mülkünü, toprağını, sevdiklerini orada bırakıp kaçmak, ayrılmak zorunda kaldıysa, biz de hayatımız boyunca onlara olan sadakatimizden; para kaybetmeye, sürekli taşınmaya ve hayatımızı her seferinde yeniden inşa etmeye çalışmak gibi zorlukları hayatımıza çekmeye meyilli olabiliyoruz.
"Aile Dizimi bir iç görü ve anlayış kazanabilmeniz içindir… Geçmişte tutulmayan yası, acıyı, öfkeyi hissetmeye başlayabilirsiniz."
- Aile dizimi kişiye nasıl uygulanıyor?
Bu metod, genellikle bir grup içerisinde uygulanır. Belki de hiç tanımadığınız diğer grup üyelerinin ve uygulayıcının yardımıyla oluşturduğunuz dizim, aile sisteminizdeki gizli dinamiklerin ışığa çıkmasına yardım eder. Siz diziminiz açıldığı sırada çoğu zaman sadece oturup seyredersiniz; bir iç görü, anlayış kazanabilmek için.
Diyelim ki, anneniz kendi annesini daha küçük bir çocukken kaybettiyse, bu bir çocuk için çok büyük bir travma olduğundan büyük olasılıkla bu kayıpla yüzleşmek çok zor gelecek ve anneniz çocukluğundan itibaren kendi annesine bakmamaya başlayacaktır. Bu durumda genellikle siz dünyaya geldiğinizde o boşluğu doldurmak için, sanki kendi annenizin annesi imiş gibi hissetmeye başlayıp ona annelik yapmaya çalışabilirsiniz.
Ya da onun geçmişte tutamadığı yası, acıyı, öfkeyi hissetmeye başlayabilirsiniz. Kendi bireysel yaşamınızda bir kayıp, yas konusu olmasa bile içinizde hep bu yas duygusunu taşıyabilirsiniz. Bu kişi ile dizim açıldığında ise uygulayıcı o anneannenin daha görünür olabilmesi için yardım eder. Bu konuda adımlar atılabilirse biz annemiz için günlük hayatımızda da bir şeyler yapmaya çalışmayı bırakırız, ona annelik yapmayı da… Anneannemizin yerini ve yaşamın ondan bize aktığı, annemizin de her şeye rağmen vazgeçmeyip hayatta kaldığı ve bize hayat verdiği gerçeğini onurlandırılabiliriz. Bu basit iç görü bile inanılmaz güçlü bir etki yaratabilir. Taşıdığımız yas ve acının da aslında bize ait olmadığını daha net gözlemlemeye ve farkına varmaya başlayabiliriz, o zaman kendi hayatımıza gitmek daha kolay ve özgür hale gelir.
Aile dizimi, enerjetik bir çalışma gibi görünse de her şeyden önce bize farkındalık getiren, olaylara çok daha geniş açıdan bakmamıza yardım eden, bizi köklendirip, güçlendiren ve kalbimizi sevgiye ve olana daha çok açmamıza yardım eden bir yöntemdir.
- Siz bu alana nasıl yöneldiniz ve bu uygulamaları yapmak için nasıl eğitimler aldınız?
Ben bu yöntemle tanıştığımda çocukluktan itibaren çok derinlerde, hep suçluluk hissederek büyümüş bir insandım. Aldığım hiçbir eğitim ya da yardım ne olursa olsun bu duygumu hafifletememişti. Sonra, bundan yirmi yılı aşkın süre önce bir gün, ilk kendi dizimim açıldığında; annemin pek çok kürtajı olduğunu ve hem doğmamış kardeşlerim adına, sanki annemmişim gibi sorumluluk ve suçluluk taşıdığımı hem de kardeşlerim yaşamazken bu dünyada var olmaktan da çok derin suçluluk hissettiğimle ilgili büyük farkındalık yaşadım. Benim için çok etkileyici ve derin bir çalışmaydı.
İşte tam bunun üzerine yıllardır hem danışmanlığını hem ortaklığını yaptığım anaokulumu, arkadaşlarımı, sevdiklerimi, evimi bıraktım. Elime bavulumu alıp dünyayı dolaşmaya başladım. Özellikle birlikte on yılı aşkın bir süredir aile dizimi uygulayıcılık eğitimleri de verdiğim, kendi alanında uluslararası saygın ve özel bir yere sahip Alman psikolog Svagito Liebermaster’ın İspanya, İtalya, Hindistan, Bulgaristan gibi pek çok farklı ülkede verdiği eğitimlerde önce defalarca katılımcı oldum ve sonra asistanlık yapmaya başladım.
Bu yöntemi geliştiren kişiyle daha çok vakit geçirebilmek, ondan daha çok şey öğrenebilmek için sevgili hocam Bert Hellinger’in Avusturya’da yaptığı yoğun, ileri seviye eğitim kamplarına katıldım. Onun her şeyin ötesinde bir insan olarak duruşu, varoluşuyla bana dokunması da çok kıymetliydi. Denk getirebildiğim her an onun Çin (biraz çılgıncaydı, çünkü lisanla ilgili zorluklar yaşadım ama vazgeçmedim), Meksika ve sıkça gittiği İspanya gibi ülkelerde yaptığı daha kısa eğitimlere, atölyelere de katıldım. Sekiz yıl boyunca Türkiye’ye yalnızca yılda 1- 1.5 ay geri geliyor sonra dünyayı dolaşmaya devam ediyordum. Sadece eğitim ortamları ya da inzivalarda kalarak geçen inanılmaz besleyici ve çok derinleştirici bir dönemdi benim için… Hem bir eğitmen ve uygulayıcı olarak hem de aynı zamanda bir insan, bir var oluş olarak... Bunun için şükran doluyum.
Tüm bu süreçlerde Travma ve Sinir Bilimi’yle ilgili donanımın hayatımızda ne kadar önemli olduğunu fark edip Almanya da Dr. Peter Levine'in enstitüsünde 3 yıl somatik deneyimleme eğitimi aldım. O zamanlar bu eğitim Türkiye’de henüz başlamamıştı. İtalya’da 3 yıl Psikiyatrist Wilhelm Reich'in öğrencisi Dr. Alexander Lowen'in yarattığı sistem olan biyoenerji eğitimimi tamamladım. Ayrıca kurucusu Harward'lı psikiyatrist Dr.Thomas Trobe’un merkezi Sedona’da olan Lerning Love Enstitüsü’nün yaklaşık 15 yıldır sertifikalı eğitmenlerindenim ve eğitmenleri olabilmek için yaklaşık 5 yıl da onlardan da eğitim aldım.
Benimki gerçekten biraz çılgın adanmış zamanlardı. Hem kendim hem yaptığım işle ilgili daha farkındalıklı ve bilinçli olabilmek ve kendi gerçeğimi de daha derinden bulabilmek için. Buna çok inanıyorum kendiniz geçmediğiniz bir yere sizinle çalışan kişiyi davet edemezsiniz, bu yapay olur. Aile dizimi şimdilerde dikkat çekti ve bu konuda bilgi almak isteyen, uygulamak isteyen çok kişi var.
- Aile dizimi ile ilgili olarak son dönemde bir bilgi kirliliği olduğunu düşünüyor musunuz?
Aile dizimine ilgi dürüstçe söylemek gerekirse, beni biraz endişelendiriyor. Öncelikle birden bire çok fazla insan eğitim almak için bize başvurmaya başladı ve hızla sonuca ulaşıp bir an önce uygulayıcı olma sevdası var. Maalesef daha kendisi insanlarla çalışma konusunda yeterli eğitim almamış, pişmemiş pek çok kişi eğitim vermeye başladı. Bu çok tehlikeli olabilir. Bir de dizi, sanki aile dizimi kişinin destek alabileceği, farkındalık geliştirebileceği, dönüş yaşayabileceği tek yöntem gibi bir his yaratmış olabilir. Bu da tehlikeli, çünkü tüm sistemlere bütüncül bakmak lazım. Kişinin ihtiyacına bağlı bilimin, psikolojinin bize sunduğu pek çok yaklaşım ve yöntem var. Kendi zorlandığım konulardaki tecrübemde de böyle; birkaç farklı yöntemden destek aldığımda yaşamımda pek çok şey daha rahat dönüştü.
"Umarım bu dönemde medyum tarzı yaklaşımlar artmaz…"
Diğer bir konu ise diziden dolayı aile dizimi sanki medyum gibi birinin geçmişte hangi yaşta, bizim başımıza ne geldiğini bilme metodu gibi hissedilmiş olabilir. Bunu da tehlikeli buluyorum. Umarım medyum tarzı yaklaşımlar artmaz bu dönemde. Çünkü aile dizimi temelde olgular, gerçekte olmuş önemli olaylarla çalışır. Zaten birinin beş yaşında başına bir şey geldiğini bilmesi değil, o başına gelen şeyle başa çıkabilecek kaynaklarla bağlanması, sinir sistemini regüle edebilmesi ya da o olaydan kendisini uzaklaştıracak, daha sağlıklı bir duruşa taşıyacak desteği alabilmesi önemli. Dönüşümler bazen hızlı olsa da genel olarak bir prosese ve zamana ihtiyaç duyarlar, bunu mutlaka hatırlamak lazım.
- Herkes bu uygulamadan yararlanabilir mi? Ya da sakıncalı durumlar söz konusu mu?
Eğer bu yöntemin yardımcı olabileceği, sizi destekleyebileceği bir konunuz varsa bile yaşamınızda hangi noktada olduğunuz, sinir sisteminizin gücünün hangi ölçüde bir yüzleşmeyi kaldırabileceği, fiziksel sağlığınızın nasıl olduğu gibi konular çok çok önemli. Bu günlerde bana son dönem kanserim hemen dizimimi açar mısın diye yazan kişiler var. Oysa çok büyük olasılıkla bu kişilerin öncelikli ihtiyaçları kemoterapi sonrası bedenlerini toparlamak, sinir sistemlerini güçlendirici belki travma iyileştirici ya da paylaşım desteği alabilecekleri çalışmalara katılmak olabilir.
- Birçok kişi aile dizimine inanmıyor ve karşı çıkıyor. Hatta buna bilim dünyası da dahil diyebilir miyiz?
Evet, bilim insanları bu konuda ikiye ayrılıyor, yeni gelişimle epigenetik ve travma araştırmaları birçok açıdan bu kuramları doğrulasa da henüz elle tutulup somut hale getirilmemiş konular ve tartışmalar da var. Gen bilimi ya da genel olarak bilim, insanı ve insanın psişesini araştırmaya devam ediyor, pek çok konuda daha bilinmeyen pek çok gizem var. Bununla beraber aile dizimiyle ilgili doğrulanmış yadsınamayacak kadar çok gözlem olduğu gerçekliğini de unutmamak lazım. Bu yöntemi yasal olarak mahkemelerde bile kullanan ya da sağlık sigortalarında ödeme yapılan sağlık yöntemlerine dahil eden ülkeler olduğu da bir gerçek.
- Aile dizimi almak isteyen kişilere tavsiyeniz nedir? Kimden alacaklarına nasıl karar vermeliler?
Öncelikle iyi araştırmalılar. Bu kişi eğitimlerini kimden almış, eğitim sürelerini gösteren sertifikalar var mı, eğitimlerini aldığı kişilerin bu konudaki yetkinlik düzeyleri ve tecrübeleri neler? Bu kişi sadece aile dizimi yöntemini mi biliyor, yoksa aynı zamanda başka eğitimleri de var mı? Özellikle ‘Somatik Deneyimleme’ gibi sinir bilimi temelli, travma farkındalığı olan eğitimler almış mı? Çünkü eğer uygulayıcının yeterli farkındalığı yoksa dizimi açılan kişiyi yanlış noktalara götürebilir ya da yeniden travmatize edebilir. Tüm araştırmalardan sonra da hemen gidip bir dizim açılmasını istememeliler. Önce gidip bir grup çalışması izlesinler, hissetsinler. Bu kişi yeterince şefkatli mi, güvenilir mi? Farkındalıklı mı? Bu yöntem gerçekten bana uygun mu? Bu kişiye güvenip kendimi açabilir miyim? Tamamen teslim olmadan önce kişi gözlemci pozisyonunda bir daha da iyisi birkaç kez, dizim açılımı yaptırmak istedikleri kişiyi ya da benzerlerini pasif katılımcı olarak gözlemlemeliler.