Bir grup yetişkinin çocukluktan itibaren “elim sende” oyununa devam etmesini konu alan komedi gerçek bir hikayeden yola çıkıyor
Uzun süre televizyonda çalışan yönetmen Jeff Tomsic’in ilk sinema filmi “Tag / Yakalandın!”ın çıkış noktası The Wall Street Journal’daki bir makale. Yazı, çocukluk arkadaşı bir grup adamın yılın bir ayında “elim sende” oynamaya devam etmesi ve birbirlerinin karşısına garip yerlerde çıkması üzerinden çocukluklarını yaşatma çabaları üzerine. Film ise Hogan, Bob, Chilli ve Kevin’ın bu oyunda 30 yıldır hiç ebe olmamış Jerry’i düğününde yakalamak için bir araya gelmesiyle başlıyor. Onlar Jerry’i tuzağa düşürmeye çalışırken düğün hazırlıklarında işler karışıyor.
“Oyun oynamayı bırakmazsan, büyümezsin” gibi bir fikri merkeze yerleştiren film, senaryonun akıcılığından ve fiziksel komediden ziyade oyuncu kadrosunun komedi yeteneklerinden ve ana fikrinden güç alıyor. Hollywood’un büyümeyi reddeden erkeklere duyduğu bitmeyen hayranlığın yeni bir ürünü olan film, yılın dikkat çekici komedilerinden biri değil. Ancak dengeli bir mizahla rahat bir seyirlik sunuyor.
Dramatik bir yolculuk
Filme
Fritz Böhm’ün yönettiği “Yabani / Wildling”, gizemli hikayesiyle ilgi toplayan ve izleyicisini bir ergenin kendisiyle ilgili sırları keşif yolculuğuna davet eden bir korku-gerilim filmi.
Fritz Böhm’ün yönettiği ilk film “Yabani / Wildling”, ismini gösterildiği South by Southwest Festivali’nde ilgi görmesiyle duyurdu. Başrolünde ergenlik çağındaki Anna’yı canlandıran Bel Powley’nin yanı sıra şu sıra filmlerde sıklıkla karşımıza çıkmayan Liv Tyler’ın yer aldığı film, korku/gerilim türünde.
Filmin ana karakteri Anna, kendisini hapis tutan bir adam ve onun yaptığı iğnelerle korkunç bir çocukluk geçiriyor. Bir gün kasabanın şerifi Ellen Cooper tarafından esaretten kurtarılıyor. Artık kötü günleri geride bırakıp normal bir hayata kavuştuğunu düşünürken kendisiyle ilgili sırlar ortaya çıkmaya başlıyor.
Film, eleştirmenlerden Bel Powley’nin performansıyla takdir topladı. Böhm’ün Florian Eder’la yazdığı senaryo ise bir tür filmi olarak ilerlemesinin yanı sıra farklı okumalara açık olmasıyla dikkat çekti. Tür filmi izleği üzerinden ergenliğe, büyümeye dair bir alegori veya sosyal konular hakkında bir film olarak yorumlanan “Yabani”, bu yönüyle de alkış topladı. Dolayısıyla pek sık
Soygun filmleri serisinin yeni halkası “Ocean’s 8”, kadın karakterlerin mükemmel bir soygun gerçekleştirmesi üzerine eli yüzü düzgün bir popüler sinema yapıtı.
Steven Soderbergh’in gişede altın yumurtlayan ve birbirinden ünlü aktörleri bir araya getiren soygun filmleri üçlemesi 2007 yılında sona ermişti. Şimdi sıra “Ocean’s 8”le kadınlardan oluşan bir suçlular grubunun soygununda. Mükemmel soygun girişiminin beyni ve ekibin lideri, üçlemede George Clooney’nin canlandırdığı Danny Ocean’ın kız kardeşi Debbie Ocean. Hapisten çıkan ve suç ortağı Lou’yu bulan Debbie, hapishane yıllarında tasarladığı bir soygun planını uygulamaya girişiyor. MET’in sosyetenin ağırlandığı galasını hedef alan ekip, buradaki çok değerli bir kolyeyi çalma derdinde. Gerisi, ekibin bir araya gelmesi ve soygunun gerçekleştirilmesi izleğini takip ediyor.
Sandra Bullock, Cate Blanchett ve Anne Hathaway’in de aralarında olduğu yıldız oyuncular kadrosu üçlemenin kadrosunu aratmıyor. “Yaşamın Renkleri” ve “Açlık Oyunları” serisinin ilk filminin yönetmeni Gary Ross, Soderbergh’in ilk üçlemede kurduğu yapıyı ve tempoyu bozmayan bir yönetmenlik sergiliyor. Erkek soygunculardan sıdkı sıyrılan izleyicilere kadın
Seri başladığında canavar olanı artık insanların kurbanı konumuna taşıması açısından ilginç bir metne sahip “Jurassic World: Fallen Kingdom”, seri içi referanslarla da hayranları gülümsetiyor.
Steven Spielberg ve Michael Crichton sayesinde 1993 yılında “Jurassic Park”la başlayan dinozorlar serüveni, “Jurassic World: Yıkılmış Krallık / Jurassic World: Fallen Kingdom”la beşinci halkasına ulaşıyor. Bekleneni vermeyen ve heyecan yaratmaktan uzak 2015 yapımı “Jurassic World”le başlayan yeni hikayenin devamı niteliğindeki film, bir önceki filmi aşıyor ve seriyi yeni bir yola sokuyor.
Önceki filmin kahramanları Owen Grady ve Claire Dearing, dinozorların yaşadığı ada yanardağ patlaması tehdidi altına girince zengin Lockwood tarafından görevlendirilirler. Amaçları adadaki dinozorları güvenli bir yaşam alanına götürmektir. Owen başta şüpheyle yaklaşsa da, yetiştirdiği Blue’yu kurtarma fikri onu ikna eder. Ancak bu teklifin arkasında görünenden fazlası vardır. Film, “Maymunlar Cehennemi” serisinde olduğu gibi izleyiciye taraf değiştirtiyor. Seri başladığında canavar olanı artık insanların kurbanı konumuna taşıması açısından ilginç bir metne sahip film, seri için referanslarla da hayranları
Nuri Bilge Ceylan yeni filmi “Ahlat Ağacı”nda, Türkiye’de yaşayanlara çok tanıdık karakterler yaratmadaki hünerini dünyada çok az sinemacının sahip olduğu bir gözle birleştirerek, evrensel gücü yadsınamaz bir sinemanın yeni bir halkasını sunuyor.
Nuri Bilge Ceylan’ın 71. Cannes Film Festivali’nde yarışan yeni filmi “Ahlat Ağacı”, bir baba oğul ilişkisinin dinamikleri üzerinden topluma uyum sağlayamama konusuna güçlü bir bakış sunuyor.
Filmin ana karakteri Sinan, öğretmen olmak için gittiği üniversiteden mezun olup doğup büyüdüğü, Çanakkale yakınındaki Çan’a geliyor. Koltuğunun altında kendi imkanlarıyla yayımlatmak istediği kendi deyişiyle “otobiyografik öğeler taşıyan bir meta roman” var: “Ahlat Ağacı”. Kendisi gibi öğretmen olan babası İdris’in ona kitabı yayımlayacak parayı vermesi mümkün değil çünkü kumar nedeniyle uçan kuşa borçlu. Sinan, bir yandan yerel belediye başkanı, ‘okumaya meraklı’ ve Çanakkale’nin tanıtımını önemseyen bir iş adamı, taşralı bir yazar gibi kişilerle konuşarak kendisine yardım ve gidecek bir yol bulma derdinde. Diğer yandan babasının kumar borçları, onu hem annesiyle hem köyde karşılaştığı diğer kişilerle babasıyla ilgili konuşmalara itiyor. Utanç
Resmi serinin yanı sıra yan filmlerle zenginleşen “Star Wars” evreni filmlerinin en yenisi “Han Solo: Bir Star Wars Hikayesi / Solo: A Star Wars Story”, önce heyecan uyandırmasıyla sonra yapımın ileri bir noktasında yönetmenleri Phil Lord ve Christopher Miller’ın görevden alınmasıyla gündeme geldi. Film, sonunda Hollywood’un güvenilir ve tecrübeli isimlerinden Ron Howard’a teslim edildi. Harrison Ford’un canlandırdığı efsane karakterin gençliği ise Coen Biraderler’in “Hail, Caesar!”ıyla parlayan Alden Ehrenreich’a emanet.
Filmde, geride sevgilisi Qi’ra’yı bırakarak yaşadığı yerden kaçan ve pilot olmak için eğitim alan Solo, kendisini bir kaçakçılık macerasının içinde buluyor. Tehlikelere rağmen ekibine sahip çıkan Solo, Qi’ra’yla yeniden beklenmedik bir yerde karşılaşıyor ve yanlış giden bir işi telafi için birlikte çalışmaya başlıyorlar.
Ron Howard’ın retro bir estetik ve macera filmi havasını verdiği “Han Solo: Bir Star Wars Hikayesi / Solo: A Star Wars Story”, “Solo’nun soyadı nereden geliyor?”, “Chewbacca ile nasıl tanıştı?” ve “Gemisi Millennium Falcon nasıl ortaya çıktı?” gibi hayranların merak ettiği sorulara yanıt veriyor. Ehrenreich’ın Ford’u oldukça andıran abartısız
Süper kahramanların, şahsına münhasır espri anlayışıyla geniş bir hayran kitlesi edinen üyesi Deadpool, ikinci kez sevenleriyle buluşuyor
2016 yılında Ryan Reynolds’ın suretinde izleyicilerle tanışan Marvel karakteri Deadpool, seyircisinin nezdinde kendisine özgü mizah anlayışıyla süper kahramanların diğerlerinden ayrı bir yer edindi. Filmin gösterdiği gişe başarısı devamının gelmesini kaçınılmaz kıldı ve şimdi “Deadpool 2” izleyiciyle buluşuyor. “John Wick”le tanınan yönetmen David Leitch’e emanet edilen filmde, X-Men’in üyelerinden Deadpool, bir grup mutantla işbirliği yapıyor. Bu işbirliğinin nedeni ise doğa üstü güçlere sahip genç bir çocuğu zamanda yolculuk edebilen mutant Cable’a karşı korumak...
Filmin aldığı ilk eleştiriler kahramanın takipçilerinin hayal kırıklığına uğramayacağına işaret ediyor. “Deadpool 2”nin öncülünden daha başarılı olup olmadığına dair bir görüş birliği bulunmasa da, ana akım eğlence peşindeki izleyicinin memnun olacağı fikri ağır basıyor. Marvel uyarlamaları evreninin bu özel üyesi, mizahını sevenleri bir kez daha salonlara bekliyor.
“Deadpool 2”
Yön.: David Leitch
Oyn.: Josh Brolin (Nathan Summers / Cable), Ryan Reynolds (Wade Wilson /
71. Cannes Film Festivali yarışmasının merakla beklenen filmlerinden Jean-Luc Godard’ın ‘Le livre d’image’ı deneysel anlatımı ve entelektüel derinliğiyle dikkat çekti.
71. Cannes Film Festivali’nin yarışmasında önceki gün festivalin merakla beklenen üç yönetmeninin, Pawel Pawlikowski, Jean-Luc Godard ve Jia Zhangke’nin filmleri takipçilerin karşısına çıktı.
‘Ida’yla 2015 yılında En İyi Yabancı Dilde Film dalında Oscar kazanan Polonyalı yönetmen Pawlikowski, festivalde sunduğu yeni filmi la önceki filminin izinden yürüyor. ‘Ida’ gibi savaş sonrası dönemin travmalarını siyah-beyaz ve stil açısından iddialı bir şekilde gösteren ‘Cold War’, aynı zamanda yarışma filmlerinden ‘Leto’da olduğu gibi arka planına aldığı politik huzursuzluğu müziği öne çıkarak anlatıyor. Film, 1950’lerde Polonya’da yerel bir konservatuvarda başlayan bir aşk hikâyesini yıllara yayılan ve kahramanlarının arasına Soğuk Savaş’ın girdiği olaylar silsilesiyle izleyicisiyle buluşturuyor. İsmindeki soğuk kelimesini akla getiren kontrollü, uzak, hesaplı bir anlatıma sahip film, aşk hikayesini yeterince inandırıcı kılamasa da, yönetmenliğindeki güçle takdiri hak ediyor.
Jia Zhangke’nin Altın Palmiye adayı filmi ‘Ash is