Ne Kadar Cesaretlisin?

22 Nisan 2019

Cesaret, korkularımızı kabul etmekle, gereksinimlerimizin ve rahatlığımızın ötesine geçmekle ilgilidir.

Cesaret, gerginliğe de sebep olur. Bu gerginlik, negatif bir durum olsa da dahi farklı bir şeyler yapabilmek adına tüm engellere rağmen devam etmeyi sağlar.

Cesaret sadece üstesinden gelebildiklerimizle tanımlanmaz. Rahatımız bozulma pahasına ihtiyaçlarımızın ötesine geçme halidir. Hayatımızda neler olursa olsun yapıcı tepki verme cesaretini gösterme ya da korku ve zorluklarla karşı karşıya gelindiğinde gerçekten kim olduğumuzu keşfetmekle ilgilidir. Tarihte başkalarının refah ve mutluluğunun kendilerininkinden daha önemli olduğuna karar vermiş ve bu kararı eylemlerini ve yaşamlarını etkilemesine izin vermiş bir sürü cesur insan var.

Albert Einstein, cesaretle ilgili çok güzel bir sözü var. “Dünya tehlikeli bir yer; kötülük yapanlardan dolayı değil, gördüğü halde hiçbir şey yapmayanlar yüzünden…”

Peki siz ne yapacaksınız? A. Einstein’ın dediği gibi gördüğü halde bir şeyler yapmayanlar grubuna mı dahil olacaksınız? Yoksa bir yerden başlamak lazım diyenlerden mi olacaksınız? Bir yerden başlamalı diyenler için aşağıdaki başlangıç önerilerine bir göz atın.

-

Yazının Devamı

Sevgiye Ulaşmanın Yolu

15 Nisan 2019

Zihin nesneden ayrı tutulamaz. Zihin bilinçtir, Zihin duygulardır, Zihin bağımlılıklarımızdır, Zihin nefretlerimizdir. Fizyolojik olarak bilinen nefes, sinir sistemi ve 5 duyumuz, psikolojik olarak bilinen hisler, düşünceler, bilinçaltı, fiziksel olarak bilinen dünya, su, otlar tabiat, ağaçlar, dağlar, nehirler hepsi zihnin nesneleridir. Hepsi de zihindir, hepsi dünyayı nasıl algıladığımızla ilgilidir.” Onları, nefesle bakarak dönüştürebiliriz.

Şimdiye kadar üç nefes farkındalığı egzersizini uyguladıysanız yukarıdaki bilgiler size daha yakın gelecektir. Saatinizi yirmi dakikaya kurun ve önce geçen haftalarda bahsedilen nefes farkındalığı egzersizleri yapın sonrasında ise bu haftaki dörtlü egzersize geçin.

- Nefes alıyorum, değişimin farkındayım (ya da andaki değişimin farkındayım ya da değişimi izliyorum). Nefes veriyorum değişimin farkındayım (ya da andaki değişimin farkındayım ya da değişimi izliyorum). –

Hiçbir şey bizden ayrı değildir. Her şey zihin ise gördüklerimiz de bize aittir.

-Nefes alıyorum, arzularımın kayboluşunu izliyorum. Nefes veriyorum, arzularımın kayboluşunu izliyorum-

Bu egzersizle hedef arzuların altında yatan gerçeğin fark edilmesidir.

Yazının Devamı

Aydınlığa Ulaşmanın Yolu

8 Nisan 2019

Zihin huzurlu olduğunda, üzgün ve endişeli haline göre daha kolay odaklanır. Bu yüzden de anda kalmak çok önemlidir. Anda kalındığında sadece korku ve endişelere değil iyi olana yani şefkate, sükûnete dokunma fırsatı elde edilir. İyi olana ait tohumlar bilinçaltımızın en derinlerinde gömülüdür. Yapılması gereken onlara dokunmak ve sulamaktır. Bu da ancak bilinçli nefes ile mümkündür.

Bir şeylere sımsıkı sarılma, ret etme ya da direnç gösterme şeklinde deneyimler yaşıyorsanız zihnin aydınlanmış halinin eksik olmasındandır. Hedef, aydınlanma ise zihin, aydınlanma yolunun öznesidir. Tam bir nefes farkındalığı, zihni aydınlatacak olandır.

Nefes farkındalığının püf noktası, bedeni bedenin içindeyken, duyguları duyguların içindeyken, zihni zihnin içindeyken, zihnin nesnesini zihnin nesnesi içindeyken izlemektir. İzleme meditasyonunda nesne, özne ve amaç birbirinden ayrı değildir. Burada amaç, beden, hisler, zihin ve çevreyi tek bir bütün olarak izleyebilmektir. Bu şekilde bağımlılıklar gibi zarar veren negatif enerjiler daha kolay fark edilir. Bu egzersizler sayesinde zihnin derinlerine inilir. Korku, kızgınlık, endişe vb. gibi oluşumlara derinden bakılarak zihni

Yazının Devamı

Duygulara Ulaşmanın Yolu

1 Nisan 2019

Geçen hafta başladığım “Nefes Farkındalığı” egzersizinin ikincisine devam ediyorum. İkinci nefes farkındalığı egzersizi hisler, algılar, düşünce, hayaller gibi psikolojik olan her ne varsa onunla ilgilidir. Bu egzersiz, zihinden sürekli olarak akıp giden düşünceler, hayaller, duygular ve algıların fark edilmesine yardımcı olması için Buddha tarafından yaratılmıştır.

Duygular bize aittir. Bizden başka kim onlarla ilgilenebilir ki? Çoğu zaman bedenimiz, duygularımız ve zihinsel oluşumlarımız yani algılarımızla ilgilenmeyiz. Aile, arkadaşlar, hocalar bir yere kadar bize yardımcı olurlar. Hisleri tanıdıkça onların faydalı olup olmadıklarını anlarız. Örneğin; bağımlılık, nefret, cahillik, gurur, kuşku, sağlıklı olmayan duygulardır. Acıya sebep olurlar. Acı da hayatımızdaki huzur ve neşeyi yok eder. Gurur büyük bir engelleyicidir. Herkesten daha iyi olduğumuzu düşündürür. Yalnızlık duygusu, sürekli kendi içimizde verdiğimiz savaş yüzündendir. İçimizdeki savaş bizi ailemizden, arkadaşlarımızdan, sosyal toplumdan uzaklaştırır.

Buddha, “Nefes Farkındalığını”eve geri dönmeye benzetmiştir. Ve bizi eve geri dönüş yaparak içerisini düzene sokmaya yani huzuru ve dengeyi bulmaya davet

Yazının Devamı

Gerçeğe Ulaşmanın Yolu

25 Mart 2019

Yaşamınızdakilerle etrafınızda olanlar hoşunuza gitmiyorsa gerçeğe ulaşmanın zamanı gelmiş demektir. Gerçeğe ulaşmanın yolu kişinin kendisiyle arkadaşlık ilişkisi kurması yani kendisini tanımasıyla başlar. (Bu cümlenin derinine inmeyeceğim. Önceki beş yazımda kendisini tanımasıyla ilgili içeriği paylaşmıştım. Merak edenler bu yazılara göz atabilir.) Kişinin kendisiyle arkadaşlık ilişkisi kurmasını sağlayacak en güçlü teknik Nefes Farkındalığı yani meditasyondur.

Buddha, “Nefes Farkındalığı”tekniğini on altı ayrı egzersiz olarak paylaşmıştır. İlk 4 egzersizle, düşünce, hayal ve fikirlerin bırakılması, nefesle bir olma, ikinci dört egzersizle duygular, algılar, düşünce ve hayaller gibi psikolojik olanı fark etme, üçüncü dört egzersizle sadece kötü hisler değil, şefkat, inanç, iyi niyet, anlayışı tolerans ve sükûnete dokunma, dördüncü dört egzersizle net bir izleme hali kazanılır. Zihninizi körleştirenler kolayca fark edilir. Gerçeği anladığımızda sakinleşiriz. Zihin sakinleştiğinde ise odaklanmak kolaylaşır.

Nefes Farkındalığı” tekniğini uygulamak için ilk adım, güçlü bir motivasyona sahip olmaktır. Zira güçlü bir niyetiniz yoksa uygulamada süreklilik de olmayacaktır.

Yazının Devamı

Barış İçin Ne Yapmalı?

19 Mart 2019

Dünya için güzel bir şeyler yapmak istediğiniz halde beceremediğinizi düşündüğünüz anlar oldu mu? Benim pek çok kez oldu. İşte bu anlarımdan birinde, barış hareketinin aktif temsilcilerinden olan Vietnamlı zen ustası Thich Nhat Hanh’ya inziva sırasında sorulan soruyla Thich Nhat Hanh'ın bu soruya verdiği yanıtın yer aldığı bir yazı karşıma çıktı. Zen ustasına sorulan soru şöyleydi;

“”- Sevgili hocam, çok acı çekiyorum. Fiziksel acıya sebep olan kronik bir hastalığım var. Dünyada olanları aşırı şekilde önemserim. Ben bir aktivistim. (Aktivist: Toplumsal değişme ya da politik değişiklik yapmak amacıyla kasıtlı bir biçimde eylem yapan kişi) Dünyadaki şiddet, yoksulluk ve çevresel tahribat konusunda umutsuzluk hissediyorum. Fiziksel acıyla yaşayanlara ve dünyada yaşananlarla ilgili çaresizlik hissedenlere ne tür uygulamalar yapmalarını önerirsiniz?

Thich Nhat Hanh’da şu şekilde yanıtlamış;

Evet, Aktivistler olarak dünyanın daha az acı çekmesine yardımcı olacak bir şeyler yapmak istiyoruz. Ancak olaylara barışçıl yaklaşamadığımızda, içimizde yeterli seviyede şefkat olmadığında dünyaya yardım etme konusunda fazla bir şey yapmamış oluyoruz. Aslında tam merkezdeyiz. Dünya

Yazının Devamı

Zihnin Doğası ve Elementler

11 Mart 2019

Geçen yazımda çocukluktan ölüme kadar geçen zaman içinde hayatımız, düşüncelerimizle şekillense de, dünyayı “dışarıda bir şey” olarak deneyimleme eğilimine sahip olduğumuzdan bahsetmiştim. Bu bilgiyi tam olarak içselleştiremediğinizi düşünüyorsanız bu yazı içeriği netleşmenize yardımcı olabilir

Dünyayı “dışarıda bir şey” olarak algılama sürecinin nasıl gerçekleştiğini insan bedenin yapısını meydana getiren toprak, su, ateş, hava elementlerinin yapısından faydalanarak anlatmak istiyorum. Toprak, su, ateş ve hava elementi cinsiyet faktöründen bağımsız olarak her insan bedeninin yapısında bulunur.

Toprak elementi denildiğinde akla sadece toprak gelmemelidir. Sertlik ve yumuşaklık, toprak elementinin yapısını oluşturur. Diyelim ki meditasyon yapmaya karar verdiniz ve mindere oturdunuz minderin yumuşaklığı sizi rahatlatır, güzel bir his verir. Minder yerine yere oturduğunuz da ise rahatsızlık hissi ortaya çıkar. Minderin yumuşaklığı o kadar çekici gelir ki, mindere sahip olmak istersiniz. Mindere sahip olamadığınızda sinirlenir, belki de meditasyon yapmaktan vazgeçersiniz. Mindere sahip olduğunuzda ise meditasyon vazgeçilmeziniz haline gelir. Aslında burada odaklanılması

Yazının Devamı

Sorumlu Kim?

4 Mart 2019

(İçerik ilginizi çektiyse bundan önceki iki yazımı da okuyabilirsiniz)

Hayatımız, çocukluktan öldüğümüz ana kadar olan düşüncelerimizle şekillense de, içgüdüsel olarak dünyayı “dışarıda bir şey” olarak deneyimleme eğilimine sahibiz. Bu eğilim bizi pek çok durumda olanlara karşı savunmasız yapar.

Bu sürece daha derinden bakacak olursak, deneyimlerin “içimizde” var olan zihinsel durumdan önemli ölçüde etkilendiğini fark ederiz. Tıpkı bir sporcunun bedenini eğitmesi gibi, zihin de eğitebilir. Zihin eğitildikçe davranış kalıplarının dışına çıkmak mümkün olur.

Son iki haftadır dışarıyı algılamada size yardımcı olan duyularınızın sahip olduğu bilinçten bahsederek konuyla ilgili uygulamaları "mutlulugusansabırakma" isimli instagram hesabımdan paylaştım. Bu uygulamaları yapabildiyseniz göz, tat, koku, tat, duyma, zihin duyularınızda var olan bilincin üzüntü, öfke, nefretle sonuçlanan zihinsel kirlenmelere sebep olduğunu fark etmiş olmalısınız. Uygulamaları yapamayanlar için kısa bir özet yapmak istiyorum.

5 duyunuza zihni de dahil edersek; düşünce ve duygularınızda var olan tema her neyse karşı karşıya geldiğiniz nesne o temaya uygun olarak şekillenir. Görme bozukluğunuz

Yazının Devamı