Yaşamınızdakilerle etrafınızda olanlar hoşunuza gitmiyorsa gerçeğe ulaşmanın zamanı gelmiş demektir. Gerçeğe ulaşmanın yolu kişinin kendisiyle arkadaşlık ilişkisi kurması yani kendisini tanımasıyla başlar. (Bu cümlenin derinine inmeyeceğim. Önceki beş yazımda kendisini tanımasıyla ilgili içeriği paylaşmıştım. Merak edenler bu yazılara göz atabilir.) Kişinin kendisiyle arkadaşlık ilişkisi kurmasını sağlayacak en güçlü teknik Nefes Farkındalığı yani meditasyondur.
Buddha, “Nefes Farkındalığı”tekniğini on altı ayrı egzersiz olarak paylaşmıştır. İlk 4 egzersizle, düşünce, hayal ve fikirlerin bırakılması, nefesle bir olma, ikinci dört egzersizle duygular, algılar, düşünce ve hayaller gibi psikolojik olanı fark etme, üçüncü dört egzersizle sadece kötü hisler değil, şefkat, inanç, iyi niyet, anlayışı tolerans ve sükûnete dokunma, dördüncü dört egzersizle net bir izleme hali kazanılır. Zihninizi körleştirenler kolayca fark edilir. Gerçeği anladığımızda sakinleşiriz. Zihin sakinleştiğinde ise odaklanmak kolaylaşır.
“Nefes Farkındalığı” tekniğini uygulamak için ilk adım, güçlü bir motivasyona sahip olmaktır. Zira güçlü bir niyetiniz yoksa uygulamada süreklilik de olmayacaktır. İkinci adım, 20 dakika boyunca sessiz, sakin ve tek başınıza olabileceğiniz bir yere sahip olmaktır. Uygulama sırasında sandalyeye, koltuğa ya da yere oturabilirsiniz. İdeal olan oturma şekli lotus pozisyonu olmasına rağmen başlangıç için sırtınızın dik tutabileceğiniz herhangi bir pozisyon da olabilir. Bedenin rahat olması çok önemlidir. Beden rahatlığı, uykuya dalınmayacak seviyede olmalıdır. Sırtın dik olması, enerjinin bedende daha kolay yol alabilmesi içindir. Üçüncü adım ise “Nefes Farkındalığı” tekniğine zaman ayırmaktır.
Nefes farkındalığı tekniğini uygularken dirençle karşılaşabilirsiniz. Uygulamaya devam ettikçe bu durum değişecektir. Sabırlı olmak gerekir. Direnci kırmanın en iyi yolu yukarıda bahsettiğim gibi güçlü bir motivasyona sahip olmaktır. Bu tekniği ilk uygulamaya başladığımda uygulaması çok basit olduğu için etkili olabileceği konusunda şüphelerim vardı. Daha önce bu tekniği uygulayan ve bana öğreten hocalarımın deneyimini itici güç olarak kullandım. İlerleyen zamanlarda ise beden ve zihnim meditasyonu kendiliğinden istemeye başladı. “Nefes Farkındalığı” tekniği ile ilgili özetle şunları söyleyebilirim; “Yaşanılan acı, üzüntü ve korkuların kaynağı yanlış algılardır. Yanlış algıların kaynağına derin bir şekilde bakma becerisini ise tek başına yapacağınız “Nefes Farkındalığı” tekniği kazandıracaktır.”
Buddha’nın önerdiği 16 egzersizden ilk dördü nefesle bir olmayı, düşünceleri, hayal ve fikirlerin bırakılmasını yani teslim olmayı sağlamaya yöneliktir. Saatinizi 20 dakikaya ayarladıktan sonra burnunuzdan nefes alıp vermeye başlayın. Nefesinizin bedeninizin nerelerinde olduğuna bakın. Nefesinizi fark etmeye başladığınız da şimdiki zamana adım atmış olursunuz.
Nefesinizi en çok bedeninizin neresinde hissediyorsunuz? Karnınızda mı? Yoksa burnunuzun içine doğru giren serin hava şeklinde mi? Nefes alışverişiniz kısa mı, uzun mu? Sığ mı, derin mi? Nefesinizin nasıl olduğunu fark ettikten sonra; Nefes alırken içinizden;
“Nefes Alıyorum”, Nefes verirken“Nefes veriyorum” ya da Nefes alırken“Nefes aldığımı biliyorum” Nefes Verirken, Nefes verdiğimi biliyorum” diyerek sadece nefes alışverişinize odaklanın. Sonrasında ise ikinci egzersize geçin.
Nefes alırken içinizden;” uzun nefes alıyorum”, Nefes verirken“uzun nefes veriyorum” ya da Nefes alırken “kısa nefes alıyorum”, Nefes Verirken” kısa nefes veriyorum” ya da Nefes Alırken“hızlı nefes alıyorum”, Nefes verirken içinizden” hızlı nefes veriyorum” diyerek nefes alışverişinizi takip edin.
Nefesinize odaklanmak yerine bir düşünceye takılı kaldığınızı fark ederseniz tekrar başa dönün, nefesinizin bedeninizin neresinde kendisini gösterdiğini bulun ve ona odaklanın. Nefes alışınız kısa ise bırakın kısa kalsın, onu uzun yapmaya çalışmayın. Burada sadece kısa ya da uzun olup olmadığını fark etmek önemlidir. Nefes fiziksel bir oluşumdur. Yüzde yüz nefese odaklandığınızda düşünceler de yok olacaktır. Düşünceler olmaksızın kendimizle baş başa kaldığımızda huzur, rahatlama da orada olacaktır. Hatta bu çalışmayı günlük aktivitelerinize de dahil edebilirsiniz. Örneğin, elinizde su dolu bir bardak var diyelim.
“Nefes alıyorum ellerim bir bardak sıcak su taşıyor, Nefes veriyorum ellerim bir bardak sıcak su taşıyor” ya da“Nefes alıyorum, oturuyorum, Nefes veriyorum oturuyorum”
Böylesi bir uygulama başlangıçta komik ya da saçma gelebilir. Zihin, bu egzersizi yapmanızı engelleyecek bir düşünceyi, fikri ortaya koyacak ve de tabii ki bedeniniz direnç gösterecektir. Bunun sebebi geçmişte geçirdiğiniz üzüntü ve travmaların, bedeninizde negatif enerji olarak yer almasıdır. Negatif enerjiler sizi rutinin dışına çıkmaktan alıkoymak için elinden geleni yaparlar. İlk iki egzersizi tamamladıktan sonra 3 ve 4.ncü egzersizi de aynı şekilde yapabilirsiniz;
-Nefes alıyorum bedenimin farkındayım, Nefes veriyorum bedenimin farkındayım
-Nefes alıyorum bedenimi rahatlıyorum, nefes veriyorum nefesimi rahatlatıyorum
Bu son iki egzersizle nefes farkındalığı ile birlikte beden farkındalığı gelir. Beden farkındalığı, bedenin rahatlaması ile başlar. Bedenin rahatlaması, aynı zamanda zihnin de rahatlamasıdır. Bu şekilde zihin, beden birliği gerçekleşmiş olur.
Nefesin, zihin ve bedeni nasıl etkilediğini fark etmek önemlidir. Zihin ve nefes pratik yaptıkça bir olurlar. Nefes farkındalığını günlük hayatımıza aldığımızda bizi sıkıntıya sokan, rahatsız eden düşünceler akıntısından kurtuluruz. Bu yüzden nefes farkındalığını günlük yaşantımıza alacağımız en faydalı şeylerden biridir. Yürürken bile farkındalık çalışabilirsiniz. Adım atarken nefes alır diğer adımınızda ise nefesinizi verebilirsiniz. Bu şekilde zihniniz bedeniniz bir olmuş olur. Nasıl, bu ilk dört egzersizi önümüzdeki bir hafta boyunca uygulamaya var mısınız?
Her Daim Sevgi ve Işıkla
Sibel KAVUNOĞLU
Kaynak: “Thich Nhat Hanh‘ın “Kalbin Uyanışı“ isimli kitabı
Not: Sonraki yazılarımda diğer 12 eksersizi de paylaşacağım.