DİSK’e bağlı Sosyal-İş Sendikası, Türkiye Sosyal Sigortalar, Eğitim, Büro, Ticaret, Kooperatif ve Güzel Sanatlar işçilerinin sendikasıdır.
Kod-A ise İzmir’de de faaliyet gösteren, devlete ve özel sektöre, elektronik arşiv hizmetleri sunan bir firmadır.
Bu iki kurum, birbirine düşmüş durumda.
***
Söze iddiacılardan, yani sendika yetkililerinden başlayalım.
Sendikanın İzmir Şube Başkanı Müfit Ereş, Genel Sekreter Celal Uyar ve Örgütlenme Uzmanı Gökhan Mangal’ı dinleyelim:
“Kod-A’da 853 kişi çalışıyor. 359’u örgütlü. Yüzde 40’a ulaşıldı mı, bakanlık sendikanın başvurusunu onaylıyor.
Nitekim bizim başvurumuz da onaylandı.
Buca’da delege seçimini kaybeden mahalleli 75 kişinin CHP’den istifa ettiğini yazmıştım.
CHP’li aklı selim herkes, o istifacıları ayıpladı.
“Onlar zaten CHP’li olamamışlar. Ayrılmaları, partimiz için kayıp değil” dedi.
Bornova’da da delege seçimleri yapıldı.
Ama orada istifa mistifa yok, dayanışma, dostluk, arkadaşlık ve partidaşlık vardı.
İnanılır gibi değil ama gerçek.
Kaybeden grup, kazanan gruba kahvaltı verdi.
Adeta düşman çatlattı.
Buca’daki delege seçimleri sonrası 75 kişinin istifa ettiği haberini okuyunca CHP adına hem üzüldüm, hem de çok güldüm.
Ağlanacak halimize gülmek gibi bir şeydi benim tebessümüm...
Delege seçilemeyen grup, kıyameti koparıyor.
Basın açıklaması yapıyor.
75 kişi partiden istifa ediyor.
Neden?
İki oy farkla kaybetmeyi hazmedemedikleri için!
***
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nin yeni akademik yılı açılışında dikkat çekici bir ifade kullandı.
Dedi ki:
“Ben rektör olsam, şuna bakardım: Üniversitemden mezun olan öğrencilerimin yüzde kaçını işe yerleştiriyorum? Yüzde kaçını iş arayan değil, işveren genç girişimci yapıyorum? Bunu sorardım, en önemli kriter de bu olurdu. İş ile iş gücü arasındaki beceri uyumunu sağlamamız lazım. Üniversitelerin programlarının iş dünyasının istekleri doğrultusunda hazırlanması gerekir.”
Bakan Elvan, yerden göğe haklı.
***
Sayın bakana, bazı şeyleri hatırlatmak isterim:
Örneğin, kuş uçmaz, kervan geçmez yerlerde bile üniversiteler açıldı sayın bakanım.
Oralardan mezun olmayı başaranlar, mutlu mutlu evlerine dönüyorlar, diplomayla!
Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, 7.5 yıldır Gaziemir’i yönetiyor. Bu adam iş yapıyor mu kardeşim? İnsana dokunuyor mu?
Bu soruların cevabı “evet” ise, gerisi, yani kişisel eleştiriler teferruattır bence...
Başkan Şenol, her gün mahalleleri tek başına dolaşır, yanında koruma yoktur.
Gördüğü eksikleri, başkan yardımcılarına iletir; çözüm sürecini takip eder.
Sosyal belediyecilik adına her şeyi yaptı ama sadece reklam yapmadı.
Gazetelerde boy boy resimleri çıksın, hiç istemez. ‘Bunlar yapmamız gereken işler! Reklama ne gerek var?” der.
Telefonlar bile akıllandı, ama pek çok sürücü akıllanmadı.
Reklam filminde olduğu gibi, benzin pompaları bile akıllandı, ama direksiyona geçen canavarlar, bildiklerini okumaktan vazgeçmiyor.
İzmir de trafik açısından zor bir kent haline geldi...
Büyükşehir Belediyesi, 110 noktaya kamera koydu.
1500 otobüse izleme sistemi yerleştirdi.
402 kavşak, akıllı hale getirildi.
163 adet kırmızı ışık ihlal tespit sistemi yerleştirildi.
116 adet park ihlal tespit sistemi kuruldu.
Cem Ulucan... Meslektaşım, kardeşim. Yazılarını okurken kah güldüğüm, kah duygulandığım sevgili dostum.
Geçtiğimiz mayıs ayında, talihsiz bir trafik kazası geçirdi.
Canından çok sevdiği eşi Gülcan Ulucan, o kazada hayatını kaybetti.
Dünyası karardı Cem’in...
Hayatının en büyük acısını yaşadı.
Hayat devam ediyor. Kaza sonrası iyileşen Cem, işinin başına geçti.
Yüzündeki gülümsemesi yarım, yüreğindeki o büyük acı eksiksiz, aynen orada duruyor.
Sevgili Gülcan’ı rahmetle anarken, Cem’le dillere destan aşkının izlerini taşıyan o güzel sözlerini hatırladım.
CHP İzmir’de delege seçimleri devam ediyor.
Delege seçilen, sanki belediye başkanı olmuşcasına seviniyor.
Kaybedenler de anlaşılması güç, derin üzüntü içinde.
Amaç, CHP’yi yüceltmek mi, yoksa CHP üzerinden isim yapmak mı?
Zaten partiye hizmet edecek olan delege, her halinden belli olur.
Gençlik kollarında, kadınlar kolunda ve partinin her etkinliğinde göstereceği performansla öne çıkar.
Partinin çalışkanları arka plana atılırsa...