Pazartesi günü manşetten verdik, “İncircinin gözü, Zeybekci’de” başlığıyla.
Yazımda, 11 Ekim’de kalkmasına karar verilen ilk incir ihracat gemisinin kalkış tarihinin, üreticiyi zarara uğratacağına dikkat çekmiştim.
İhracatçı firmaların, üreticiden ürünü daha ucuza alabilmek için ilk geminin 11 Ekim’de kalkması yönünde oy kullandığını yazmıştım.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin, 11 Ekim’i onaylayıp onaylamayacağını bilmiyoruz.
Kısa zamanda kendilerinden bir açıklama bekliyoruz.
İncir üreticisinin kulağı, hala Bakan Zeybekci’de...
***
Bu kararın, daha onay almadan yarattığı etkiye dikkat çekmek istiyorum.
Ege’nin inciri, nedense, her yıl farklı farklı tarihlerde ihraç ediliyor.
2014’te ilk incir seferi, 30 Eylül’de yapıldı.
2015’te 2 Ekim’di.
Geçen yıl 29 Eylül...
Bu yıl ise 11 Ekim olarak açıklandı.
İhracat yolculuğunun tarihi geciktikçe, bunun faydası ihracatçıya, zararı üreticiye...
Dolayısıyla bu yıl ihracatçı daha çok, üretici daha az kazanacak.
***
İzmir Metrosu’nun inşaatı sırasında ne sıkıntılar yaşadık, hatırlıyorsunuz değil mi?
Belediye otobüsleri, daracık sokaklardan geçmek zorunda kaldı.
Yeri geldi; yolun ortasına kurulan şantiyenin gürültüsü, sabaha kadar bizleri uyutmadı.
Çok önemli bulvarlar, caddeler, trafiğe kapatıldı icabında. Ya bugün?
O çilelerin hepsini unuttuk. Şimdi keyfini sürüyoruz.
***
Bakın, Karşıyaka tramvayı da bitti.
1 Nisan’da başlayan deneme seferlerinin ardından resmi seferler başladı.
Meral Akşener’in parti kuracağı uzun zamandır konuşuluyor.
Akşener, MHP’nin önemli bir kesimini arkasına aldı.
Yeni kurulacak partinin lideri olacak Akşener’in dava arkadaşlarından biri, hatta en baştaki ismi olan Müsavat Dervişoğlu ile görüştüm.
Enine boyuna, kurulacak yeni partiyi konuştuk.
***
Partinin adının ne olacağı, hala tartışılıyormuş.
Yakın bir zamanda partinin tüzüğü, programı, ne zaman kurulacağı, birinci ağızdan; yani Akşener tarafından açıklanacakmış.
Dervişoğlu, kurulacak partinin kimliğini kısaca şöyle özetledi:
Bu yıl 994 bin 766 aday, üniversite tercihi yaptı.
Üniversitelerin örgün lisans ve ön lisans programlarına ise 696 bin 241 aday yerleşti.
Üniversitelerin örgün lisans programlarında 50 bin 817, örgün ön lisans programlarında ise 163 bin 613 olmak üzere 214 bin 430 kontenjan boş kaldı.
Geçen yıl yüzde 93 olan doluluk, bu yıl yüzde 76’ya geriledi.
***
Bir akademisyenin gözünden, bu tablonun değerlendirmesine bakalım:
“...Üniversiteler neden boş kaldı?
Üniversite yok da ondan!
Çeşme pahalı mı, değil mi?
Turistik ilçeye tatile giden vatandaşlar, rakamlara neden isyan ediyor?
Esnaf, o rakamları istemekte ne kadar haklı?
Belediyenin, Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın, ÇEŞTOB’un, bu konuda yapabilecekleri bir şey var mı?
Malum, Çeşme denince, insanların aklına o doğal güzelliklerin yanı sıra pahalılık geliyor.
Bu sorunu, konunun muhataplarıyla konuştum.
Önce, Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’ı dinleyelim:
Çeşme’de günübirlik kiraya verilen yazlık evlerle ilgili bir yazı yazdım, ortalık ayağa kalktı.
Telefonla arayıp sitem edenleri mi ararsınız, sosyal medyada eleştiri yağmuruna tutanları mı?
Meğer Çeşme’den dertli ne çok insan varmış!
Hatırlatalım; geçtiğimiz çarşamba günkü köşemde, ÇEŞTOB Başkanı Veysi Öncel, günlük kiraya verilen yazlık evlerin hem güvenlik açısından risk oluşturduğu, hem de vergi ödemedikleri için devletin zarara uğratıldığı yönündeki görüşlerine yer vermiştim.
Öncel, konuya el koymaları için İçişleri ve Maliye bakanlarını göreve çağırmıştı.
Bu arada Çeşme’de turizmin halini kısaca özetlemişti.
Sadece Çeşme değil, üç tarafı denizlerle çevrili güzel yurdumun tüm tatil beldeleri turizmde büyük bir kriz yaşıyor.
Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, yana yakıla herkesi ilçesinde tatil yapmaya çağırıyor.
Güzel koylarını, eşsiz plajlarını, şifalı sularını, eğlence yerlerini, sörf yapılan yerlerini hatırlatıyor.
Üç marinanın 1000’den fazla yata hizmet verdiğini hatırlatıyor.
Festival-lerin ne kadar keyifli geçtiğini anlatıyor.
Sözü dönüp dolaştırıp, denizin temizliğine getiriyor.
Başkan Dalgıç diyor ki:
“Talihsiz bir deniz kazası oldu ama kirlilik temizlendi. Denizimiz, 10 yıl önce nasılsa, bugün de aynı güzellikte. Tüm analizler, Çeşme denizinin temiz olduğunu gösteriyor. Misafirlerimiz, gönül huzuru içinde denize girebilir.”