CHP İzmir’de delege seçimleri devam ediyor.
Delege seçilen, sanki belediye başkanı olmuşcasına seviniyor.
Kaybedenler de anlaşılması güç, derin üzüntü içinde.
Amaç, CHP’yi yüceltmek mi, yoksa CHP üzerinden isim yapmak mı?
Zaten partiye hizmet edecek olan delege, her halinden belli olur.
Gençlik kollarında, kadınlar kolunda ve partinin her etkinliğinde göstereceği performansla öne çıkar.
Partinin çalışkanları arka plana atılırsa...
Hatır gönülle adı delege listesine yazılanlar, delege seçilirse, onlardan ne fayda beklenir ki...
İşin en acı tarafı, belediye başkanlarını listeye yazmayarak, sözüm ona karşı tavır alıyorlar.
Sanıyorlar ki, belediye başkanını cezalandırıyorlar!
Bilenler bilir de, bilmeyenler de öğrensin. Belediye başkanları, doğal delegedir. Partinin ilçe başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, doğal delegedir.
Diyelim ki, iki grup yarışıyor. İlçe belediye başkanının adı, iki listeye de yazılsa kim, ne kaybeder?
CHP’nin dayanışma içinde olduğu gösterilir. CHP’linin, belediye başkanına sahip çıktığı mesajı verilir dosta düşmana... Başkanı onore eder, adının yazılması; nezakettir, inceliktir.
İlçe belediye başkanının adını listeye asıl ne zaman yazmak lazım?
İl kongresinde oy kullanacak delegelerin seçiminde!
O zaman onu yok saymak, CHP’lilerin CHP’li başkana yapacağı en büyük kötülüktür. Yüz binlerce oy alarak o ilçeyi yönetme hakkını kazanan belediye başkanının delege seçilmemesi, bunun engellenmesi ayıptır.
CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven’le, bu konuları konuştum.
Belediye başkanlarının, kesinlikle il delegesi olarak seçilmesi gerektiğinin altını çizdi. “Biz bunu yapmazsak, rakip partilerin ağzında sakız oluruz. Örgütümüzün belediye başkanına sahip çıkması gerek.
15 Ekim’de ilçelerde delege seçimleri bitecek. 10 Aralık’a kadar da ilçe kongrelerini tamamlayacağız.
Aralık sonunda il kongremizi yapacağız.”
Başkan Güven’e, “Aday olacak mısınız?” diye soruyorum:
“2019’a giden süreçte partide birlik beraberliğin ağırlıkta olması lazım. Birlikteliğe, dayanışmaya, her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. İl kongresi, ayrıştıran, küstüren değil; birleştiren, herkesi kucaklayan bir kongre olmalı.
Birleştirmeyi kim sağlayacaksa, 30 ilçeyi, 23 belediyeyi, milletvekillerini kim daha çok kucaklayacaksa, kongreye o isimle gidilmeli.
O kişi ben olurum veya olmam, hiç önemli değil. Partimizin başarılı olması için, referandumdaki ‘hayır’ bileşenleri dediğimiz oluşumu güçlendirmeliyiz.
Kongrede yarış değil, konsensus olmalı. Başkanlarımızla aramda en küçük bir sorun yok. Partililerimize örnek model olmaya çalıştım.
İnanıyorum ki, CHP’yi daha güçlü kılmak adına ortak bir noktada buluşacağız.”
Başkan Asuman Ali Güven, ilçe delegelerinde aranacak kriterlerle ilgili sıkıntısını da dile getirdi:
“Emeğe değer vermek lazım. Partinin her mücadelesinde yer alan gençlerimiz, kadınlarımız, arkadaşlarımız, öncelikli delege olmalı. Fakat delege seçiminde sandığa gitmekten başka bir şey yapmayanlara da çare bulmak gerekiyor.
Üyelik sistemindeki eksiklikler yararlanan üyelerimizin, hiç çalışmadıkları halde delege olmalarını engelleyemiyoruz.
2018’deki tüzük kurultayında bunun düzeleceğini umuyorum.
İzmir olarak bu konudaki sıkıntımızı ve çözüm formüllerini genel merkezimizle paylaştık.”